Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

80 syf.
5/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
"Hötürük Genel Müdürlüğü Kurulmasını Arz Ederim"
Halk sağlığı uzmanı olan yazar, doktorlar tarafından kendisine gönderilen mektupları bir araya getirerek kitap haline getirmiş. Doktorlar bu mektuplarda yaşadıkları çeşitli sıkıntıları mizahi bir üslupla anlatmaya çalışmışlar. Hasta ve hasta yakınlarının onlara bakış açısı, onlardan beklentileri, aralarındaki iletişimde 'aslında olan şey' ve 'algılanan şey' arasındaki uçurum ve bunun sonuçları ve daha başka sorunlar, bu sorunlarla birlikte çekilen sıkınıtılara yer verilmiş. Yazarın genel düşüncesi ise nasıl ki diğer mesleklerde bir kişinin hatası tüm meslek erbabına genellenmiyorsa, hekimlik mesleğinde de benzer bir tavrın takınması gerektiği yönündedir. Ancak yazara göre hekimlikte bu durum tam olarak böyle gerçekleşmiyor. Bunun yanında hekimler tamamen aldıkları paralar üzerinden değerlendiriliyor, kimse onların da çeşitli sıkıntılar yaşadıklarını umursamıyor gibi.... Beni en fazla etkileyen kısmı ise Türkiye'nin değişmez gerçeklerini yansıtan birkaç mektup, işte o mektupların bir kısmı: "Bakın stajyer arkadaşlar... Burası politik hastane.. Burada hasta tedavi olmaz.. Hastaya bakılır... Anladınız mı hastaya bakılır... Milletvekili hastası yatar, partici hastası hemen yatar... Yer kalırsa diğer hastalar da yatar bu hastaneye... Öyle ivir zivir yok..." "Biliyorsun filan antibiyotiği biz en az on gün kullanırız. Günde dört taneden kırk kapsül gerekli... Bir kutu da on altı kapsül var... İki kutu yazsam eksik... Üç kutu yazsam geri kalan zayoluyor... İlaç şirketleri bu konuyu bilmiyor herhalde.. Bilseler yapmazlar..." "- Doktor bey biz sizin apartman komşunuzuzl. Annem hasta!. Şu novaljin ampülü yapar mısınız? - Bir bakalım hastanıza hanımefendi... Gerekirse yaparız. - Gerekirse ne demek doktor. Biz profesõre götūrdük, üç ay önce... Novaljin yapın merak etmeyin dedi... Bunu yapın rica ederim... -Hanımefendi... Bir bakmam, muayene etmem gerek.. Hemen muayene edeyim... Anlayayım... - Ama bunu profesor söyledi... Hastamızı profesõrler takip ediyor... Hepsi de büyük. -0 zaman hanımefendi bir doçent bulun iğnenizi ona yaptırın... Koca profesõrūn iğnesini benim gibi küçük bir doktor nasıl yapsın!?" "Sayın Bakanım : Verem Savaş Genel Müdürlüğü vardı bir zamanlar... Sıtma Genel Müdürlüğü, Kanser Genel Müdürlūğü... Bir genel müdürlük kurarak hastalıkları yok etme işi çok iyi... Harika bir buluş... Burada millet «hötürükten* kırılıyor. Hötürük genel müdürlüğü» kurulmasını... Arzederim. (*) Hötürük ya da ötürük, bazı yörelerimizde sulu ishal için kullanılan deyim." "Ben zorunlu hizmetli bir doktorum.. Zorunlu hizmetli diğer arkadaşlarımdan birisi valinin hemşerisi olduğu için hastaneye verildi... Diğeri partici tanıdığının torpili ile merkeze indi... Bir diğeri milletvekili'nin notu ile Ankara'da... Sınavlarına hazırlanacakmış... Ben müdürlüğe dilekçe verdim... Yemin ederim anam hasta idi... İzin vermediler. Asaletim onanmamış.. Çektim gittim.. Anamı tedavi ettirdim.. Nasılsa iş işten geçmişti. Eşyalarımı almaya gittiğimde baktım kimse aramamış.. Zaten sağlık ocağı kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde... Daha sonra arasıra uğrayarak zorunlu hizmeti tamamladım. Anam için üç gün için vermediler... Kötü yola düştüm ağabey.. Bir akşam ilçe başkanına rakılı, kuzulu bir ziyafet çektim. Tayinim merkeze yapıldı. Müdür benden çok korkuyor. Her gittiğimde çay kahve, soğuk, sıcak... Takdirname de verdi bana..."
Asacaksın Bu Doktorları
Asacaksın Bu DoktorlarıÇağatay Güler · Hatiboğlu Yayınevi · 19879 okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.