● Devlet mi?
● Evlat mı?
● İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
● Baba gibi devlet Ana gibi nimet Evlat gibi servet bulunmaz. Hz Ali~
●OSMANLILARDA ŞEHZADE KATLİ meselesini doğru anlayıp
değerlendirebilmek için öncelikle İslâm-Osmanlı hukuku ve siyaset
geleneğini bilmeye ihtiyaç vardır.
Hadisenin çok esaslı tarihî, siyasî ve hukukî sebepleri
bulunmaktadır. İktidarın, hanedan mensuplarının müşterek malı
olduğu yolunda eski Türk siyasi geleneği (ülüş sistemi) vardır.
Bu gelenek, tarih boyu menfi neticeler doğurmuş, ülkelerin
parçalanmasına ve Türk devletlerinin yıkılmasına sebebiyet
vermiştir.
Osmanlı Devleti'nde de bu geleneğin tesiriyle başlangıçta
muayyen bir veraset sistemi yoktu. Güçlü ve talihi de yaver giden
herhangi bir şehzade padişah olabilirdi.
Nitekim hayattaki hemen her şehzade arkasına düşman
devletlerin de desteğini alarak ayaklanmış, binlerce insan ölmüş,
ülke harap, millet perişan olmuşu.
● Avusturya elçisi Busbecq, İslâmiyet'in Osmanlı hanedanı
sayesinde ayakta olduğunu, hanedan yıkılırsa dinin de
yıkılacağını, din ve devletin selametinin evlattan daha
mühim görüldüğünü söylemektedir.
Bir kere bu idamlar pozitif hukuka, yani Fatih
Kanunnâmesi'ne uygundur. Dolayısıyla şeklî hukuka göre
meşrudur. Ancak bu Kanunnâme, Osmanlı hukukuna
hâkim olan şer'î esaslara uygun mudur? Olmadığı
kanaatini taşıyanlar var. Uygun oluğunu savunanlar da var.
Gerçekten İslâm hukukunda kanunsuz suç ve ceza
olmayacağı gibi, ileride suç işlemesi ihtimaline binaen
kimseye ceza verilemez.
Ne var ki, İslâm hukuku, hükümdara bir takım suçlar
ihdas edebilme ve bunlara cezalar koyabilme salahiyetini
tanımıştır. Buna ta'zir denir. Padişah bir kimseyi bu
çerçevede cezalandırabilir ve bu İslâm hukukuna aykırı
değildir. Siyaseten katl, yani devlet başkanının, devletin
birliği ve milletin dirliği için yaşaması zararlı görülen
kimseleri öldürtmesi de ta'zir cezalarındandır.
Bütün monarşilerde olduğu gibi, İslâm hukukuna göre
de devlet başkanı yani padişah, yargı gücünü elinde tutar.
Bir başka deyişle padişah başhakim mevkiindedir. Kadılar,
ona vekâleten dava dinler ve onun namına hüküm verirler.
Böyle olunca padişahın dava dinleyip, gerekirse suçluları
cezalandırması hatta idamına hükmetmesi mümkün ve
meşru idi."
● Osmanlıların, gerek önce ve gerekse kendi devirlerinde yaşanan
tecrübelerden ders alarak, bu musibete uğramamak için, bizzat aile
mensuplarını feda etmekten gayri bir yol bulamadığı anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, "Fatih Sultan Mehmed Kanunnâmesi"nde,
şehzade katlini düzenleyen bir hüküm vaaz etmiştir. "Fitne, adam
öldürmekten daha kötüdür" mealindeki Kur'ân-ı Kerim âyeti ve
gerektiğinde umumî menfaat için hususî menfaatin haleldâr
edilebileceğine dair şer'î prensip, şehzade katlinin hukukî mesnedi
olmuş; İslâm hukukçularının ekserisinin bu müesseseye cevaz
verdikleri, mezkûr maddede sarahaten ifade edilmiştir.
● Hiçbir padişahın sınırsız yetkisi yoktur. Allah'ın yasakları başladığı an Hünkar kanunları son bulur. Nizam kanunlar nazarında sağlanır fakat Türklerden gelen Kut anlayışı sebebiyle padişahlar Şeyhülislamlık vazifesine karşı boyunlarını kıldan ince tutarlar.
İşte sıradan birkaç örnek:
Meşhur Bursa Kadısı Emir Sultan’ın Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’i mahkemeden kovması...
İlk İstanbul Kadısı Sarı Hızır Çelebi’nin, Rum Mimar İpsilanti Efendi’yi bildiğince cezalandıran Fatih Sultan Mehmed’i, şeriatın kısas hükmü gereğince aynı cezaya çarptırması...
Zembilli Ali Cemali Efendi’nin, Yavuz Padişah’ı tahttan indirmekle (hal fetvası) tehdit edip, Hıristiyan ve Yahudi azınlığa yönelik şiddetli bir kararından vazgeçirmesi...
● Benim de aklıma gelen soru eminim sizin de şu an zihninizden geçti. III. Mehmet zamanında 19 tabut çıktığını ve çoğunun çocuk hatta bebek yaşta öldürüldüğünü yazmayan tarih sayfası yok.
Bu isyan eden şehzadelerle ilgili bir konudur. Ama bir de
çocuklar var. Onlar neden öldürülüyor? Suçsuz ceza olur mu?
Yazarın bu konuda objektif davrandığına inanmasam da büyüyüp isyan etme ihtimallerini ve devletin nizamında şer naziresi olan paşaların çocukları kullanması ihtimalini gerekçe sürmüş.
● "Hükmen şehit" olan biri hakkında ileri geri konuşulmaz. Böyle
biri mücbir sebep olmadan değil oğluna, karıncaya bile kıymaz.
Şehzade katli meselesini doğru anlamak lazım.
Tarih insanların elinde koca bir hazinedir. Fakat tarih yazmak ise koca bir silahtır. O yüzden doğru kaynaklardan okumak gerek.
Bir sonraki incelemeye kadar sağlıkla kalmanızı temenni ediyorum.