Bir sevgili düşünün. Bir gün bir iş fırsatını değerlendiriyor ve sizi bırakıp gidiyor. 15 yıl süre boyunca kendisinden asla haber alamıyorsunuz. Aşk kalır mı? O kadar uzun süreden sonra tuttu ki döndü. Kollarınızı açıp onu bekler misiniz? Hiç sanmıyorum ben şahsen Kitap günümüz ile başlıyor. Matt National Geographic'te fotoğrafçı. Evlenip boşanmış. Bir gün metro istasyonunda kapılar kapanmadan hemen önce eski aşkını görüyor. Bu bizim kızımız Grace. Birden bire onca sene film şeridi gibi gözlerinden geçmeye başlıyor ve biz geçmişe gidip onunla birlikte yaşadıklarını okuyoruz. Sonrasında tekrar günümüze dönüyor ve büyük bir sırrın peşine düşüyoruz. Kitap inanılmaz akıcı. Zaten kocaman puntoları olan bir kitap. Bir yere kadar oldukça sevdim de sayılır. Ama bir yerden sonra erkek karakterimize uyuz olmaya başladım. Sonra büyük sır ortaya çıktıktan sonraki halleri ile beraber bu nefretim tavan yaptı. Eh ben adam. Bunca sene git gelme sonra gel değişik triplere gir. Ne hakkın var acaba?! Ben o kızın yerinde olsam seni zaten çoktan tekmelemiştim ve daha önce gittiğim Afrikalara kadar yeniden ziyaretine sebep olmuştum Sen dua et Grace çok insaflı kadınmış. Bunlara rağmen kitabı sevmediğimi söyleyemem. Ben böyle uzun dönemlere yayılan aşk hikayeleri okumayı severim. Çocuğumuz fotoğrafçı kızımız Çello çaldığı için kitabımızın içinde bol bol bunlara da yer verilmiş. Kesinlikle geçmişteki karakterleri çok daha fazla hoşuma gitti. Her aşk kitabında olan klişelerden bol bol olmasına rağmen biliyorsunuz ben klişe severim diyorum ve sözlerime son veriyorum :)

İki Yabancı Olmadan ÖnceRenee Carlino · İndigo Kitap · 2015526 okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.