Gönderi

artık istediğim gibi giydirebilirim, zira bitti. cim karnındaki noktada boğulan pamuk'a yapılan eleştirileri haklı bulduğum bir yere geldim. karakterlerin yaşadığı dönüşümler çok üstünkörü, çok bayağı. hiçbirimiz bu kadar kolay dönüşümler yaşamıyoruz, başımıza silah bile dayasalar bu kadar çabuk olmuyor. fikirler kolayca renk değiştiren boyalar değildir çünkü. sahi renk bile olsa, mor söz gelimi içinde yine maviyi kırmızıyı taşır, onu da görürsünüz. lacivert'teyse hem siyahı hem maviyi görüyorum. olayın gidişatını tiksindirici buldum. kadife'den nefret ettim, allah kimseye böyle eş, arkadaş, kardeş vermesin. bir kişiyi sevmek bu kadar mı zor? asıl zor olan belki ikinci kişiye göz ucuyla bakmaktır. nasıl bir gönlünüz var sizin nasıl bir vicdanınız nasıl bir ahlakınız? ipek zaten fiyasko. senle barışmak isteyen ve senin de aklının onda olduğu bir eski eşin var, sen de bir anda ortaya çıkan kerim alakuşoğlu'na gittin öyle mi? turgut bey hayal ettiğiniz hayatın getirileri işte bunlar, gurur duyuyor musunuz kızlarınızla? ben tiksiniyorum. mutlu ve hayırlı bir evliliğin başlangıcı doğru bir süreçten geçmiş eşlerin tanışmasından itibaren başlar, hayırlı evladın olduğu evde rakının ne işi var? biyolojik ritminin o vakitlere uyum sağlamadığı bir bedenin vicdanının ve içinde devinip duran kalbinin temiz kalmasına imkan yok. yoksa gayrısı yalan, laf kalabalığı. tam buraya edit: turgut bey'in hayırlı bir şeyle alakasının olmadığını böyle bir beklenti içinde olmadığını ben de biliyorum da gavur bile olsa iyilik güzellik içinde bir yuva, evlat beklentisine girer. oradaki hayr, islamdan, dinden münezzeh hayr. kitabı eleştirecektim karakterlere kin kusmuşum, neyse. kitabı vatan yahut türban kısmına dek çok beğenerek okurken bir anda soğudum iş tam tersine evrildi. orhan pamuk bu kitap için şöyle diyor "bir araya gelmez denen karakterleri birleştirmek bir araya getirmek istedim. toplumdaki zıtlıkları bütünleştirmek istedim." diyor. neresi zıt mesela abi? siyasal islamcı kadife ve siyasal islamcı lacivert'i sevgili yaparak mı zıtlığı bir araya getirdin? yoksa iki atesiti aynı yatağa soktuğunda mı o zıtlığı bütünleştirdin? toplumun zıtlıkları bundan ibaret değil, sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel farklılıklarımızın spektrumu çok geniş. bu kadar gömmüşken yiğidin hakkını da vermek lazım diye; cümle dizimini çoğu kimsenin aksine seviyorum. eylem betimlemelerini o kadar gerçekçi buluyorum ki tüm ayrıntısıyla işte tam da bahsettiği yerde, bir başka masada belki bir halının üstünde belki bir kapının ardında belki bir misafir olarak bir koltukta, sandalyede dinlerim, gözlerim tüm her şeyi. şunu da net olarak söyleyebilirim ki orhan pamuk bundan böyle artık yazmak niyetiyle yazacak zira orhan pamuk birinin onu pohpohlamasıyla, -ya da kafasında her ne vardıysa ona ulaşmak gayesiyle onun nabzına göre şerbet vermek için onu pohpohlayarak- bir şeyler yazarak elde edeceği tüm ödüllerin sahibi oldu. artık iyi yazmak için bir sebep var mı? katiyen yok. her kitabının sinyalini bir öncekinde veren orhan pamuk'un yeni kitabı da biraz daha ses getirecek bir istanbul portresi olur, bunda daha çok suriyelileri konu alacağı da açık. -at fava bekle- yazık ne kalemler kırılıyor. son edit: bin tane yazım yanlışı, anlatım bozukluğu, yersiz ifade, kapsayıcılığı olmayan önerme, sav, altını doldurmam lazım gelen ama havada kalan cümlem var hangi biriyle uğraşayım? hiçbiriyle uğraşmamayı daha akla yakın buldum, benim editim de böyle.
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.