Gönderi

giriş
Günümüzde içinde her türlü kitabın bulunduğu bir kitapçıya girilebilir ve kimilerinin kapaklarında şimdi tuhaf kaçan fakat etkili bir şekilde -veya bazı durumlarda etkisiz olarak - şu şekilde pazarlanan sözler bulunan, 'kendi kendinize-yapın' formatında geniş bir seçme eserler dizisi bulunabilir. Çoğu okuyucunun bildiği gibi/ kişi eğer tavsiye edilen bir kitap ismine yönelmeden baskı sayısı fazla olan kitapların içine dalarsa beklenmedik ölçüde kafası karışabilir. Yemek pişirme ve araba tamiri gibi somut ve belirli konularda uzmanlık arayanlar genellikle kaşları fazla çatılmadan uygun bir öğretici kitap bulurlar. Ne var ki konusu insan olan çalışmalar alanına gelince manzara değişir. Örneğin sağlık ve tıp, psikoloji ve eğitim alanlarında öğüt çok daha dolaylı verilir, çoğunlukla bilgi ve analiz içeren satırların arası okunur, Bu konuların bilimsel çerçevesi nedeniyle acemi olanlar bunların içeriğinin büyük kısmının somut bir şekilde öznel 'olguya' dayandığını düşünmeye yönelebilirler. Ancak bununla temel bir aşinalık kazandıktan sonra kişi sunulan çeşitli materyallerin geçerliliğini, konusunu ve çapını takdir etmeye başlar. Bu yön tayininden önce raflarda ihtiyaç duyduğu en faydalı kitabı seçebilir veya seçmeyebilir veya belki de çok daha sonra gerçekten doğru seçim yapıp yapmadığını anlayacaktır. Felsefe, din ve mistisizmin ücra köşelerinde bu yön tayini işi daha karmaşık ve daha az anlaşılır hale gelir. Şevkli okuyucu bunu tümüyle gözden kaçırabilir. Ezoterik kitap başlıkları aydınlanma vaadiyle, 'içine atla - su çok güzel!' diye bağırarak okuyucunun dikkatini çekmek için feryat ederler. O da genellikle buna uyar ve çok geçmeden su boyunu aşar. Sufiler yanlış eğitilmiş bir kültürün tecrübesiz insanların olağanüstü tehlikeler içeren herhangi bir bilgi alemine böylesine paldır küldür yaklaşımını tasvip ettiğini söylerler. Tıpkı sağduyunun, kendi başlarına elektrik tesisatı döşemeye kalkan, elinden iş gelen çoğu amatörün sonunda kolayca kendisini yaralayabileceğini ya da öldürebileceğini söylemesi gibi, bireysel olarak mistik ya da ezoterik bilgi arayışında da prensip olarak benzer bir ayrım gözetilmelidir. Maalesef, Batıda durum genellikle böyle değildir. Ezoterik (ve özellikle 'okültl') arayışlardaki tehlikeler öncelikle tekamülle ilgili ve inceliklidir, fakat ortaya çıktıkları zaman kişiyi fiziksel bir hastalık ya da kaza kadar zayıf düşürürler. Buradaki büyük kayıp gerçek bir yerine getirme potansiyelidir. Aşkın zihin durumuna ulaşmak için arayış içinde olan kişi gerçek ergisinin kendini bilmekle başladığını kolaylıkla unutabilir. İşte burada ihtiyat gereklidir. Bunun için, ezoterik-eğilimli kitap karıştırıcımız, önce içsel dürtülerini gözlemekten ve uygun psikolojik, sağaltıcı ya da eğitimsel dış kaynaklardan bilgi aramaktan yarar sağlayabilir. Bu şekilde sağlanan faydalar ayartıcı değil önleyici ve en azından bir alıştırma olarak kesinlikle sağlıklı olacaktır. Bu kitapta sunulan bilgi ve düşünceler en iyi şekilde (yukarıdakilerin ışığı altında) Doğuyla ilgili, fakat tarz olarak Sufilerin kendi yazdıkları kitaplardan farklı olarak telakki edilebilir. Sufiler yazılı materyalleri çok ustalıklı ve teknik bir şekilde bir tepki ve algı alanı yaratmak üzere kullanırlar. Ne var ki, bu şekilde kullanımın ancak, belli bir öğrencinin olduğu yerden olmak istediği yere gitmek için neye gereksinimi olduğunu tek başına bilebilen yaşayan bir öğretmenin yönettiği gerçek bir okulun 'uydurma olmayan' çerçevesi içinde mümkün olduğunu vurgularlar. Başka herhangi bir formatın en iyi haliyle eksik, en kötü haliyle de gerçek tehlikenin pusuda olduğu bir arena olduğunda ısrar ederler. Sadece burada değinilen unsurlar göz önüne alındığında, potansiyel heveslilerin öz-potansiyel ve aşkınlıkla ilgili materyali yanlış okuma eğiliminde olmaları şaşırtıcı değildir, yani, sıklıkla bilgiyi işlevle, yüzeysel olanı esas olanla vs. karıştırırlar. Bu kitaba Sufizmi öğreten bir araçtan ziyade Sufizm üstüne bir yorum olarak yaklaşılmalıdır- Kitabın içerdikleri, insanın kaderiyle ve kültür akımlarıyla birlikte devinen yaşayan bir Sufizm şeklinin hala mevcut olduğunu onaylamaktan başka bir şey başaramayan belli bir se viyede ilgiyi yansıtmaktadır. Sufi akımına bir başlangıç olarak yazar okuyucunun ilerki sayfaları bilgilendirici ve faydalı bulacağına inanıyor ve bu konunun içine dalmanın canlandırıcı ve keyifli olacağını umuyor.
Sayfa 9 - okyanus 2003, stuart litvak 1984
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.