tiyatronun edebî bir tür olarak kabul edildiğine dahi henüz alışmamışken murathan mungan ile tanıştım. yazarı ilk olarak bir garip orhan veli adlı eseri ile tanıyıp başta ön yargı ile yaklaşsam da okuduktan sonra epey beğendim. murathan mungan'ın güçlü kaleminden olsa gerek, oyun türü bende bağımlılık yaptı ve hemen ardından mezopotamya üçlemesini okumaya karar verdim. fakat okuduktan sonra bir garip orhan veli de neymiş, gerçek oyun işte budur dedim. üç öykü de mezopotamyada geçtiği için mezopotama üçlemesi ismi verilmiş, ve öykülerde genel olarak doğu kültürü mistik bir anlatım ile harmanlanmış ve geleneksel kabullerin toplumda yarattığı felaketlerin yıkıcılığına yer verilmiş. tabi yazar bunların yanında geleneksel ve dini inançlara aykırı saf ve duru aşk hikayelerini ele almış. kitap üslup olarak o kadar hafif ve akıcı ki su içer gibi okuyorsunuz. fakat eserdeki anlatım, tarz, ifadeler, konu, içerik, bağlam, ara oyunlar, karakterler, gerçeklik vs daha bir çok öğenin derinliği karşısında küçük bir akıl tutulması yaşıyorsunuz ve uzun süre kendinize gelemiyorsunuz. eserde müthiş bir derinlik ve gerçeklik var. mezopotamya üçlemesi üç tane oyundan oluşuyor, mahmut ile yezida, taziye, geyikler lanetler. oyunların üçü de muazzam, yurt içi ve yurt dışında pek çok ülkede sahne almış. taziye biraz kısa fakat etkiyeci, geyikler lanetler ise epey uzun ama bir solukta okunabiliyor. fakat mahmut ile yezida ise bambaşka. detaylarını verme gereği duymuyorum, merak eden kendisi okusun. fakat sadece şunu söyleyebilirim oyunu okuduktan sonra kitabı kapattım, ağladım ve saatlerce kendime gelemedim. bir oyun bir insanı ne kadar etkileyebilirse o kadar etkiledi beni. iyi ki okudum iyi ki tanıdım dediğim bir eser oldu. tavsiye eden için bir şey demiyorum zira o eserden de okuyucudan da daha kıymetli :)) ve en çok ona iyi ki..

Mezopotamya ÜçlemesiMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 2014206 okunma

·

55 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

hiçbir özelliği yok dümdüz insan