Ah bu psikoloji bilimi yok mu. Kendine aşık ediyor insanı.. Tabi ehil olanlardan, alanına ömrünü adamış bilimcilerden okuyunca...
Carl Gustav Jung. Kendini alanında uzman bir anlatımla tanıtmış okurlarına.
"Uzun bir yaşam boyunca kendini ruhsal bozuklukların
nedenlerine ve sonuçlarına adamış bir psikiatrist olarak, günümüz dünyasının
sorunları hakkındaki görüşlerimi, birey olmanın tüm alçakgönüllüğü içinde ifade
etmeme izin verileceğini umut ediyorum. Beni harekete geçiren şey ne aşırı bir
iyimserlik, ne de yüce idealler aşkıdır, ben sadece bir birey olarak insanın kaderi
ile ilgileniyorum. Bütün dünyayı sırtında taşıyan ve, eğer Hıristiyanlığın
mesajını doğru anlarsak, Tanrı’nın amacını da içinde taşıyan o zerre kadar küçük
birimin kaderi için endişe ediyorum."
Endişesi bile tuhaf.. olağan biri olmadığını, ilk kitabının ilk sayfalarında çözmüştüm. İlgimi, bakış açısında gizledim. Devam ediyorum..
KEŞFEDİLMEMİŞ BENLİK
Cari Jung’un toplumsal krizler ve bunların
bireysel insan ruhuyla ilişkisi üzerine araştırma kitabı. Birey tek başına
değişmedikçe toplumda hiçbir şeyin değişmeyeceğini anlatıyor.
Bir tarafı insan anatomisi, bir tarafı dünya coğrafyasi olan puzzle gibi...
İlkel birey ile materyalist birey arasındaki farkları, uçurumdan yuvarlatan bakış açısıyla anlatmış.
Zan ediyorum, yani benim anladığım kadarıyla, ilkel birey, dünyada verilen tüm nimetleri elinin tersiyle bir kenara itiyor ve yoğun mistisizm içinde hem ruhunu hem karnını doyuruyor. İlkel birey için, din ve tanrı kavramını benimsemiş derken, materyalist birey için tam tersini söylüyor. Tamamen sekuler dünyasallaşanları yüceltip, ruhu red eden bir izlenim veriyor.
Şu anda burada olsaydı, bay Jung'e şunları söylemek isterdim:
Ben, İslam'ı benimsemiş sade bı müslümanım. Hem akla hem ruha inanırım. Aklı, yaratıcıya nankörlük yapmak için değil, onu keşfetmek için kullanırım.
Sorgularım. Hayatı sorgulamak ayrı bir tat katıyor yaşamıma. Muğlak düşünceler yerini Net sonuçlara bırakıyor.
Bilime aşığım. Bilmeyi, öğrenmeyi seviyorum. Ama bilime tapmıyorum.
Biliyorum demiyorum, bilakis, bilmiyorum demenin özgürlüğünü ve verimliliğini yaşıyorum.
Bu düşüncelerim salt kendi fikirlerim. Bunların dinim ile çok bir alakası yok. Hristiyan Katolik, Protestan, Ortodoks olsaydım bile burada değişen bişey olmayacaktı.
Aynı şekilde bir Yahudi mason veya Buda olsaydım, yine değişen bişey olmayacaktı.
Demek ki, ilkel olmanın dinlerle, inançlarla bir alakası yokmuş. (:
Devlet kavramını tüm olumsuz yönleri ile didik didik etmiş, okurunun anarşist potansiyelini kinetiğe geçirmek için start vermiş, diyebilirim.
Neyse Carl Gustav Jung sinirlendirmeden devam edelim (:
Bakın Washington Post Gazetesi bu kitap için ne demiş, “Keşfedilmemiş Benlik sorgulayan bir kitap. Onu okurken, kendinizi
dünyanın en büyük psikiatristlerinden birinin yanında oturuyor ve insanın en
önemli sorunlarından birisi üzerine söyleşisini dinliyor gibi oluyorsunuz.
Konuşma tarzında yazılmış, bu nedenle anlaşılması çok kolay. Jung’un en
popüler kitabı olabilir."
J.B. Priestley ise,
"Bugüne kadar Jung’un herhangi bir kitabını okumamış olanlar için çok iyi
bir başlangıç sağlayan değerli bir kitap." demiş.
Olabilir mi? Olabilir.
Verimli okumalar