Gönderi

148 syf.
10/10 puan verdi
--Aşırı spoi içerir-- Kitap Sevgi Neredeyde Tanrı Oradadır, Polikuşka, Üç Ölüm, Asuri Hükümdarı Asarhadon, İlyas, Küçükler Büyüklerden Akıllı Çıktı, Tavuk Yumurtası Büyüklüğündeki Tohum başlıkları adı altında birbirinden farklı toplam yedi kısa hikâyeden oluşuyor. Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır bölümünde Martin Avdeiç isimli bir ayakkabı tamircisinin ailesinden kalan tek çocuğunu da kaybetmesinden sonra, hayata küsmesini ve karşısına çıkan birinden incili okuyup anlaması gerektiğine ikna edilip, incili okumaya başlaması anlatılıyor. Martin incili okumaya başladıktan sonra Hz. İsa'nın birinin evine konuk olduğunu ve orada çok kötü karşılandığını, sonra başka birinin evinde ise ayaklarının yıkandığını, öpüldüğünü, gözyaşlarıyla karşılandığını okuyor. Her sayfada daha çok etkileniyor ve İsa'nın mutlaka herkesin karşısına çıkacağına inanıyor ve bir yandan ayakkabı tamiri yaparken, diğer yandan bodrum katta olan dükkânından her geçene İsa beklentisiyle bakıyor. Bu arada onu beklerken birçok insana da yardımı dokunuyor. Sıcak ve dokunaklı bir hikâye, diğer bir deyişle ibretlik ve ders çıkartılması gereken bir hikâye diyebiliriz. Polikuşka; Hanımefendi diye hitap edilen, zengin bir kadın tarafından yönetilen bir kasabada geçiyor olaylar. Her yıl askere gönderilmesi gereken kişiler seçiliyor. Bu kez hanımefendi seçiyor ve Dutlov adı verilen ailenin üzerinde durulmuş, yeni evlenen ve askere seçilen bir kahramanımız var, hiç gitmek istemiyor. Bir de kendini baytar ilan eden ancak pek de anlamayan, hırsızlıkla ün salmış, birçok çocuğu olan Poliyev var. Hanımefendi Poliyev'in gitmesi taraftarı olanları susturmak için, askere seçilenler gönderilmeden hemen önce Poliyev'i parasını alması için iki günde dönebileceği bir yere gönderiyor. Poliyev kendine olan bu güveni suistimal etmemek için elinden geleni yapıyor. Konakladığı yerde askere alınan Dutlov ile karşılaşıyor ve delikanlının parası olmadığını bahane ederek askere gitmesine engel olamayan amcasına nefretle konuştuğuna şahit oluyor. Fazla oyalanmadan kasabaya geri dönüyor. Ancak kasabanın girişinde parayı düşürdüğünü anlıyor. Geri dönüp defalarca arıyor ama bulamıyor. Bu arada hanımefendi sürekli kendisini soruyor. Poliyev eve gelip, çatıda kendini bu yüzden astığı sıralarda Dutlov amca parayı buluyor. Hanımefendi bütün bu olaylardan sonra parayı uğursuz kabul ediyor ve Dutlov'da kalmasını emrediyor. Poliyev'in ölümü, genç Dutlov'un kurtulmasına neden oluyor. Üç Ölüm bölümünde ise birbirinden tamamen farklı üç kişinin ölüme doğru giden yolculukları anlatılıyor. Beni bu bölümde etkileyen iki şey vardı. Birincisi ölmek üzere olanlardan biri zengin, evli ve çocuklu bir bayan. Doktorun ümit olmadığını kocasına söylediğinden habersiz, kocasının kendisini kurtulma ümidi olan yerlere götürmediğinden sürekli şikayet eden ve ölmeyeceğine kendini inandırarak, öleceğini bildiği halde bunu kabullenememesi. Diğeri ise hasta ve yaşlı bir eski arabacı. Çizmelerini yanından ayırmıyor ve başka bir arabacı kendi çizmeleri çok eski olduğu için, zaten öleceğini söyleyerek çizmelerini ondan istiyor, vermek istemiyor önce, sonra mezarını yaptırmak şartıyla çizmelerini veriyor. Bu bölümde çaresizlik o kadar güzel işlenmişti ki, etkisi epeyce kalacak sanırım. Asuri Hükümdarı Asarhadon bölümü ise isminden anlaşılacağı gibi hükümdar ile ilgili. Asarhadon savaşta kendi asker sayısının çok daha azıyla savaşır ve savaşı kazanır. Düşman askerlerinin hepsini öldürürken, krallarını esir alarak, küçücük bir kafesin içine hapseder. Ancak bir gece yaşlı bir adam gelir ve ona kendisinin hem Asarhadon, hem de karşı tarafın hükümdarı, hem yenilen taraf, hem yenen taraf olduğunu söyler. Tabi bu rüya mı, gerçek mi net belli değil. Asarhadon ona inanmaz ve yaşlı adam ispatlayacağını söyleyerek, küçük bir kâsedeki suyun içine kafasını sokmasını söyler. Asarhadon söyleneni yapar ve düşman hükümdarı olarak bulur kendisini ve yaşadıklarının hepsini yaşar. Bütün olayları gördükten sonra, yaşlı adam kâseden başını çıkartmasını söyler. Asarhadon ertesi gün, bambaşka bir hükümdar olarak hüküm sürer. Zalim bir hükümdarın, zalim olmayan bir hükümdara karşı kazandığı savaşın ve sonrasında yolunu çizmesine vesile olan olayların akışını okuyoruz bu bölümde. İlyas bölümünde ise, anne ve babasını kendisine hiçbir varlık bırakmadan kaybeden, kendi çabalarıyla çok zengin olan İlyas'ın hikâyesini okuyoruz. İlyas, evleniyor, iki erkek çocuk sahibi oluyor. Büyük oğlunu kaybediyor, hovarda ve söz dinlemeyen küçük oğluyla malları bölüşüp evlerini ayırıyor ve ondan sonra felâketler üst üste gelerek tüm mal varlığını kaybedip, karısıyla birlikte hizmetçilik yapmak zorunda kalıyor. Ama bu dönem en mutlu oldukları dönem oluyor. Küçükler Büyüklerden Akıllı Çıktı bölümünde ise, iki küçük kızın oynarken kavga etmesi, araya ailelerin girip, kavganın büyümesi ancak kızların kavga devam ederken tekrar barışıp oyunlarına devam etmesi anlatılmış. Yani çok güzel bir mesaj verilmiş. Tavuk Yumurtası Büyüklüğündeki Tohum bölümünde bir hükümdar eline geçen ve daha önce hiç görmediği tavuk yumurtası büyüklüğündeki tohumun nasıl ortaya çıktığını daha önce birinin kullanıp kullanmadığını öğrenmek için araştırma yaptırtır, sırayla üç kişi getirtilir huzuruna. Her biri babasının bilebileceğini söyler. Nitekim en son getirilen bilir. Ancak her getirilen bir diğerinin babası yani ondan çok daha yaşlı olduğu halde, aslında çok daha gençtir ve hükümdar bunun sırrını en yaşlı olup en genç görünenden öğrenir. Kitap genel anlamda çok sürükleyici ve etkileyici bir kitaptı. Sanırım beni en çok etkileyen Polikuşka bölümü oldu. Kısa olması çabucak bitmesini sağlıyor ama akılda uzun süre kalacağında eminim.
Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır
Sevgi Neredeyse Tanrı OradadırLev Tolstoy · Venedik Yayınları · 20184,175 okunma
·
164 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.