Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

işte yine yaptım her on yılda bir böyle bir tane beceririm bir tür ayaklı mucize, tenim bir nazi lamba siperliği kadar parlak, sağ ayağım tüy kadar hafif yüzüm ifadesiz, incecik yahudi kumaşından. çözün kundağı ah, sevgili düşmanım. korkutuyor muyum? – burnu, göz bebekleri, 32 dişi yerli yerinde mi? acı nefesi ertesi gün yok olacak. yakında, çok yakında vahim bir öldür gücü evimde, etimde olacak ve ben işte gülümseyen bir kadın. daha sadece otuzunda. ve kedi gibi dokuz canlıyım. bu üçüncü sefer. ne lüzumsuzluk on yılda bir imha. bu ne çok iplik. çekirdek yiyen kalabalık itişir içeri görmek için ellerimi ayaklarımı çözmelerini – muhteşem soyunmalar. baylar, bayanlar bunlar ellerim benim, bunlar dizlerim. bir deri bir kemik olabilirim, farketmez, ben de onlardandım, tek tip kadın işte ilk seferinde on yaşındaydım. kazaydı. ikinci seferinde istedim bitirip gitmeyi ve hiç daha dönmemeyi. üst üstüme kapaklandım. tıpkı bir midye gibi. tekrar tekrar bağırmaları gerekti çağırmaları ve üstümden ayıklamaları inci gibi parlak yapışkan solucanları ölmek bir sanattır, her şey gibi. özellikle iyi yaparım. bir ölürüm ki, cehennemden gelir gibi olurum. bir ölürüm ki, adeta hakikaten olurum. sanki gider gibi bir davete. bunu yapmak çok kolay bir hücrede ölmek ve kımıldamamak ölüyü oynadığım tiyatroda sıranın gelmesi gibi güneşli bir günde geri gel aynı yere, aynı yüze, zalim eğlenen çığrışlara: 'mucize!' işte bu yere yıkar beni. ama bir bedeli var. yara izlerime bakmanın, bir bedeli var. kalbimi dinlemenin hakikaten çalışıyor. bir bedeli var, çok büyük bir bedeli var. bir sözün veya bir dokunuşun. ya da biraz kanımı akıtmanın. bir tutam saçımın veya elbisemden bir parçanın. eee, herr doktor. eee, herr düşman. sizin eserinizim ben, paha biçilmez, altın topu bebeğinizim bir çığlığa eriyen dönüyorum ve yanıyorum. gösterdiğiniz alakaya aldırmadığımı sanmayın. kül, kül – külü eşele bak. etten kemikten eser yok---- bir kalıp sabun bir nişan yüzüğü altın bir diş. herr tanrı, herr şeytan savulun savulun. küllerin arasından doğrulurum kızıl saçlarımla ve çıtır çıtır adam yerim. (Sylvia Plath / Lady Lazarus) "Peyniraltı Edebiyatı" dergisinde Cahit Kaya'nın bu şiir için inceleme yazısında geçen şu sözü sizle paylaşmak istedim: "Erkeklerle girilen her türlü münasebetin, ister doktor, ister sevgili ya da baba olsunlar hepsinin bir bedeli var kadın için..."
··
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.