Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

944 syf.
·
Puan vermedi
Füg değil öncelikle bunu belirteyim. Bilemiyorum füg’ün matematiksel karşılığı nedir, ancak bunun müzikal bir söylence olduğuna kimse beni inandıramaz. Resmen Bach’ta bile matematiksel analizler yerleştirilmiş. Kitaba başlarken önceliği Bach’a verdim ilgim dolayısıyla. Çünkü kitaba, viyolonsele aşık olmama sebep olan bir isimden başlarsam Gödel’e kadar bir çok kısmı aşmış olurdum. Çünkü Gödel’in matematiksel teorilerini anlayabilmek, söylence içerisinde çözümleyebilmek oldukça zor olacaktı benim için. Ancak matematiği resmen Bach ve Escher’de işlemiş yazar Douglas Hofstadher (adamın soyadı bile zor). Kitabı bitirdim diyemem. Çünkü Gödel için özellikle matematiksel altkültürün olması gerekiyor. –ki yazar burada matematiksel felsefeden çok matematik bilmini işliyor. Escher’in yarısına geldiğimde kitap benim için bitti. Oldukça zor (zorlaştırılmış) bir dile sahip yazarımız. Çözümleyebilmek ve içerik analizi gerçekleştirebilmek için elinizin altında interneti açık tutun çünkü Hz. Google size oldukça uzak terimlerin anlamları için açıklama yapacak. İşin esprisi bir tarafa kitabın içeriğinden bahsedecek olursam, Escher ve Bach noktasında oldukça Dionyssos’cu bir yaklaşımı var. Ancak bu yaklaşım kitaba adını veren üç büyük isim üzerinden değil tamamen olgular üzerinden yürümüş. Özellikle bu isimlerin yarattıkları, ortaya çıkardıkları olgular üzerinden. Genelde matematik, sanat ve müziğin özsel olarak nasıl aynı olduğunu gösteren bir kitap olduğu teşhisine şiddetle karşı çıkıyor dünyanın en zor insanı olan Hofstadher. Hatta bir ara sinir olup iyice odaklanmaya çalışınca artık gözümün önünde kanonlar, mantık ve doğruluk, geometri, yinelenme, sentaktik yapılar, anlamın doğası, Zen Budizm, paradokslar, beyin ve zihin, indirgemecilik vebütüncülük, karınca kolonileri, kavram lar ve zihinsel tasarımlar, çeviri, bilgisayarlar ve bilgisayar dilleri, DNA, proteinler, genetik kod, yapay zeka, yaratıcılık, bilinçlilik ve özgür istençler dönmeye başladı. İşyerinde yürürken arkadaşımın alnında zen budizm yazdığını gördüm bir an. :) Dil öyle zorlayıcı ki gerçekten iki buçuk günde yordu beni. Yazar kitabı zorlaştırmak için anlam analizinde kendini ele vermiş diyebilirim. Çünkü zorlaştırmak adına paragraf bütünlükleri, geçişler öyle alakasız düzenlenmiş ki zaten dili doğrudan çözmüş olan bir okuyucu paragraf ve bölümler arası kopukluk yüzünden yine okuyamaz bu kitabı. Kitap dilini sadeleştirip okumaya başladığımda gördüğüm ayak oyunu bu oldu. Ayak oyunu dedim çünkü yazar kendi açıklamasında New York Times’ta çıkan eleştirileri baz alarak anlaşılamamasından duyduğu memnuniyeti sözlerinden anlaşılabiliyor. Hedefine ulaşmış gibi. Bach üzerine Müzikolojik incelemeleri ise oldukça iyidi bölüm bölüm ele almış olsa da. Bach’ın 15 adet Üç-Sesli Envansiyon yazması üzerinden Gödel ve Escher’in olgularına atıfta bulunarak ilerlemiş. Envansiyonlarda geçen kahramanların içerik analizlerini yaparak aralarındaki konuşmalardan Escher’in sanat anlayışına atıfta bulunarak çözümlemeler sunuyor. Bunu yaparken Escher’i okumaya başladığınız farkediyorsunuz. Bach henüz tam anlamıyla irdelenememişken Escher’in resimlerinin figür ve zemin paradokslarını işliyor. Yazarın yarattığı bu karmaşadan çıkış yolunu da, karmaşık bölümleri Bach ve Escher altbaşlıkları altında yeniden bir araya getirerek buldum. Ancak böyle okunabildi. Kitabı okuyabilmek için ciddi bir emek harcamak gerek gerçekten.
Gödel, Escher, Bach
Gödel, Escher, BachDouglas R. Hofstadter · Pinhan Yayıncılık · 201132 okunma
·
271 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.