Daima yazdım, daima anlattım, daima söyledim. Ve genel algıdan aldığım yanıt '' SEN Mİ KURTARACAKSIN BU ÜLKEYİ'' oldu. Oysa ki ben değil '' BİZ'' olmayı yazıyor, ''DOĞRULARI'' savunmanın önemini anlatıyor ve son olarakta daimi olarak bu gelecek, bu çocuklar, bu ülke hepimizin diye söyledim ve söylemekten hiç bıkmadım.
*
Maç, survivor ve diziler gibi olaylarda twit coşkunluğunu biraz da geleceğiniz hakkında zaman ayırın diye izah ettiğim de de argo dahilinde ''KLAVYE İLE VATAN MI KURTARACAKSIN'' tarzı yanıtlar okudum.
Ve şuan da bu yazdığımı şu şekilde sonlandırmak istiyor ve şimdide ben sessizlik hakkımı kullanmak istiyorum.
-
Yıl: 1927 Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki:
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!