Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
8/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
“Koşucular” isimli kitabından sonra yazarın bu kadar kolay okunabilen bir kitabıyla karşılaşmak benim için bir sürpriz oldu. Yazarla ilk tanışma adına bence bu kitap son derece uygun. Kitabı belli bir kategoriye sokmak gerçekten çok zor. Kitap için kaba tabirle bir gizem, bir cinayet romanı diyebiliriz. Kitaptaki olaylar Janina’nın sesinden anlatılıyor. Janina altmışına merdiven dayamış, Çek sınırına yakın ücra bir Polonya köyünde tek başına yaşayan, gençliğinde köprü mühendisi olarak çalışmış, dünyanın tuhaf yerlerinde köprüler inşaat etmiş, haftada bir köy okulundaki çocuklara İngilizce dersi veren, geri kalan zamanında ise civardaki evlerin kışlık bakımıyla ilgilenen bir kadındır. Ancak Janina, çevresi tarafından tuhaf, zararsız bir kaçık olarak nitelendirilir, polis de aynı şekilde Janina’dan hiç hazmetmez. Bu kadının en sevdiği iş ise genç arkadaşı Dizzy ile birlikte William Blake’in şiirlerini Lehçeye çevirmektir. Hazır Blake’ten söz açılmışken onunla ilgili bir iki şey söylemek istiyorum. Kitabın tamamında Blake’in hayaletini görmemiz mümkün. Her bölümde kullanılan epigraflar Blake’ten alınma. Kitabın başlığı bile Blake’in şiirlerinden hortlamış. Blake’in şiirlerinde olduğu gibi burada da bazı cins isimler büyük harfle yazılmış, sanırım yazar o kelimelere özel bir vurgu yapmak istiyor. Janina ve Blake arasında özel bir iletişimin olduğu kesin. Blake, hayvan hakları savunucularının en başında gelen bir şairdir. Zaten yazar bu kitabı neden yazmış diye sorsanız ben hayvan haklarına dikkat çekmek için yazmış derdim. İnsanoğlunun doğayı şuursuzca katletmesi, doğaya ve canlılara saygısının kalmaması sanırım yazarı harekete geçirmiş en önemli sebepler olabilir. Hayvanlara davranış şekillerimiz, onları zevk için öldürmemiz, onları yememizle ilgili yazarın düşüncelerini Janina’nın ağzından dinliyoruz. Bunun yanında Janina’nın astrolojiye özel bir ilgisi vardır. Ancak bu ilgi gazete ve dergilerde çıkan yıldız fallarını yorumlamak gibi amatörce bir iş değildir. Onunki çok daha sistematik ve profesyonel düzeydedir. Astroloji sayesinde evrendeki kaosu anlamak ister, bununla insanların davranışlarını ve geleceği tahmin edebileceğine inanır. Bu konudaki yeteneğini köyde başlayan bir dizi esrarengiz cinayet ya da ölüm olaylarında polise yardımcı olmak için kullanmayı önerse de polis tarafından dikkate alınmaz. Astroloji kitap boyunca okuyucuyu bırakmayacak bir meseledir. Jüpiter, Mars, Uranüs, Plüton, açılar, maçılar ve konuyla ilgili bir dünya terimleri olayları yorumlamak ve anlamak adına kadın karakterimiz fazlasıyla kullanacaktır. Tüm bunların yanında Janina doğa ve canlılarla sürekli bir etkileşim ve iletişim halindedir. Dünyayı ve doğayı anlamada özel bir yeteneği var gibidir. Çok farklı alanlardaki görüş ve düşünceleri ise oldukça radikaldir. Janina’nın doğa sevgisi adeta kitabın merkezindedir. Kitapta anlatılanların büyük bölümü soğuk bir kış ayında geçer. Uzun süren karanlık geceler, gür ormanlar, yabani hayvanlar, iletişimsizlik ve dış dünyadan yalıtılmışlık kitaba ayrı bir gizem ve gerilim kattığını söyleyebilirim. Bunun üstüne de esrarengiz cinayetlerin yaşanması okuyucunun ilgisini cezbetmeye yetiyor. Bu cinayetlerle ilgili olarak Janina’nın ilginç bir teorisi vardır: Ona göre havyanlar kendilerini katleden insanlardan intikam almaktadırlar. Janina yaşanan bu ölümleri bir “karma” olarak görür. Yazar burada okuyucusuna sanırım insanoğlunun zaaflarını da gösteriyor. Güçsüzün bir gün güçlüden intikamını alacağını anlatmak istiyor. Sabrın da bir sınırı olduğunu vurguluyor. İnsanların doğa ve canlılarla bozulan etkileşiminin eninde sonunda kötü sonuçları olacağını göstermek istiyor olabilir. Janina’nın da herkes gibi hayatta kendine göre sırları var ama okur olarak bizler bu sırları maalesef kitabın sonuna kadar öğrenemeyeceğiz.
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri ÜzerindeOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 20201,885 okunma
··1 alıntı·
248 görüntüleme
N okurunun profil resmi
Öyle bir şey varsa bile ben hissetmedim hocam, öyle yoğun bi felsefi anlatım yok ama yazarın bence en iyi kitabı. Okumaya değer diye düşünüyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.