...Bu sırada Bayan güçleri teker teker kentleri ele geçiriyordu. Çoğu kentte Sonğ birlikleri ve halk teslim oluyordu. Sonğ savunması çöküyordu. Yine de dul imparatoriçe boyun eğmektense, eşitler arasında bir uzlaşma sağlamak peşindeydi. 23 Aralık 1275'te Sonğ yönetimini düzenli haraca bağlamak karşılığında Bayan'ı seferinden caydırmak üzere bir elçi yolladı. Moğol komutan, böyle yavan bir ödülle yetinmeyecek kadar hedefine yaklaşmıştı. Sonğ yönetiminin Hav Cinğ'i esir etmesini ve Kubilay'ın elçilerinden birini öldürmelerini anımsatıp, elçiyi tersledi ve öneriyi de geri çevirdi.57 Bayan'ın kendilerini azarlayarak terslemesi üzerine, Sonğ yönetimi daha çekici bir şeyler sunmaya karar verdi. 1 1 Ocak 1276'da daha belirgin bir teklif yaptılar: Sonğ devleti yıllık 250.000 külçe gümüş ve 250.000 top ipek verecekti.58 Bayan bu dolu teklife de kanmadı. Kayıtsız koşulsuz teslim istiyordu ve başka bir şeyle yetinecek de değildi. Ancak Ocak sonlarında Sonğ imparatoru kendisinin de Kubilay'ın tebaası olduğunu söyleyince, elçilerle görüşmeye razı oldu. İki tarafın temsilcileri arasında yarım kalan pek çok görüşmeden sonra, dul imparatoriçe Sonğ hanedan mührünü Bayan'a verdi ve tartışmasız teslim olduğunu kabul etti. 59 Ancak o hafta içinde Bayan, Canğ Şi-cie'nin imparatorun kardeşlerini güneye götürdüğünü öğrenmişti. Adamları onları kovaladılar ama Sonğ grubu kaçmayı becerdi. 60 Moğol komutan, bu ikiyüzlülüğü şimdilik görmezden gelmeyi seçti ve hanedanın bir bölümü böylece kaçtı. Sonğ imparatoru bizzat gelip, kentin yeni efendisine teslim olduğunda da bunu kabul etti. Sonra, bu teslim sayesinde "Kuzey ile Güney'in bir aile olduğunu" söyleyecekti.61 Adamlarından Hanğcov'da nüfus sayımı yapıp ambarları ve hazineleri kaydetmelerini istedi. Bir yandan da Sonğ ailesine saygıda kusur edilmemesini buyurdu. Askerlerinin Sonğ imparatorlarının mezarlarını soymalarını ve hazinelerini yağmalamalarını yasakladı.62 Birliklerini böyle uyardıktan sonra, dul imparatoriçe ve küçük imparator ile birlikte kuzeye, Kubilay'ın Şanğ-tu'daki sarayına döndü. Kubilay, Sonğ yöneticilerini iyi karşıladı. Hanedanın bazı giysilerine, taçlarına, egemenlik belirtisi yeşim tabletlerine ve mücevherlerine el koysa da, kindar davranmadı.63 Devrik imparatora "Yinğ Beyi" unvanını verdi ve genç adama alıştığı yaşamı sağladı. Şien zamanla Tibet'e sürüldü ve 1296'da keşiş andı içti.64 Kubilay, sıradan Sonğ görevlilerine ve halkına karşı da cömert ve müşfik davranma sözü verdi. Boyun eğenlerin tümü bağışlandı. Kubilay, Taocu, Konfüçyüsçü ve Budacıların tümüne saygıda kusur edilmemesini istedi. Dullara, yetimlere ve çocuksuz yaşlılara devlet desteği sözü verdi.65 Böylece önemli bir mesaj vermiş oldu: Yeni ele geçen toprakların yağmalanmasına göz yummayacaktı. Kuzeyde güttüğü siyaseti güneyde de uyguladı. Savaşın harap ettiği toprakların düzene sokulmasını ve ekonomik istikrarın sağlanmasını destekledi. Doğruluğu tartışmalı olsa da, Yüan Hanedanı tarihinde Kubilay ve karısı Çabi'nin devrik Sonğ yöneticilerine karşı tavrı anlatılır. Kubilay ile görüştükten sonra Sonğ Dul İmparatoriçesi Şie ve İmparatoriçe Cüen'e Ta-tu'da (bugünkü Pekin) evler verildi. Soyadları Cu ve Çın olan iki yardımcıları, hanımlarının böyle aşağılanmasından o kadar utandılar ki, kendilerini astılar. Bu intiharlara çok kızan ve belki de utanan Kubilay, cesetlerini imparatoriçenin evinde sallandırdı.66 Çabi, Kubilay'ın bu vahşice tavrına çok kızıp, dul imparatoriçe ile imparatoriçenin Güney Çin'e dönmelerine izin verilmesini talep etti. Karısından azar yemiş olan Kubilay, yine de güneye dönmelerinin akıllıca olmadığını söyledi. Güneydeki sadık Çinliler gerginlik yaratırdı ve imparatoriçeler orada güvende olmazdı. Onun yerine Ta-tu'da kalmalarını öğütledi ve onlarla ilgileneceği sözünü verdi. Çabi, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmek görevini üstlendi ve anlaşılan cömert davrandı. Dul imparatoriçe, 1282 (ya da 1283) yılında ölene dek Ta-tu'da kaldı. İmparatoriçe Cüen, Budacı bir manastıra katıldı ve 1296 içinde orada öldü. Sonğ Hanedanı'nı bu kadar kollamaları, Moğol yöneticilerin çok hayır duası almalarını sağladı. 67 Hanğcov alınmış olsa da, Sonğ topraklarının işgali bitmiş değildi. Güneye kaçmış olan Sonğ taraftarları, başkentin düştüğünü duyunca 14 Haziran 1276'da Fu-cov'da toplanıp, esir düşen imparatorun yedi yaşındaki ağabeyi Şih'in ( 1268-1278) cülus törenine katıldılar. Güçlü ve atılgan bir hükümdara bu kadar gerek duyulduğu bir sırada, yine bir çocuk tahta geçmişti. Çın İ-conğ genel yönetici oldu, Canğ Şi-cie, Vın Tien-şianğ ve Lu Şiu-fu (1238-1279) da önemli görevlere geldiler. Dördü de sözünü geçirmek peşindeydi ve onları uzlaştırabilecek bir üst merci de yoktu. Çakışmaları, Lu Şiu-fu'nun sürülmesine neden oldu.68 Bu önderler dalaşmayı sürdürürken, iç çekişmelerden bıkan bazı başka görevliler Moğolların tarafına kaçtı. Örneğin Sonğ komutanı Şia Gui, Moğol sınırındaki Huay-nan'da bulunan üçü büyük, altısı küçük dokuz kasaba ve otuz altı nahiyesiyle birlikte taraf değiştirdi. 69 Birlik olamayan Sonğ yönetimi, kendi halkının sadakatini bile sağlayamıyordu. Bu bölünmüşlük, Moğol güçlerini olabildiğince hızla güneye yürümeye teşvik etti. Uygur Arık Kaya'ya, Sonğ'un güneybatı bölgesini ele geçirme görevi verildi. 1276 Temmuzu'nda, emrindeki 30.000 askerle bugünkü Guangzi bölgesine hareket etti.70 Yolda Çanğ-şa'yı Moğol egemenliğine aldı ve ertesi yılın Nisan ayına kadar da Guangzi'nin kuzey bölgesine savaşarak girdi. Kubilay'ın uyarılarını gönülden kabul ettiği anlaşılıyor, çünkü birlikleri Guangzi'yi ele geçirdikten birkaç gün sonra sivil bir yönetim kurdu ve bölgenin ekonomik gelişmesini desteklemeye başladı. 71 Bu sırada, doğudaki Moğol birlikleri Sodu adlı birinin komutasında Sonğ Hanedanı'nın kalanlarını Güney Çin kıyıları boyunca kovalıyordu.72 Sodu, 1275 yılında ele geçirdiği Cu-cov limanından hızla güneye döndü.73 1276 sonunda birlikleri, İmparator Şih'in yakın zamanda sığındığı Fu-cov'da toplanmıştı. Moğol güçleri birkaç günlük mesafeye yanaşınca, Sonğ yönetimi yine çekilmeye karar verdi. Teslim önerilerinin tümüne burun kıvırdılar. Denize açılıp, güneydeki işlek Çüen-cov limanına yanaştılar. Varır varmaz, Çüen-cov'daki Deniz Ticareti Amiri Pu Şo-gınğ ile görüşmelere başladılar.74 Aslında Guanğ-cov'da yerleşmiş olan Arap tüccarların soyundan gelen Pu, kenti ezmekte olan korsanlara karşı yardımları dolayısıyla Çüen-cov'da Deniz Ticareti Amiri olmuştu. Konumu da zenginlik için pek çok fırsat sunuyordu. Müteşekkir tüccarlardan ve memurlardan gelen armağanlar ve rüşvetler sayesinde Pu'nun serveti çok artmıştı.75 Gücü ve serveti, onu hem Kubilay'ın hem de kaçak Sonğ Hanedanı'nın gözünde dikkat çekici biri yapıyordu. Pu'nun deniz savaşında işe yarayacak gemilere erişimi olması gelecekte çok işe yarayacağı için, iki taraf da onun desteğini sağlamaya çalışıyordu. Sonğ taraftarları Çüen-cov'a ulaşır ulaşmaz erzak ve tekne istediler ama Pu onları keyfi hareket eden haddini bilmezler olarak algıladı. Kendilerine gereken şeyleri istiyor değil de resmen talep ediyor gibiydiler. Kızgınlığını bastırdı ve onları Çüen-cov'da bir süre kalmaya davet etti. Aynı zamanda Moğollarla da bir ittifaka yaklaştı. Ancak Canğ Şi-cie ve diğer Sonğ yetkilileri Pu'nun niyetinden ve sadakatinden kuşkulandılar. Bir yazarın saptadığı gibi; "Pu Şo-gınğ imparatorun kente gelmesini isterken, büyük olasılıkla onu esir almak niyetindeydi." 76 Bu yüzden Sonğ taraftarları 12 77 başlarında Çüen-cov'dan kaçtılar. Pu, en geç Nisan ayında Moğollarla işbirliği yapma kararını vermişti ve bu niyetini de Kubilay'ın sarayına bildirdi. 77 Pu'nun bu kararı Moğol donanmasını çok güçlendireceği için Kubilay neşelendi. Arap memuru tavlamak için, onu Min (bugünkü Fukien) ve Guanğ (bugünkü Guanğ-donğ) bölgelerindeki kuvvetlerin komutanı yaptı.78 Bu sayede Kubilay, Pu'nun güçlü gemilerini kullanabilmeyi kesinleştirmiş oldu. Yılın sonlarına doğru Pu biraz korktu. Canğ Şi-cie, güçlü gemilerden oluşan bir donanma kurup Çüen-cov limanını kuşattı ve Pu'yu zora soktu. Ancak Kubilay iki ay içinde Moğol desteği gönderdi ve Canğ da güneyden çekilmek zorunda kaldı. Sonğ taraftarları bu gezgin hallerini sürdürdüler. Çüen-cov'dan ayrıldıktan sonra, bir limandan diğerine dolandılar, önce Çav-cov'da sonra da Hui-cov'da demirlediler. 1277 yılının çoğunu Guanğ-cov'da geçirdiler ama rahat bırakılmadılar. Sodu'nun Sonğ güçlerini ezmek hedefinden caymaya niyeti yoktu.79 Direnişle karşılaşırsa, Müslümanların sağladığı savaş makineleriyle kırıyordu.80 1277 Kasımı'nda görüşmek istedi ama Canğ Şi-cie onu geri çevirdi. Bunun üzerine Sodu saldırıp Guanğ-cov'u aldı ve 1278 yılında kuvvetleri ayrıca Çav-cov'a da girdi.81 Sonğ mülteciler yine kaçmaya başladılar, ama 6 Ocak 1278'de şiddetli bir fırtınada imparatorun gemisi battı ve kendisi de Canğ Şi-cie de yaşamlarını zor kurtardılar. Bu zorlu yaşam koşullarıyla iklim ve ortam değişimleri genç ve zayıf imparatoru bitkin düşürdü. 8 Mayıs'ta, onuncu doğum gününden hemen önce öldü. 82 Ölümü, Sonğ taraftarlarına ağır bir darbe oldu ama Canğ Şi-cie onları son bir kez toplamayı başardı. Ölen imparatorun üvey kardeşi Binğ'i tahta geçirdi ve Lu Şiu-fu ile birlikte ikisi, çocuk imparator adına yönetimde kaldılar. Bu sırada kalan Sonğ taraftarları Çin'in güneydoğu uçlarında toplanmışlardı. Hatta Ley-cov Yarımadası'nın açığındaki Nav-cov adındaki bir adada yerleşmişlerdi. Buranın onları Moğol saldırılarına karşı ancak bir süre koruyacağının farkındaydılar. Ne yapılabilirdi? Çın İ-conğ, imparatorun Çampa'ya (bugünkü Vietnam'ın güneyi) sığınmasını önerdi. Çampa halkının çoğu Çin kökenli olduğu ve onlar da Moğol istilasından çok korktuğu için, genç hükümdara kucak açabilirlerdi. Ayrıca büyük bir imparatorluğun varisini korumanın onuru hoşlarına da gidebilirdi. Çın, oradaki yöneticilerin Sonğ imparatorunu kabul edip etmeyeceklerini yoklamak için Çampa'ya gitti.83 Nav-cov'da kalan Sonğ taraftarları artık burada kalıp dinlenmelerinin mümkün olmadığını fark ettiler. Moğol orduları Ley-cov'u işgal ettiler ve Çampa'ya kaçışı tıkadılar. Sonğ taraftarları yeniden denize açılıp, Yay-şan Adası'na geçici olarak sığındılar. Bu ada, Moğolların elindeki Guanğ-cov'dan pek de uzak değildi. Moğollar, kuşatılmış Sonğ taraftarlarına saldırıya hazırlandılar. 1279 başlarında güçleri Yay-şan'ın güneyinde toplandı. Moğolların atış gücüne karşılık veremeyeceğini bilen Canğ Şi-cie, Yay-şan çevresindeki kuşatmayı yarmaya niyetlendi ama 19 Mart'ta teknelerinin yalnız on altı tanesi Moğol çemberini aşabildi. 84 Sonğ imparatorunun gemisi de kayıplar arasındaydı. Geminin battığını gören Lu Şiu-fu'nun çocuk imparatoru kucağına alıp, gemiden ölümüne atladığı anlatılır. Sonğ imparatorlarının sonuncusu denizde öldü ve Sonğ Hanedanı nihayet Moğollar tarafından yıkıldı. Kalan Sonğ taraftarlarının çoğu teslim oldu veya intihar etti ama bir kısmı mücadeleyi sürdürmeye ant içtiler. Bunların en önemlisi olan Canğ Şi-cie, Çampa'da ya da Annam'da Sonğ Hanedanı soyundan birini bulabileceğini ve bu kişiyi imparator yapabileceğine inanıyordu. Bu iyimser fikirlerle Güneydoğu Asya'ya yola çıktı. Ancak talihi yaver gitmedi ve gemisi 1279 Haziranı'nda bir fırtınaya yakalandı, kendisi de yaşamını yitirdi. Çın İ-conğ, Çampa'ya ulaşmıştı ama son imparatorun öldüğünü öğrenince geri dönemedi. Diğer Sonğ mültecilerinin gelişini kolaylaştırmak için Çampa'da kaldı. Moğollar 1283 yılında Çampa'yı işgal ettiklerinde anlaşılan Siyam'a kaçtı ve ölene dek orada kaldı.85 Moğollara esir düşen Vın Tien-şianğ, güneyin yeni efendilerine boyun eğmeyi reddetti ve zaman içinde Moğollara karşı saldırgan tavırları yüzünden idam edildi. Kubilay, 1279 yılında Sonğ Hanedanı'nın kalıntılarını da ezmişti. Ancak sıradaki işi belki de daha zorluydu, çünkü daha yeni boyun eğdirdiği, Sonğ'a bağlı olan halkın sadakatini kazanması gerekiyordu. Güvenlerini kazanabilmek için, Güney Çin'in kaynaklarını sömürmekten başka bir amacı olmayan, "barbar" bir fatihten farklı bir görünüm çizmeliydi. Moğollara hizmet eden ama yerel halkı ezmeyen bir yönetim kurması gerekiyordu. Siyasi yapıda ve kadrolarda çok değişiklik yapmadan devam etmek, Moğol egemenliğine geçişi kolaylaştırırdı. Kubilay, Sonğ'un düşmesiyle birlikte, kendi güçleriyle bölge halkının yabancılaşmasını engellemek için önlemler aldı. 1278 Eylülü'nde Sodu'ya ve Pu Şo-gınğ'a yeni tebaaya saygılı davranmalarını buyurup, subayların bölge halkının tarıma ve eski işlerine dönmelerine izin vermesini öğütledi. 86 Mülklerine el konulmayacaktı. Hükmünün ilk yıllarında da Sonğ'dan ele geçirdiği topraklarla ilgili olarak benzeri duyurular yapmıştı. Bu siyaseti etkili oldu. Neredeyse hiç isyan ya da önemli ayaklanma kaydı yoktur ve pek çok yetenekli Güneyli de Moğollara bağlı olarak çalışmıştır. Bazı memurlar ve bilginler Moğollar için çalışmayı reddettiler ve siyasetten uzak işler yaptılar. Birçoğu da kalbinde Sonğ'a bağlı kaldı. Her şeye rağmen, Kubilay'ın dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip topraklarda Moğol egemenliğini bu kadar az pürüzle kurabilmesi takdire eğer. Moğolların ele geçirdiği başka hiçbir bölge bu kadar kalabalık ya da gelişmiş değildi. İleride göreceğimiz gibi, Kubilay'ın siyaseti Moğolların bu devasa toprakları yönetebilmesini sağladı ki bu göz ardı edilemez bir başarı öyküsüdür. Sonradan bakınca, Moğolların Çin'deki egemenliklerinin yüz yıldan az süreceğini biliyoruz. Ancak yine de Kubilay'ın başarısını kötülemememiz gerekir. Moğol olsun ya da olmasın, çağdaşlarının bakış açısından Kubilay'ın Güney Çin'i yönetmekteki başarısı şaşkınlık vericidir