Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
#GENÇLERLE BAŞBAŞA# "Ve mutluluk ülkesi, başarı diyarının biraz daha ilerisindedir."diyor yazar. Sadece günümüz insanının sorunu zannettiğimiz mutsuzluğa değiniyor. Elde ettiğimiz başarıların bizi az ötedeki mutluluk diyarına götüreceğini söylediği gibi bu yoldaki baş düşmanımız tembellikten ve onun binbir kılığından da bahsediyor. Ali Fuad Bey bunlarla da kalmayıp yolun sonunu görebilmemiz için yol azığı (başarı kanunları) da hazırlamış bize. Gençlikte geçtiği zorluklardan geçmeyelim, daha az yorulup, daha az yıpranalım diye. " #SÜMEYYE NUR DEMİRPENÇE# Yazar asıl konuya geçmeden önce bu kitabı yazmasına vesile olacak kendi hayatından bir kesit ile başlar kitaba. Fransa’da, talebelik yıllarında bir arkadaşıyla beraber yaz tatili için gittikleri Revel adlı köyde konaklamak üzere bir pansiyon ararlarken kendilerine Mösyö Girard adlı bir papazın evi gösterilir. Kapıyı çalarlar, Ali Fuad bir kilise görevlisinin evinde kalacaklarından dolayı kendisinin bir Müslüman olduğunu belirtmenin uygun olacağını düşünür, bu durumu ifade ettikten sonra Mösyö Girard’dan aldığı cevap şöyle olur: ‘’İyi ya madem Müslümansınız, o halde dinlisiniz, mesele yok. Bizim bu devirde düşmanımız, hangi milletten olursa olsun dinliler değil dinsizlerdir, buyurun misafirimiz olun’’. Ali Fuad BAŞGİL, uzun süre kolejlerde hocalık yapmış olan Mösyö Girard’ın evinde başka Fransız talebelerle beraber Latince dersler almış ve burdaki gecelerini fikri sohbetlerle geçirmiştir. Kendi eserinin temelini oluşturan ‘Jules Payot’un’ ‘İrade Terbiyesi’ adlı eserini bu sırada papazın tavsiyesi ile okumuş ve daha genç yaşta bu eseri tanıyamamanın pişmanlığını yaşadığını ifade etmiştir. Bununla birlikte sahip olduğu birikimin hepsini amele dökemese de -çünkü bazı davranışları amele dökebilmek için küçük yaşta terbiyeye başlamak gerektir- gençlere aktarma arzusu içindedir ve bu yapıt yazarın bu arzusunun bir meyvesi hükmündedir. Eser bir uzmanlık çalışması olmamakla birlikte arayış içerisindeki bireylere kendilerini tanıma, hangi davranışların değiştirilip değiştirilemeyeceğine dair ileri sürülen teorileri öğrenme, başarılı olmanın şartları ve bu yoldaki düşmanları fark edebilme, verimli çalışmanın yöntemine dair fikir sahibi olma bakımından rehberlik eden gayet faydalı bir içeriğe sahiptir. Kitabın içinde çok çarpıcı ve kıymetli pek çok tespit bulunmakta ve okuyucular için hayat yollarındaki karanlıklara ışık tutmaktadır: - Saadet içimizdedir onu başka yerde aramak serabı su zannetmektir. - Namusluluk: İnsanın vicdanı ile baş başa kaldığında ona verecek utandırıcı bir hesabı olmamak demektir. - Severek çalışan yorulup yıpranmaz. Ne ceza ve ne de mükafat kamçısı beklemez. Başkasının işini, mesleğini ve muvaffakiyetini kıskanıp içini yemez. Her gün işinde biraz daha ilerler. İlerledikçe de işine sevgisi artar ve daha çok severek çalışır. Bundan da hem kendisi, hem cemiyet ve hem insaniyet için iyilik ve saadet doğar. -Muvaffakiyet yolunda yalnız aşk kafi değil, aynı zamanda meşk etmenin ilmini ve çalışmanın usulünü bilmeli; metotlu ve sistemli çalışmalıdır. - Çok düşün. Ve bil ki çalışmak mutlaka hareket etmek veya okumak ve yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, maden kuyularında kazma sallayan bir işçiden daha çok çalışıyordur. -Bir iş yapıp yapmamakta kararsızlığa düştüğün vakit, iki şıktan her birinin fayda ve zararlarını iyice hesapla. Faydası çok, zararı az olan şıkkı tercih et. -En yakın arkadaşlarınla bile şakaların zarif olsun. Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz. -Ana baba ahı alma. Ana baba ahının zehrini içen kurtulamaz. Ali Fuad BAŞGİL çalışma hayatında muvaffak olmanın bu gibi pek çok kanunlarını zikrettikten sonra kitabını şu şekilde nihayete erdirir: Genç arkadaşım. Yukarıda sıraladığım düsturları okuyup unutasın diye değil; kulağına küpe yapasın ve ileride beni anasın diye yazdım. Senden beklediğim, beni hayırla anmandır. #SEYYİDE NEFİSE KILIÇ#
Gençlerle Başbaşa
Gençlerle BaşbaşaAli Fuad Başgil · Yağmur Yayınları · 201815.9k okunma
··
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.