Gönderi

10/10
Cinsellik, kadınlarla ilişki olarak var olur. Ne var ki, kadın için cinsellik, feminenliğin olgusu içerisinde nihai özüne ayrılmazcasına bağlı ya da onunla özdeş bir mutlak, özerk bir varlık kipi haline gelmiştir. Bu mutlak, erkeklerle olan ilişkide yalnız bir ifade ve deneysel bir gerçekleşme kazanır. Bununla birlikte bu ilişki kendi öz evreninde -tam da kadının asli varlığının fenomolojik ifadesi olduğundan- kadın için mutlak anlamda kıyas kabul etmez bir öneme sahiptir. Bu durum -daha derin bir anlamda bütünüyle yanlış olan- kadınların kati doğalarının kendilerinde bulunmaktan çok söz konusu ilişki ile örtüştüğü ve onda tükeltildiği yargısına yol açar. Bir bakıma cinsel yaşamını doğasının müstakil mutlağı olarak çoktan kendi içinde barındırdığından, kadın genel olarak erkeğe çok fazla gereksinim duymaz. Ne var ki, eğer sö konusu doğa ifade edilecekse, kadının birey olarak erkeğe gereksinimi daha güçlüdür. Erkeği cinsel olarak uyarmak daha kolaydır; çünkü uyarılma bütün varlığının tahrik edilmesi değil yalnızca kısmi işlevdir. Dolayısıyla onun için genel bir uyaran gereklidir. Sonuç olarak kadının tek bir erkek bireye daha çok bağımlı olmasına karşılık, erkeğin genel anlamda kadına daha çok bağımlı olduğunu anlayabiliriz. Bir yandan psikolojik bir içgüdünün kadını her zaman cinsel varlık olarak tarif etmiş olması, diğer yandan kadınların kendilerinin bu nitelendirmeye sıkça direnmeleri ve onun bir şekilde hatalı olduğunu duyumsamaları bu asli yapının temelinde anlaşılır hale gelir. Çünkü biz genel olarak cinsel bir varlığı -erkeğin bakış açısından- öncelikle ve esas olarak diğer cinsiyete yönelik anlarız. Bununla birlikte bu kadınlar için tipik olarak geçerli değildir. Kadının cinselliği daha çok içkin doğasının bir yönüdür. Bunun yanı sıra, kadının cinselliği koşulsuz ve doğrudan onun nihai varlığını oluşturur ki bu cinselliğin, kadının erkekle olan ilişkisinin niyetliliği içinde ya da bizatihi be niyetlilik olarak gelişmesi epey olanaksız olduğu gibi doğası bu yolla yakalanamaz da. Belki de bu, en apaşık hale yaşlı kadınların görünümünde gelir. Kadın hem etkin hem edilgin anlamda erotik çekiciliğin üst eşiğini erkeğe göre çok erken bir yaşta aşar. Bununla birlikte, son derece nadir istisnalar ve çok ilerlemiş yaşta gerçekleşen bozulma dikkate alınmazsa bu hiçbir zaman onun maskülen -ya da burada daha önemlisi- cinsiyetsiz yapmaz. Erkeğe yönelik bütün cinselliği sönmüştür. Bununla birlikte, bütün varlığının kendine özgü dişil niteliği değişmeden kalır. O noktaya dek, onda amacını ve anlamını erkekle olan erotik ilişkisinden türetir görünen her şey şimdi bütünüyle bu ilişkinin ötesinde, kendine ait odak noktasıyla doğasının, kendi tarafından belirlenmiş bir iyeliği olarak ortaya çıkar. Bu nedenle bana öyle görünüyor ki bu doğa hiçbir bakımdan bir erkekle ilişki yerine bir çocukla ilişkiye de indirgenemez. Kadın-erkek ilişkisi için olduğu gibi, doğal olarak anne-çocuk ilişkisinin de kadın için engin anlamı sorgulamanın ötesindedir.
Sayfa 56 - Pinhan Yayıncılık/ Birinci Basım: Eylül 2016/Kitabı okudu
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.