Gönderi

250 syf.
·
Not rated
·
Read in 16 hours
Yüz yaşınızı geçtiniz. Neler görüp geçirdiğinizi saymaya başlasanız nefesiniz tükenir belki de.. Ama şu an yaşadığınız dönemden daha kötüsü gelmemişti başınıza. Ülkeniz kabuğuna çekilen bir kaplumbağa gibi şimdi. Öyle ki kendi topraklarıyla bile bağları zayıflayıp; teker teker kopuyor. Yiyecek şey bulamıyor, dilinizdeki çoğu kelimeyi çekip alıyorlar sizden. Sizden sonra gelen nesiller yorgun doğuyor, kısa yaşıyor. Sizin lanetiniz ise yaşamak. Buna yaşamak denirse tabii. Elinizden ne gelir ki? Bir portakal olsaydı şimdi, ne güzel olurdu sahi.. . Tokyo’nun Son Çocukları’nı okumaya başladığım gece bir kabus gördüm. Kitaptaki Mumei oluyordum, güçsüzdüm, halim yoktu adım atmaya. Çevrem öyle karanlık öyle çoraktı ki.. Uyanınca kitabı elime alıp bir solukta okudum. Yine kabuslar göreceğim biliyorum. Sadece distopik bir evrene götürmüyor Tawada bizi, o evrenin hemen dibimizde olduğunu anlatıyor. Korktuğumuz her şeye komşuyuz biz. Karanlığa-açlığa-soğuğa-yalnızlığa ve en çok da ölüme.. Yoko Tawada “bir kutup ayısının anıları”nda da bilinci uyarıyordu ama Tokyo’nun Son Çocukları’nda bilinci yerle bir ediyor. Ahşap bloklar gibi birbiri üzerine devriliyor düşünceler. Yalnızca Tokyo’daki değil dünya üzerindeki her çocuğu düşünüyorsunuz. Sizin çocuğunuz, onların çocukları, torunlarınızın çocukları.. Onları görüp göremeyeceğinizi bilemezsiniz ama ya onlar son olursa? İşte bu düşünce sarsıyor insanı.Kısacık bir eserde insanın yakın veya uzak geleceğini sorgulanıyor. . Lütfen okuyun. . Hüseyin Can Erkin çevirisini okumak ise benim için çok değerli..O ve Ali Volkan Erdemir çevirileri sayesinde Japon edebiyatının renklerine büründüğümü hissediyorum- . Nazlım Dumlu çalışması olan kapak tasarımı ise ikiye bölüyor, bir varış ve bir terk edişi..
Tokyo'nun Son Çocukları
Tokyo'nun Son ÇocuklarıYoko Tawada · Siren Yayınları · 2020849 okunma
··
192 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.