Gönderi

532 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 days
"Ne ölüm, ne de hayat! Hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda. Hiçbirinin eli bana değmiyor. Çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıkları kadar. Varlığıma nedensizlikten delirdim ben. Hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan. Hepsini giydim. Hiçbiri olmadı. Hepsi dar geldi. İnansaydım herhangi birine, uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. Okyanuslar kırmızı olurdu. Pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi. Ama inanamadım. bir türlü inanamadım... Bütün hayat bir ilüzyon. Benim gibi, Kayra gibi..." -Sayfa: 138 Kinyas ve Kayra. Yer altı edebiyatı kategorisinde bir eser olarak değerlendirilegelmiş hep. Doğru da. Bu sebeple biraz mesafeli yaklaştım. Çok da okuduğum bir tür olmaması sebebiyle. Kitapta Kinyas ve Kayra'nın hikayesi anlatılırken farklı konulara da temas edilmiş (Sömürülen Afrika halkı ve daha nicelerinden tutun da kapitalizmin işleyişine kadar) ve bu konular yazarın etkileyici anlatımıyla da birleşerek anlatılan olaylarla o kadar iyi harmanlanmış ki okumaktan kendinizi alamıyorsunuz. Kinyas ve Kayra, suç dünyası içerisinde olan iki arkadaştır. Aslında her insan gibi onlar da içlerinde insanoğlunun doğası gereği olan "iyilik" ve "kötülük" duygularını barındırır. Kitabın akışından da anlaşıldığı gibi aslında birinin diğer ötekinden hiç bir farkı yoktur. İkisi de baştan aşağı kötülükle kaplıdır. Hamurları adeta kötülükle yoğrulmuştur. Hatta Kayra şöyle der Kinyas için bir yerde: "Sen, cehennemin üzerine kurulduğu arsanın hissedarı olacak kadar kötüsün. Şeytan bu yüzden göz yumuyor yaptıklarına ve seni hayatta tutmaya çalışıyor, bütün oynadığın ölüm oyunlarına rağmen." Adam öldürmek, hırsızlık, tecavüz, gasp, her türlü kaçakçılık ve daha akla gelmeyecek neredeyse tüm suçları işlemiş ve hiç tereddütsüz işlemeye de devam edebilecek iki "yaratık"tır Kinyas ve Kayra... Vicdan, merhamet, aşk, sevgi, şefkat gibi manevi duyguların yeri yoktur onların dünyalarında... Ait oldukları bir yer de olmamıştır hiç. Kendi tabirleriyle, "Üçüncü dünya ülkelerinde" yasadışı yollarla elde ettikleri maddi imkanlarıyla yaşamlarını sürdürmeye devam ederler. Kah kaçarak birilerinden, kah kovalayarak birilerini... (Her ikisinin de aslında aynı gibi görünen hayata bakış açıları ve düşünceleri detaylı biçimde anlatılmıştır kitapta) Tek bir amaçları vardır Kinyas ve Kayra'nın: Yaşayacaklarını yaşayıp "zihinsel ölüm"lerini gerçekleştirmek. Yani bir yerde kendi kendilerini hiçbir şey düşünemeyecek hale getirerek kendilerini bir yerde ölüme terk etmek. Dolayısıyla ölüm de birşey ifade etmez onlar için. Birçok zaman ölümle dans ederler adeta... -SPOİLER!- Ta ki yolları ayrılana dek... Bundan sonraki kısım bence kitabın asıl başlangıcıdır. Aynı dünyaların insanı gibi görünen iki karakterin aslında ne kadar farklı olduklarını görürüz. "Kayra'nın yolu" beni inanılmaz etkiledi. Yalnızlık,çaresizlik,tükenmişlik,hissizlik,duygusuzluk kısacası ruhsuzluk ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi dedim. İliklerime kadar işledi resmen. Gözlerim doldu, ağlamaklı oldum bir ara Kinyas ise tabiki şaşırttı bizi. Bunca yaşanan şeye rağmen hayata tutunabilmesi muazzam birşey. Üstelik ölümcül hastalığının pençesindeyken. Ailesiyle buluşma anları falan içimizi burktu ama olsun. İnsanın zamanında "sıradanlık" diye adlandırıp küçümsediği şeylerin zamanı gelince nasıl da kıymetini anladığını gördüm burada da. Kitapta yer yer zıtlıklar üzerinde durulur. -İlk zıtlık, Hikayenin sonunda Kinyas ile Kayra karakterlerinin iyi ve kötü olarak ayrı karakterlerde oluşlarıdır. -Bunun yanında yazar kitabının başında Kinyas isminin 'kin' ve 'yas' kelimelerinin birleşiminden meydana geldiğini vurgular. Bu da bize kötülüğü çağrıştırır. Oysa Kinyas kitap sonunda iyiliği ön plana çıkan karakter olmuştur. Kayra ise kelime anlamı olarak "birisinden gelen iyilik,lütuf" anlamına gelir. Halbuki Kayra, kitapta kötülüğü temsil eder. -Kayra, uykuyu çok seven bir yapıdadır. Saatlerce uyuyabilir. Oysa Kinyas uyuyamamak gibi bir haslete sahiptir. -Kayra zihnini öldürmeye çalışırken, Kinyas, zihnini yeniden dünyaya getirmeye çalışır. Bir de eklemeden geçemeyeceğim, Kinyas'ın (Tolga) doğum gününde tutmuş olduğu bir dilek var: "İyi bir insan olmak istiyorum..." Yaklaşık bir otuz saniye kadar düşündüm. Cümlenin nereden tanıdık geldiğini. Senaryosunu Hakan Günday'ın yazmış olduğu "Şahsiyet" dizisini izleyenler bilir. Aynı mesaj verilmiş. Daha doğrusu Günday, aynı mesajı 20 yıl önce kitabında vermiş: "İyi bir insan olmak istiyorum..."
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227.4k okunma
··
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.