Sanatla alakası fazla olmayan beni, akıcılığı ve güzelliğiyle içine çeken bir kitaptı. Evimin farklı yerlerine farklı Van Gogh resimleri almayı planlıyorum artık. Mesela yatak odama çiftçilerin saman yığınının yanında uzandığı resmi, salona o güzel bozkır betimlemelerini, koridoruma 6-7 farklı tanımadığım ve bilemeyeceğim insanların portrelerini. (‘Bu kurumda daha önce hizmet etmiş insanlar’ başlığı koymadan tabii ki)
Galiba bir de feleğin sillesini yemek, insanin beyninin derinliklerine inmesini sağlıyor.