Gönderi

214 syf.
·
Puan vermedi
Nuhun Gemisi
Genç bir delikanlı iken Adana'dan İstanbul'a gelen Yaşar Kemal, Cumhuriyet Gazetesi kadrosuna dahil olarak , "Çukurova Röportajları" adı ile yayınlanan bir röportaj dizisi ile camiada kendine yer edinmiştir. Bu konudaki becerisi kayda değer bulunması üzerine, yeni bir röportaj dizisi için kendini Anadolu yollarına vurur Yaşar Kemal. Modern röportaj yazarlığının kurucusu kabul edilen büyük ustanın bir nevi seyahatname özelliği taşıyan Nuhun Gemisi adlı bu eseri, Bu Diyar Baştanbaşa adlı röportaj serisinin ilk kitabı. İçeriğinde ise 1951-1953 yılları arasındaki Anadolu'dan kesitler sunuyor bize. Erzurum'dan Van'a, Diyarbakır'dan Malatya'ya, Amasya'dan Adana'ya, Antep'ten Ağrı'ya, Bitlis'ten Iğdır'a değin yöre halkları ile tabiri caiz ise bütünleşerek, toplumun ahvalini aktarıyor bize. Bu röportajları oluşturması, takdir edersiniz ki, dönemin şartlarında asla kolay olmuyor. Mesela yolculuğunun Diyarbakır durağında yaşlı bir amca kesiyor Yaşar Kemal'in yolunu ve ona şöyle söylüyor: "Oğul oğul, dert mi ararsın Diyarbakır'da. Diyarbakır'ın taşı toprağı ahü vahtır..." Diyarbakır'daki işsizliği, susuzluğu, yol'suzluğu ve bu olumsuzluklar karşısında kaçınılmaz olan göçleri anlatıyor bize. Oradan Van'a geçiyor, Van Kalesi'nin güzelliğinden, Van kedilerinin sevimliliğinden, Van Denizi'nin (göl değil deniz) eşsizliğinden, pazar yerlerinden ve olağanüstü doğasından bahsediyor. Şark bölgesinin Diyarbakır-Malatya ve Antep üçgeninde yaygın olarak yapılan kaçakçılık faaliyetlerine, hatrı sayılır düzeyde dahil oluyor Yaşar Kemal. Doğru gözlemleyebilmek ve yalan yanlış bir haber yapmamak adına tam yirmi beş gününü, canı pahasına da olsa bu kaçakçıların bizzat arasında geçiriyor. Derken sene 1952... Erzurum dağları kar ile boran Aldı yüreğimi dert ile verem... Zelzelenin yerle bir ettiği köylerde alıyor soluğu. Bu zaman zarfında, evleri yıkılan 16.473 kişi ile birlikte çadırlarda yatıyor. Bir yanda soğuk, bir yanda salgın hastalıklar, bir yanda yokluk... Ama dert etmiyor usta, çünkü Anadolu insanı her zaman bildiğimiz, gördüğümüz, en azından aşina olduğumuz bütün sıcaklığı ve samimiyeti ile kucaklıyor kendisini. Sel vurmuş, harap olmuş Amasya'ya da uzanıyor Yaşar Kemal. Orada da balçıklar içinde yatıp kalkarak, yaşanan acıları, Karadeniz kıyılarındaki balıkçıları, süngercileri ve eşsiz Karadeniz ormanlarını anlatıyor. Ve tabi ki, Nuh'un Gemisi'nin kalıntılarına ulaşmak amacıyla, yurdumuza gelen Fransız görevliler ile Ağrı Dağı' nın zirvesine tırmanmayı da ihmal etmiyor. Kimi röportajlarında ise Sait Faik, Abidin Dino ve Çetin Altan gibi isimleri, anlatıları ile harmanlıyor. Güzel yurdumun yakın tarihinde cereyan eden yokluğun, yoksulluğun, cehaletin, kaçakçılığın, terörün ve sömürünün anlaşılabilmesi için Nuhun Gemisi çok sağlam bir kaynak. Bu şaheser üzerine ceketimizi ilikleyerek, Sevgili Yaşar Kemal'in önünde saygıyla eğilmekten gayrısı gelmez elimizden. Selam olsun, ışıklarda uyusun...
Nuhun Gemisi
Nuhun GemisiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20171,410 okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.