Kemal Tahir 'in ölümünden sonra yayımlanan bu romanı, yine Türkiye'nin kanayan bir yarasına dikkatlerimizi çekiyor. Kemal Tahir, Türkiye'nin bir cezaevinden panaromik bir kesit sunuyor bize.
Yer, Malatya cezaevi. Yıl, 1943. İkinci Dünya savaşı yılları. Hitler Almanya'si Sovyet Rusya'yi aşmaya çalışıyor. Türkiye savaşta aktif olarak yer almıyor. İsmet Paşa'nın iyi bir politika gudup, ülkeyi savaştan uzak tuttuğu yıllar. Ancak savaş ekonomiyi vurmuş. Pahalılık üst seviyede. Herşey karaborsa. Dışardaki insanlar aç, icerdekiler ise kendine bir avuntu bulmuş, en azından karnimiz tok diyorlar.
Ve Malatya cezaevi. Her renkten insan. Katili, hırsızı, vesikalısi, siyasisi. Romanın baskarekteri siyasi tutuklu İstanbul'lu Murat Bey. Onun gözünden şahit oluyoruz cežaevindeki olaylara. Aramızda kalsın, İstanbul'lu Murat Bey, yazarın ta kendisi. Kogusundaki duvarda en yakın arkadaşı, vatanperver şair Nazım'in portresi. Sevinçlerini yeri geliyor ona anlatıyor, üzüntülerini, dertlerini yeri geliyor onunla paylaşıyor. Cezaevinde herkesin saygı duyduğu, sevdiği biri. Müdüründen, gardiyanina; hükümlüsün den, jandarmasina kadar herkesin sevgilisi. Özellikle de karılar koğuşunda.
Karılar Koğuşu , zor şartlar altındaki bu savaş günlerinde, cezaevinin insanları ayrıca ne kadar yiprattigini anlatan bir roman. Örneğin idama mahkum edilmiş bir kadının ,adım adım ölüme giderken yaşadığı psikolojiyi , yaralayıcı bir üslupla anlatıyor. Bir koğuşta kapana kistirildiklari halde, çaresiz bir durumda olmalarına karşın, daha kucaklayıcı, birbirlerine karşı yardımcı olmaları gerektiği halde, tam tersine birbirlerine verdikleri zararı anlatan bir roman.
Yer yer Hitler Almanya'sina göndermeler görüyoruz bu romanda. Tabii komünist!! Sovyet Rusya'ya. Yer yer din sorgulamasının yapıldığı diyaloglar okuyoruz bu romanda. Gündemden geri kalmıyoruz okurken.
Kemal Tahir okuyanlar, ondan kolay kolay vazgeçemiyor. Onun kalemi okuru ona illa ki bağlıyor. Bu roman özelinde, ( diğer romanlarında da görülür bu özellik) diyaloglarin fazlaca olması, akışı da hızlandırmış. Daha bir keyifli olmasını sağlamış.
Bu güzel romanı, Kemal Tahir etkinliği kapsamında okuyup ,çok beğendim. Etkinlik için
Ebru Ince 'ye ayrıca teşekkürler. Umarım, Kemal Tahir'ler,
