Elimizdeki eser Peygamber efendimizin hayatını konu alan, Siyer dalında ödül almış kitabın Mekke dönemini anlatan cildi.
Biraz Tarih biraz hatıra ve duygu yüklü. Duygusal ve içten anlatım eseri tarihten koparıyor biraz. Tabiki peygamberin hayatını anlatırken bu içtenlik çok kıymetli. Bu yoğun duygusallık insanı kitabın içine sokuyor.
Hani Abdulmuttalip'in Abdullah'ı kurban etmemek için çektiği oklarda Abdullah yazmasın diye bekleyen Kureyşlilerin arasında heyecanla yerinizi alıyor bu tarihsel anı yaşıyorsunuz.
Amine annemizin göz yaşlarını görüp siz de ağlıyor ona üzülme gelecekte Alemlerin Rahmeti'ni sen dünyaya getireceksin diye müjde vermek istiyorsunuz. Sonra efendimiz doğuyor o kara gözlerini kainata diktiğini görüyorsunuz. Tebessümümünü görüp ağlamak istiyorsunuz Allahu Ekber diyerek. Mekke'nin kapısına geçip süt annelik için şehre gelen yayla kadınlarına "Koşun! Abdullah'ın oğlunu siz alın" diye haykırmak istiyorsunuz.
Sefa tepesine çıkıp hakikati haykırdığında orada olup şehadet getiriyorsunuz. Ebû Leheb'e çatıyorsunuz kaşlarınızı ve efendimizin emrini bekliyorsunuz ama O "Sabır!" diye durduruyor sizi. Taif'te Zeyn ile omuz omuza verip taşları engellemek "Anam babam sana feda olsun Yâ Rasulallah" diye sesinizi arşa değdirmek istiyorsunuz.
Böyle bir duygu yükü işte.. Efendimiz ile aranızdaki sevgi bağını daha da güçlendiriyor. Şimdi yanında olsam "Yâ Rasulallah" desem nasıl dönerdi tüm gövdesiyle bana. Boyu ne uzun olurdu ne kısa yüzümde kusurlarımın verdiği mahcubiyet ile başımı öne eğerdim, bakamazdım herhalde o iyilik güneşine.
Efendimize sevginizi her anlamda artıracak bir kitap. O kadar içimizde ki bir o kadar da dışımızda sanki. Hani nereye bakarsa orada olmak istiyorsunuz gözünün size değmesini istiyorsunuz. Sahabeleri daha iyi anlıyorsunuz.
Rabbim bizi sana komşu eylesin Yâ Muhammed (sav) selam olsun sana, selam olsun seni sevene...
