Gönderi

-Her gece ağlamaya çalışıyorum. Son birkaç gecedir neredeyse üst üste yapıyorum bunu. Ne umduğumu da tam olarak biliyor sayılmam. Belki ağlayabilmek bana insanlığımı geri verecek. Her gece, aşağı yukarı aynı zamanda, benden bütünüyle bağımsız bu duygu habersizce üstüme çöküyor. Gözlerimi kapayıp başımı yavaşça yukarı kaldırıyorum o zaman. Kızıllığın ortasında noktaların belirli bir gücün etkisiyle, kendilerinden emin (ancak kendi iradeleriyle değil), yığınlar halinde hareket ettiklerini görüyorum. Ama bir adım geri çekilip bu noktaların oluşturduğu şekli görmeyi başaramadım henüz. Bu yüzden hâlâ anlamsız bir karmaşanın ortasında tek başımayım, gecenin ilerleyen saatlerinde. O yağmur hissi önce sağ gözümde beliriyor hep. Sonra sol gözüme de sıçrıyor. Göz kapaklarımı sıkıp sıkıp açıyorum,ancak bir iki damladan fazlası çıkmıyor hiçbir zaman. Tüm bedenimi bir ürperti kaplıyor; yalnızca kollarım eskisi gibi kalmayı sürdürüyorlar. Vücudumun geri kalanından daha ağırbaşlı, daha yaşlı onlar, özellikle ellerim. Belki ağlamamı da onlar önlüyor. Yağmurun parmak uçlarımda toplanmasını istiyor, gözlerimle amansız bir çekişme içinde, göğsümü huzursuz ediyor, onu kaburga kemiklerimin güvenliğine sığınmaya zorluyorlar.
Sayfa 23
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.