Gönderi

480 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Güzel ve Çirkin masalını bilmeyen yoktur sanırım. Bu masalın birçok çizgi dizi, film, dizi, kitap uyarlaması da yapılmıştı bugüne kadar. Lakin ben bırakın tek bir çizgi dizisini, uyarlama kitaplarını bile okumamıştım. Uyarlamaları arasında izlediğim tek yapım, yabancı dizi olan Beauty and the Beast dizisiydi. Onun da krallıkla, masalla, lanetle alakası yoktu. Tamamen günümüze uyarlanıp modernleştirilmiş haliydi. Kısacası uyarlaması namına önyargıyla yaklaşmayıp okuduğum ilk kitap bu oldu. Ve çok ama çok beğendim. Muhteşemdi! Yazar, eşinin tavsiyesi üzerine bir kez olsun kendi keyfi için, bir sözleşme zorunluluğu olmadan yazmak adına başlamış bu eseri kaleme almaya. Sanırım sırf bu sebepten ötürü bile böyle doğal ve içten, acelesiz ve başarılı bir roman ortaya çıkmış olabilir! Takdire şayan! Tabi böyle bir eseri yayıncısının kaçırması mümkün olmazdı. Kitaptaki sade ve akıcı anlatım biçimi, insanı kurguya çekmeyi kolaylaştırıyor. Önce Rhen, yani Prens karakteriyle kitaba başlıyoruz. Lanet yüzünden 327. döngüye girmiş bulunmakta; yani 18. yaşını 327. kez yaşıyor. Yanında ise sadece baş muhafızı Grey var. Grey de lanete maruz kalmış durumda ve paralel evren diye düşünmek istediğim diğer dünyaya gidip geri dönebiliyor. Lanete sebep olan güçlü cadı Lilith, ikisini de lanetlerken Rhen’i her döngü sonunda kontrol edemeyeceği bir canavara dönüşmeye mahkum etmiş. Zaten koca bir ordu, diğer muhafızlar ve hatta Rhen’in ailesi bile bu canavarın katliamıyla yok olmuşlar. Bu laneti bozmanın ise tek bir yolu var; gerçek aşk. Grey’in diğer evrene geçebilmesinin sebebi de tam olarak bu. Rhen’e aşık olabilecek bir kız bulup her döngüde kendi dünyalarına getiriyor ama bu güne kadar asla başarılı olamamışlar. Zira tam başarıya yaklaşmışken bile Rhen’in dönüştüğü yaratık her şeyi alt üst etmiş. İşte tam da bu noktada, Grey’in 327. döngü için yeni bir kız bulmak adına Washington DC’ye geçmesiyle olaylar başlıyor. ♟ Bu detaylar dolayısıyla spoiler verdiğimi düşünen olabilir ama değil. Asıl bu olaylardan sonrasına girecek olursam spoiler vermiş olurum; çünkü bahsettiğim detaylar zaten ilk sayfalarda göreceğiniz ana konudan ibaret. Döngüye dahil edilecek olan yeni kız ise, tahmin edeceğiniz üzere Harper karakteri. Açıkçası ben Harper karakterini çok sevdim. Rahatsızlığına rağmen kendisini bırakmamış, çok güçlü ve gururlu bir kadın karakter yazmış yazar. Prens Rhen’den bile daha kontrol sahibi ve güçlü bir karaktere sahip. Zaten yer yer Rhen’in tripleriyle kitabı kapatasım gelmedi değil. Tamam, yaşadıkları ve içinde bulunduğu durum hiç kolay değil ama çok yersiz düşüncelere kapılması insanı boğabiliyor zaman zaman. Lilith karakteri de çok güzel yazılmış. Neden bu laneti yaptığına dair bir ipucu vermeyeceğim. Ama bu karakterden ziyade en sürpriz karakter benim için Grey’di. Her ne kadar iyi safta yer alsa bile yine de kendisini pek sevemedim. Sanırım olayların akışı gereği ikinci kitapta daha baskın olacak Grey. Bir de ikinci kitap için Harper’ın babası adına bir sürpriz bekliyorum. Zira ailesini terk etmiş ama o da geri dönüp kraliyet mensubu çıkarsa hiç şaşırmam. Son olarak, kitapta en sevdiğim kısımlar Rhen’in canavar formunda olduğu kısımlardı. Ayrıca kitabın en heyecanlı noktasında sona ermesine hem sevindim hem de üzüldüm. Yazarın bizi, ikinci kitap için böyle heyecanla beklemeye itmesi oldukça güzel ama beklemek ise malum...
Epsilon Yayınevi
Epsilon Yayınevi
iyi ki bizi böyle harika bir eserle buluşturmuş. Tavsiye ederim!
Yalnızlığın Kara Laneti
Yalnızlığın Kara LanetiBrigid Kemmerer · Epsilon Yayınevi · 2019442 okunma
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.