Gönderi

217 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Merhabalar. İncelemesini yapacağım kitap, Thomas More'dan "Utopıa". 1516'da yayımlanan bu eser, Thomas More'un hayalindeki "ideal kent", "yeryüzü cenneti'ni" anlatıyor. Kitapta More'un tasarladığı Utopia'yı okuyoruz.Fakat okurken öyle hayran kalıp, keşke böyle bir yer var olsa da orada yaşayabilsem vb. gibi fikirlere yaklaşmayı bırakın kıyısından bile geçmiyorsunuz.Buradaki Utopia kavramı, üzülerek belirtmeliyim ki, tam anlamıyla kavram olarak kalmış.Böyle bir yerin var olması ihtimalini geçtim bir benzeri bile var olamaz.Aslında olmamalı da.Çünkü More eğer insanları biraz bile tanımış olsaydı insan yaşantısına bu denli ters düşebilecek basmakalıp bir Utopia fikrini savunmazdı.Bir kere insan kendi olabildiği, özgürce, başkalarının yaşam sınırlarını da ihlal etmeden dilediği gibi yaşadığı ve yaşayabildiği müddetçe insandır.Tıpkı bu Utopia fikrinde olduğu gibi basmakalıp bir düzen içinde var olmak aslında temelde insani haklarımızın bize gösterilmeden elimizden alınması demektir.Bu nedenle her ne kadar sonsuz bir adaletin var olduğu anlatılsa da aslında en büyük adaletsizlik buradaki insanların tek tipleştirilip belli bir kalıba sığdırılmasıyla yok edilmiş oluyor.E bundan sonrası için de adalet kavramından bahsetmek de yersiz kaçıyor.Kitap bence bu nedenle Utopia'dan çok bir distopia örneği. Kitap üslubuna gelecek olursam burada da yazar büyük bir yanlış yaparak kitabı sıkıcı kitap kategorisine koymuş.Bunu ise kitabı hikayeleştirip anlatmak yerine, bir anlatıcı tarafından direkt Utopia'da bu böyledir şu şöyledir diye yazarak yapmıştır.Bence eser hikaye olarak oradaki insanların ağzından anlatılsaydı en azından daha akıcı bir kitap olabilirdi.Yazarın bu şekilde bir anlatıma başvurması kitabı 2 kat daha sıkıcı yapmış. Okuduğunuz için teşekkürler. Benim puanım 4/10.
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020.6k okunma
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.