Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

254 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Sivas-Kayseri
Kitap, Türk futbol tarihinin en elim hadisesi olan Kayseri-Sivas maçı ve çıkan olaylarla ilgili güzel ve ender kaynaklardan bir tanesi. Kitapta yaşanılan olaya dair tanıklarla röportajlar yapılmış ve dönemin yerel ve ulusal medyası araştırılmış. Röportajlara bakıldığında özellikle Sivas cephesinde, kayıplarının fazla olması sebebiyle olayın hala unutulamadığı görülüyor. Günümüzden o günlere baktığımızda ise gerek medya gerek siyaset ve gerek yöneticiler açısından günümüzde de iş ahlakı açısından (dikkat ederseniz spor ahlakıyla sınırlandırmıyorum) çok fazla bir zihniyet değişikliği olmadığı görülüyor. Şöyleki, dönemin ulusal medyası bölgeden gelen haberleri doğruluğuna hiç bakmadan servis etmiş, sonucunda ölü sayısı, ölenlerin isimleri, olayların seyri gibi birçok konuda asılsız haberlere imza atmışlardır. Yerel medyanın yaptığı haberler ise daha vahimdir. Tarafları sükunete çağırmak için bir araç olarak kullanılabilecek yerel medya organları bunun tam tersini yapmış, yaptıkları haberlerle bir anlamda iki şehir halkı arasında düşmanlığa sebebiyet vermişlerdir. Hatta Sivas'taki bir yerel gazete TRT'nin Sivaslıları tahrik ettiği iddiasında bulunmuş ve bu tahriğin programlarda Sivas türkülerine yer vererek Sivaslıları üzmek şeklinde olduğunu yazmıştır (yorum sizlerin). Siyasiler ve idareciler açısından bakıldığında ise liyakata kıymet verilmemesinin daha o günlerden ne kadar kötü sonuçlar doğurduğu görülmüştür. Öncelikle Kayseri şehir stadında kapıların dışarı değil içeri açılıyor olması nasıl bir mühendislik fikridir ve bu yapılara onay kimler tarafından verilmiştir. İkinci olarak kapıları kilitleme talimatını kim hangi yetkiye ve mantığa dayanarak vermiştir (çünkü ölenler darp sonucu değil kapıların önünde sıkışarak havasızlıktan ölmüştür). Üçüncü konu olaylar çıkabileceği konusunda uyarıldığı halde şehrin valisi olayları yerinden takip etmek yerine herhangi bir köydeki muhtarlık seçimine hangi mantıkla gitmiştir. Emniyet müdürü yada yetkili her kimse daha birgün önceden sıkıntıların başladığı bir maçta yaklaşık 40 polis ve askerin yeterli olacağına nasıl kanaat getirmiştir. Ayrıca o yıllarda olan ve günümüzde de hala devam eden siyasilerin ve yerel yöneticilerin fanatizmi de ayrı bir konudur. Şöyleki deplasmana giden takımlar sadece rakip tribünlerden değil rakip şehrin siyasileri ve yöneticilerinden de küfür ve hakaret görüyorlar. Aynı kişiler ahlaksızlıkta daha da ileri giderek aynı tavırları hakemlere de gösteriyor ve hakemleri tehditlerle baskı altına alarak sonuçlara etki ediyorlar. Son olarak yöneticilerin aymazlığı, liyakatsiziliği ve vicdandan yoksunluğu ile ilgili dönemin federasyon başkanının şu sözüne yer verip bitirelim "Biz saha içindeki emniyet ve jandarma tertibatını almıştık. Tribünler bizi ilgilendirmez".
Sivas-Kayseri
Sivas-KayseriKenan Başaran · İletişim Yayıncılık · 201710 okunma
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.