Gönderi
“Niçin kaçıyorsunuz?” dedim. “Efendim düşman!” dediler. “Nerede?” dedim. “İşte!” diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemal-i serbestiyle ileri doğru yürüyorlardı. O zaman bu kaçan efrada bağırarak “Düşmandan kaçılmaz.” dedim. “Cephanemiz kalmadı.” dediler. “Cephaneniz yoksa süngünüz var.” dedim. Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Ve yere yatırdım.
Mustafa Kemal’e göre bu an savaşın kazanıldığı andır. Zira bu hareket ile Conkbayırı’na tırmanmakta olan Anzakların öncüleri durdurulmuş,daha sonra yetişen 57. Alay’ın taburları taarruza başlamıştır. Mustafa Kemal’in “Herkes öldürmek ve ölmek için düşmana atılmıştı.” sözleri ile de ifade ettiği 57. Alay’ın taarruzunun şifahi emri,Türk komutanların cesaretinin nişanesi olarak tarihimizin altın sayfalarında yerini almıştır.
“Size ben taarruzu emretmiyorum;ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandanlar alabilir.”
Tüm o felaketlerden,depremlerden,kayıplardan,hastalıklardan sonra salgından korunmak için herkesin birer birer evlerine çekildiği şu sıralarda, tarih de gelip 18 Mart’a dayanmışken tarih bilincimi arttırmak ve o ruhu iliklerimde hissetmek ve unutmamak için bu anlamlı kitabı #okudumbitirdim
Bayadır kitaplığımda okunmayı bekleyen kitaplardan biriydi,tam da şu zamanda okuyup bitirmem kesinlikle tesadüf değil, bu zamanlamayı ben kendim yaptım. İyi ki de yapmışım, bence siz de deneyin. Hem bilinçlenmek hem de bu yaşanmışlıkları hissetmek adına daha kalıcı oluyor.
Elimdeki kitabım aslında yazarın gecesini gündüzüne katarak yoğun çalışmalarla elde ettiği tezinin ürünü. Prof.Dr.Cahit Baltacı, Türkiye’de Çanakkale Zaferi üzerinde akademik çalışmaların yok denecek kadar az olduğu fikrini öne sürüyor ve öğrencisi olan Lokman Erdemir’i bu alanda çalışması için yönlendiriyor. Yazar bu çalışması için araştırmalarına yeri geldiğinde Londra’da devam ediyor. Yazılı anlatım ve 300’e yakın fotoğraf,harita vb. görsel materyallerle Çanakkale Savaşı’nı anlatmak maksadıyla yapılan bu çalışma tarihini bilmek ve anlamak isteyenlere ışık tutuyor.
Kitaptaki bazı fotoğrafları gördüğünüzü düşünüyorsunuz fakat daha önce görmediğiniz fotoğraf ve haritalara rastlamak da mümkün. Dikkat çeken bir diğer mesele de kitabın bazı bölümlerinde yer alan Mehmet Akif şiirleri... Bu savaşın illa bir şairi olacaksa kesinlikle “Mehmet Akif’tir.” diyorsunuz ister istemez. Şiirlerinden birkaç dize paylaşırsam demek istediğimi daha net bir şekilde anlayabilirsiniz diye düşünüyorum:
“Ölüm indirmede gökler,ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: savrulur enkaz-ı beşer...”
“Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.”
Ve savaşın unutulmaz isimleri: Seyyid Onbaşı,Kınalı Hasan..
Okulunu bile tamamlayamadan cepheye gönderilen sayısız Mehmetçik...
Daha çok şey yazılabilir bu kitap üzerine ama son olarak şunu söylemek geçiyor içimden: Çanakkale Savaşı’nı bütün yönleriyle incelemeli,bilmeli,anlamalı, özümsemeli ve evlatlarımıza öğretmeliyiz. Dik duran bir Türkiye için bu şart.
105.yılın kutlu olsun
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.