Gönderi

327 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
ÇİNGENELERİN FARKLI DÜNYASINA MERHABA DEYİN!
Yazar Osman Cemal Kaygılı'nın 1939 yılında yayımlanan ilk romanıdır "Çingeneler". Benim okuduğum baskısı 1972 yılında üçüncü baskı olarak Bilgi Yayınevi tarafından çıkartılanı. Bu baskı 327 sayfadan oluşmaktadır. "Çingeneler" romanında olaylar İstanbul ve çevresinde geçmektedir. Anlatılan dönemin İstanbul'u derin ahlar çektiriyor okuyucuya. Romanda "İstanbul" denilerek kastedilen şu an Fatih ilçesi ve aynı zamanda "suriçi" olarak da bilinen yer. Yazar bizi İstanbul'da nerelere götürmüyor ki. Topkapı, Sulukule, Eğrikapı, Ayvansaray, Balat, Cibali, Sultanahmet şu an sayabildiklerim. Sulukule, Eğrikapı, Ayvansaray o dönem şehirli ve yerleşik hayata geçmiş çingenelerin muhitleri. Romanda ayrıca göçebe çingenelerde çokça konu edilmişler ki bunların mesken tuttukları yerler ise şu an baya baya şehrin ortasında kalan yerler. Örnek vermek gerekirse Güngören o zamanlar Rumların yaşadığı Litros köyü, Esenler yine Rumların yaşadığı ve göçebe çingenelerin çadırlarını kurduğu Vidos köyü olarak geçmekte. Ayrıca Kısırmandıra şu an Işıklar köyü, Bahçeköy, Zekeriyaköy, Uskumruköy ve yine Anadolu yakasında Erenköy civarları Uzunçayır, Göztepe gibi yerler göçebe çingenelerin mesken tuttukları yerler arasında. Ve en önemlisi de roman açısından şu an Eyüpsultan ilçesinde kalan Topçular o zaman harmancı çingenelerin çadırlarını kurduğu yer olarak anlatıyor. Ki yazar buraları anlatırken şöyle bir ayrıntıdan da bahsediyor ki şu an bunun olması imkansız ve aynı zamanda büyüleyici geliyor okura. Şöyle ki o zamanlar Tepebaşı'nda çalan müzikler Topçular'dan duyuluyormuş. Yani anlayacağınız romanı okurken güzel ve tarihi bir İstanbul turuna çıkacaksınız. Roman birinci tekil şahıs anlatımı ile başlıyor. Aslında bize hikayeyi anlatan Hayri. Ancak romanın en uzun kısmı olan ikinci kısım baş kahraman İrfan'ın tuttuğu hatıra defterinden. Olaylar Topçular'da bir akşam İrfan ile Hayri'nin çingene çadırlarının bulunduğu yere kır gezisine çıkmaları ile başlıyor ve bizi çeşit çeşit çingenelerin olduğu çingene dünyasının içine sokuyor. Yani her karşımıza çıkan çingene aynı çingene değil. Kimi yerleşik kimi göçebe. Kimi harmancı, kimi sepetçi, kimi kerizci. Herkes birbirini sevmiyor ayrıca. Bunu romanda da anlatılan çingene kavgalarından gayet net anlıyoruz. O çingene kavgaları ki zamanında 2 gün 2 gece sürermiş. İrfan kendini bir anda çingene dünyasının içinde buluyor öyle ki bir zaman sonra adı bu çingene kavgalarında sıkça geçmeye bile başlıyor. Romanın diğer kahramanları Gavur Etem, Mangaptut Nazlı, Çakır Emine gibi karakterler. Ayrıca yazar bu ağza, çingenelerin konuşmalarına hakim. Bunu diyaloglardan çok net görebiliyoruz. Diyaloglar insanı direkt olarak o dünyanın içine çekiyor. Bu yüzden akıcı bir şekilde ilerliyor roman. Romanın geçtiği yıllar açıkça zikredilmemiş ama 19.yüzyılın sonu 20.yüzyılın başında geçtiğini söyleyebiliriz. Ve 20 sene civarına yayılmış bir hikaye anlatılıyor romanda. Son söz olarak kesinlikle okunması gereken bir eser olarak görüyorum "Çingeneler" romanını. İnsana kattığı bilgilerin yanında hikayesi de bir o kadar güzel ve kısa bir sürede okunabilecek Türk edebiyatının önemli eserlerinden.
Çingeneler
ÇingenelerOsman Cemal Kaygılı · Bilgi Yayınevi · 1972267 okunma
·
345 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.