Gönderi

85 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 62 days
Satranç çok kısa ama etkileyici bir öykü. New York’tan Buenos Aires’e yapılan uzun bir gemi seyahatinde tesadüfen karşı karşıya gelen Dünya Satranç Şampiyonu ile Nazi eziyeti altında yaşamış bir yolcunun karşılıklı maçları hikayenin ana konusunu oluşturur. Dünya Satranç Şampiyonu Czentovic tesadüfen keşfedilen, aslında aptal sayılabilecek derecede yeteneksiz, son derece duygusuz, ancak satranç hamlelerini ezberleme ve uygulama konusunda çok başarılı bir kaba köylüdür. Yolcu Dr B ise hayatında hiç satranç oynamamasına karşın Nazi zulmü altında hapiste iken aklını kaçırmamak için bulduğu bir satranç kitabını ezberleyen, her hareketi ezberledikten sonra satrancı zihninde oynayan, bu kişilik bölünmesi sonucu yaşadığı travma ve psikolojik rahatsızlık nedeniyle hastanede tedavi gören ve akabinde serbest bırakılan, entellektüel birikimi ve görgüsü yüksek, üst düzeyden bir avukattır. Rastlantılar sonucu karşı karşıya gelip maç yapma fırsatı bulduklarında satranç bilgisi değil, psikolojik savaş belirleyici olur. Rakibinin kibar ve aristokrat duruşundan önce çekinen Czentovic, altında yatan psikolojik zayıflığı farkettiği anda topyekun saldırır; kabalık ve duygusuzluk görgüye ve kibarlığa baskın çıkar. Aynı Nazi çizmeleri altında tüm Avrupa'nın bizzat yaşadığı gibi… Bu kısa hikaye Zweig’in içinde bulunduğu ruh halini de gösterir bize. Kahramanımız Dr B gibidir; kapana kısılmıştır ve kaçacak yeri yoktur. Aristokrat bir aileden gelen, iyi eğitimli, kültürlü ve yetenekli Zweig yıllarca sanatçı dostlarından oluşan çevresinde entellektüel ve doyurucu bir hayat sürdükten sonra Nazi iktidarı ile birlikte tüm düzeni dağılır. Sadece Yahudi olduğu için önce sansür, baskı, yasaklar ile kültürel çevresinden koparılır; akabinde yavaş yavaş artan tehdidin boyutunu görerek vatanından kaçmak zorunda kalır. Savaşın çıkması ile birlikte Nazi’ler tüm Avrupa’yı ezdiğinde ise tek çareyi hiç tanımadığı, sevmediği Amerika kıtasına gitmekte bulacaktır. Yaşadığı dönemin siyasi atmosferinde bir çıkış ümidi bulamadığı için bunalıma giren Zweig’ın hissettikleri Dr B ile özdeştir; tüm kazanımlarını kaybetmiş, gittiği her ülkede “risk” olarak görülen, istenmediğini hisseden bu duygusal adam sadece yazarak (Dr B’nin zihninden satranç oynaması gibi), ama sürekli yazarak korur akıl sağlığını. Son çığlığı, ölümünden 1 yıl önce yazdığı “Satranç” olacaktır.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Can Yayınları · 2004237.6k okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.