Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

542 syf.
9/10 puan verdi
·
904 günde okudu
Kurtlarla Koşan Kadınlar Vahşi kadın arketipine dair mit ve öyküler Clarissa P. Estes Vahşi sözcüğü burada denetimden yoksun ve küçümseyici olarak değil, doğal bir hayat anlamında kullanılmıştır. İçgüdüsel yaşam, doğal ruh, temel doğa... İçgüdüsel ruhumuzla iletişimimiz koparsa harap bir durumda yaşarız, dişil imge ve güçler tam olarak gelişemez. Temel kaynağından yoksun kalan kadının içi boşalır, içgücü ve doğal döngü kaybolur, kültür ve akla danışma ego tarafından teslim alınır. Öyküler ilaçtır. Öykülerin dokusuna bize rehberlik eden dersler yerleştirilmiştir. Öyküler ruhsal vitamin işlevi görür. Öyküler içsel hayatı harekete geçirir. Dertlerimiz için bize daha önce boş olan duvarlarda güzel ve geniş kapılar açar. Düş ülkesine götüren, sevgi ve öğrenmeye götüren, bilge ve vahşi kadınlar olduğumuz kendi gerçek hayatlarımıza geri götüren geçitler. Mavi sakal gibi öyküler; Kadınların durmak bilmeden kanayan yaralarına tam olarak ne yapmak gerektiğini gösterir. Vahşi doğaya temas etme, konuşmaları insanlarla sınırlandırmama, dans pistlerinde en muhteşem hareketlerimizi gösterme, kulaklarımızı sadece insan yapımı müzik aletleri ile sınırlandırmama, gözlerimizi öğretilen güzellikle sınırlandırmama, bedenlerimizi onaylanmış duyumlarla sınırlandırmama, zihinlerimizi hepimizin hem fikir olduğu olgularla sınırlandırmamaya yöneltir. Öyküler; içgörünün bıçağı, tutkulu hayatın alevi, bildiklerini söyleme soluğu, bakışlarını kaçırmadan gördüklerine dayanma cesareti, vahşi ruhun güzel kokusunu sunar. Öyküler yol boyunca yıkılmadan duran işaretlerdir. Doğal olarak kazanılmış özgürlüğe, kendinizden, hayvanlardan, yeryüzünden, kızkardeşlerden, çocuklardan, sevgililerden ve erkeklerden hoşnutluk duymanıza giden yolda size destek olur. Vahşi benliğin dünyasına açılan kapılar az ama değerlidir. Derin bir yara bir kapıdır, eski bir öykü bir kapıdır, gökyüzünü ve suyu sevmeniz bir kapıdır, derin ve eksiksiz bir hayatı özlüyorsanız o bir kapıdır. Bu kitabın amacı sizi cesaretlendirmektir. Biz olmadan vahşi kadın ölür, vahşi kadın olmadan biz ölürüz, her ikisi de yaşamalıdır. Kemiklerin üstüne şarkı söylemek; büyük sevgi duygusunu sevgiliden elde etmeye çalışma hatasına düşmemeliyiz, kadınlar yaratma ilahisini tek başlarına bulup söyleyebilir, psişenin çölünde gerçekleştirebilecekleri bir iş. Vahşi doğa ile bir ilişki geliştirmek, kadının bireyleşme sürecinin temel unsurlarından biridir. Mavisakal öyküsü, tüm kadınların psişelerinde bulunan ve onları esir alan o karanlık, doğuştan yok edici olan adam üzerinedir. O, akılda tutulması ve frenlenmesi gereken, inkar edilemez ve kendine özgü bir güçtür. Psişenin doğal yok edicisine gem vurmak için kadınların tüm içgüdüsel güçlerine sahip çıkmaları gerekir. İçgörü, sezgi, sabır, inatçı sevgi, keskin bir duyarlık, uzağı görme, net bir işitme duyusu, ölüler üstüne şarkı söyleme, sezgisel iyileştirme ve kendi yaratıcı ateşlerine yönelme bu güçlerden bazılarıdır. Mavisakal, tüm kadınların hayatlarının bir köşesinde gizlenen, oradan olan biteni seyredip karşı çıkma fırsatı bekleyen, derinlere çekilmiş bir karmaşayı temsil eder. Mavisakal benzeri güçleri tam olarak kavramak zordur, çünkü o doğuştandır. Yani doğumdan itibaren bütün insanların içinde bulunur ve bu anlamda bilinçli bir kökeni yoktur. Yok edici bir kişi çoğunlukla kadının yaratıcı öz suyunu çalar, onu kendi zevkine ya da kullanımına ayırır. Kadını solmuş, ne olup bittiğini anlamaz bir halde bırakır. Bu arada kendisi daha da pembeleşip güçlenir. Yok edici kişi, aklına, düş gücüne, yüreğine, cinselliğine ya da her neyse, ona bir sifon bağlanmış olduğunu anlamamak için, kadının içgüdüsüne kulak vermemesini arzular. İnsanın, hayatının özünü teslim etme örüntüsü çocuklukta başlamış, kendi boşluğunu ve açlığını çoğaltmak için çocuğun yeteneklerini ve sevimliliğini isteyen bakıcılarla beslenmiş olabilir. Bu şekilde eğitilmek içsel yok ediciye çok büyük güç kazandırır ve insanı başkalarının avı olmaya hazırlar. İçgüdüler uygun bir düzen içinde tekrar yerine konana kadar böyle yetiştirilen kadın, başkalarının konuşulmamış, yıkıcı psişik ihtiyaçlarının altında ezilmeye son derece duyarlı hale gelir. Genel olarak içgüdüleri sağlam olan bir kadın hayatını büyütmek yerine küçülten bir ilişkiye ya da duruma girdiğini anladığında, yok edicinin usul usul yanına sokulmuş olduğunu bilir. Yok ediciler başkaları üzerinde üstünlük ve güç sahibi olmayı arzu eder. En küçük kız kardeş, kardeşlerin en gelişmemiş olanı, safdil kadınlarla ilgili en insani öyküyü sahneye koyar. Geçici olarak, kendi içindeki avcının eline düşer. Fakat, sonunda kurtulmayı başardığında daha bilge, daha güçlüdür ve kendi psişesinin kurnaz yok edicisini bir bakışta tanır. Nazik olma eğilimi kadınların sezgilerini umursamamalarına neden olur. Mavisakal kadınları çok romantik bir şekilde ve cennetteymişler hissi uyandırarak eğlendirebilir. “Sakal aslında o kadar da mavi değil” uyanma işareti. Anahtar (soru), kadının kendini, potansiyelini yıkıma götüren şeyi bilme izni. Bu küçük anahtar tüm kadınların aslında bilip de bilmediklerini sandıkları sırların kapısını açar. Anahtar, psişenin en derin, en karanlık sırlarını bilmesini sağlar. Mavisakal, kadının anahtarı kullanmasını yasaklar. Merak içgüdüsünü ortadan kaldırır. Böylece bilinçli benlik bilgisine ulaşmasını engeller. Sezgisel doğasına, altta yatan şeyleri aşikar olanın ötesini keşfetmesine engel olur. Kadınların merakına olumsuz anlam yüklenirken erkeklere araştırmacı denir. Kadınlara her işe burunlarını sokuyor denirken erkeğe öğrenme heveslisi denir. Kadının merakını röntgencilikmiş gibi sıradanlaştırır. En temel güç olan ayırt etme ve neden sonuç ilişkisine dayanarak belirleme yetilerine saldırır. Küçük odayı bulmak önemlidir, yok edicinin buyruğuna kulak asmamak önemlidir, bu odayı bu kadar güzel kılanın ne olduğunu anlamak son derece önemlidir. Masalda; kapı psişik bir bariyer, sırrın önüne yerleştirilen bir tür nöbetçidir. Uygun soruyu sormak düşünümün en önemli eylemidir. Yok edicinin buyruklarını yerine getirmeye çalışsa ve mahzendeki sırrı görmezden gelmeye razı olsa da, genç kadın ancak belli bir süre itaat edebilir. Sonunda anahtarı (soruyu) kapıya sokar ve hayatının derinlerinde gerçekleşen katliamla karşılaşır. Bu anahtar ansızın kanamaya başlar, durmadan bir şeylerin yanlış olduğunu haykırır. Bir kadın hayatındaki yıkımlardan saklanmaya çalışabilir, ama kanama yok edicinin neden orda olduğunu anlayana ve onu denetim altına alana kadar sürecektir. Düşlerde de çoğu zaman hayvani damat olarak simgelenen doğal yok edici işbaşındadır ve yöntemli bir şekilde kadının en çok değer verdiği arzu, ilgi ve özlemlerini tahrip etmektedir. Anahtardaki kan kadınların kanıdır. Çünkü söz konusu kan, insanın yaratacı hayatının en derin ve en duygusal yönlerinin azar azar öldürülmesini temsil etmektedir. Bu durumdaki kadın, okulu, ailesi, arkadaşları gibi gündelik hayatındaki meselelerle veya daha geniş bir dünyadaki zorlayıcı sorunlarla ya da kişisel gelişimi gibi sorunlara çözüm üretme enerjisini yitirir. Bu öyküde kan, ruhtan gelen atardamar kanıdır. Ağlayan anahtar, haykıran soru. Mavisakalın karısının anahtarı ovup temizlemeye çalışması, odayı gördüğünü, kadavrayı gördüğünü unutma çabasıdır. Paradoksal olarak o da kan kaybının fakına varır ve böylece yaşamaya asıl o anda başlar. Kanlı anahtar, bir kadının dişi kan soyunu, ondan önce o yolu arşınlamış olanları temsil eder. Odadaki iskelet, kadınların yok edilemez gücünü simgeler. Kemikler yok edilemeyeni simgeler. Sahip olduğumuz ve yok edilemeyen şey ruhumuzdur. Mavisakal kadını öldürür ve kemiklerinden başka bir şey kalmayıncaya kadar onu parçalara ayırır. Onda hiç güzellik, sevgi, benlik ve kendi çıkarına göre davranma yeteneği bırakmaz. Kadınların buna çare bulması için kadını yakalayan öldürücü şeye bakmalı, onun ürkütücü çalışmasının sonucunu görmeli, bunu bilincine iyice kaydedip orada tutmalı, sonra da onun adına değil, kendi adına hareket etmelidir. Anahtar sorular yardımcı olmayı sürdürür. Çünkü yok edici bilinçlenmeyi yasakladığında bile, anahtar, bilge kanını akıtmayı sürdürür. Yok edicinin delice mesajı şudur: “Bilincin yüzünden ölüyorsun”. Kadının yanıtı ise bir yandan yok ediciyi kandırarak gönüllü kurban olduğunu düşündürmek, bir yandan da onun ölümünü planlamaktır. Kadın, kavgacı doğasını hatırlama çalışması yapmalıdır. Döne döne gelen hortum simgesi, dağılmayıp da odaklandığı zaman bir kadına muazzam enerji veren çok önemli bir kararlılık gücünü temsil eder. Bu özelliğini yitirmeyen kadın bilincini yitirmez, diğerleriyle birlikte gömülmez. İçindeki kadın katilini, yaşam tutkusunun kaybını çözüme kavuşturmuş olur. Anahtar sorular, onun kurtulması için gerekli açılmayı sağlasa da, yinede kız kardeşinin gözleri ve kılıç sallayan erkek kardeşinin kasları olmasa başarıya tam olarak ulaşamaz. Kadınlar saflıklarından kurtulup gerçekle yüzleştiklerinde, o güne kadar bilmedikleri bir özellik kazanırlar. Bu durumda artık daha bilge olan kadın, içsel erkeksi bir enerjiyi yardıma çağırır (animus). Oğul, koca, sevgili vs. Kadının istediği her şeyi yapmasına yardımcı olan psişe içi enerjisidir. Erkek kardeşler gücün ve eylemin kutsanmasını temsil eder. Mavisakal, parçlanma ve yeniden birleşme üzerine bir öyküdür. Mavisakal öyküsünün sonunda, mavisakalın kemik ve kıkırdakları yırtıcı kuşlara bırakılır. Bu yok edicinin dönüşümüne dair bize iç görü kazandırır. Yok ediciyi avutmayı reddettiğimizde, gücünün posası çıkar ve biz olmadan hareket edemez. Kadınlar, yok ediciden işlerine yarayanı alıp kalanı bırakarak onun hakkından geldikçe yoğunluk, canlılık ve dürtüyle dolduklarını görürler. Kendilerinden çalınan dinçlik ve sağlamlığı, yok ediciden geri almış olurlar. Onu yararlı bir şeye çevirmiş olurlar. Kadınlar doğal yok ediciye dair düş gördüklerinde, bu her zaman içsel hayat üzerine bir mesaj değildir. Bazen de içinde yaşanılan kültürün tehdit edici yönlerine dair bir mesajdır. Karanlık adam düşü, korku veren bir düştür ve korkulu düşler, yaratıcılık için çoğu zaman en iyi olanlardır. Bu karanlık adam düşü kadınları öylesine korkutur ki, onları yeniden yaratmaya yönlendirir. Hem safdil kadın hem de içgüdüleri zedelenmiş kadın için tedavi aynıdır: sezgilerinizi, içsel sesinizi dinleme alıştırmaları yapın; sorular sorun; merak edin; gördüklerinize bakın; duyduklarınıza kulak verin; sonra da doğru bildiğiniz şeye göre davranın.
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes · Ayrıntı Yayınları · 20217,8bin okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.