Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

696 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
897 günde okudu
897 koca gün. Bu kitabı bitirmem işte tam bu kadar sürdü. 2 yıl, 5 ay ve 15 gün. Sebebini hiçbir zaman çözememiştim fakat şimdi, kitabı bitirdikten sonra bunun Tanrı'nın bana bir işareti olduğunu düşünmekteyim. Kim bilir belki de Madrabaz Bekçi gerçekten hizmetkarlarını gözetiyordur? Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler, Locke Lamora'nın Yalanları'ndan 2 yıl sonrasında geçiyor. Locke ve Jean bütün hayatlarını arkada bırakıp hiç bilmedikleri bir yerde: Tal Verrar'da, hiç bilmedikleri insanların servetinin peşinde koşuyor fakat tabii ki onların peşinde koşan birtakım insanlardan henüz haberleri yok. Açıkcası kitaba karşı hiç beklentim yoktu. Bunu kötü bir anlamda söylemiyorum çünkü sağır Sultan bile bilir ki Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler ana hikayeden neredeyse bağımsız bir ara kitaptır. Hatta kendisine 692 sayfalık bitmez tükenmez bir novella bile diyebiliriz. Bu duruma karşı gayet hazırlıklı olduğumu sanıyordum lakin gelin görün ki kitaptan hiç beklentim olmamasına rağmen yine de koca bir hayal kırıklığına uğradım. Öncelikle hayal kırıklığımın sebebinin Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler'in ana hikayeden bağımsız olmasıyla ya da kitabın bir anlamda "Korsancılık 101" kitabı olmasıyla ilgili olmadığını söyleyeyim. Canımı sıkan şey kitabın için boş olması. Birinci kitapta neredeyse sevdiğimiz herkesi kaybettik, Gri Kralı yendik, Örümcek'in kimliğini öğrenmekle kalmadık bir de onu aldattık, müthiş bir maceraya atladık ve ondan olabildiğince sağlam çıktık. Peki sonra ne oldu? Locke ve Jean kendilerini oldukça rezil bir durumun içine soktu ve bu durumdan çıkmak için korsancılık oynamak zorunda kaldılar. Buraya kadar her şey tamam lakin kitabın sonunda ne oldu biliyor musunuz? HİÇBİR ŞEY. Jean ve Locke kitabın başındaki çaresiz, rezil ve utanç dolu hallerine geri dönüyorlar! Yahu 692 sayfalık bir kitapta nasıl hiçbir şey olmaz? Kuşatma bile bu bakımdan dopdolu bir kitaptı... Yazarlar ve senaristler ne zaman elimizdeki materyale katkısı olmayan, karakter gelişimine bir fayda sağlamayan hikayeler yazmayı bırakacaklar? Eğer olacak olayın sonucu, olay olmadan önceki durum ile tıpatıp aynı ise neden kendimizi yoruyoruz? Bunu bana açıklayabilecek olan ermiş kişiye SJM öveceğim, buyursun gelsin. Hakkını yiyemem, kitabı okurken eğlendim. Zaten bu yüzden kitaba dört yerine altı veriyorum. Hikaye ne kadar can sıkıcı ve boş ise, karakter de o kadar eğlenceli, ilginç ve dopdoluydu. Scott bey serinin devamında bu karakterleri göremeyeceğimizi gayet net bir şekilde belli etmiş ve bu durum oldulça üzücü. Belki araya giren on üç yılda fikri değişmiştir diyeceğim fakat kendisine olan güvenim bu kitaptan sonra sıfır. Zamira ve Ezri gibi karakterleri bir daha görememek demek Scott Lynch'in bile isteye yüzümüze tükürmesi demek resmen ah. Asıl konuya dönecek olursak, kitabı okurken eğlendim ama @kitapsoytarisi şahidimdir, yaklaşık son iki yüz sayfayı sırf kitap bitsin diye okudum. Kitabın sonu o kadar darlayıcı ve bıkkınlık vericiydi ki bu kitabı Scott Lynch'in yazdığına inanmak istemiyorum. Mesela Bilge Adamın Korkusu'nda da böyle can sıkıcı bir bölüm vardı ama orada bir bölümdü. KGAKD'de ise yüzlerce bölüm... Scott bey bu kitabı yalnızca ve yalnızca üçüncü kitaba malzeme çıksın diye yazmış. Hani üçüncü kitabın kapağında yazan o meşhur söz var ya, işte ondan bahsediyorum. Kitabın başka hiçbir amacı yok ve bu çok rahatsız edici. Çok merak ediyorum, acaba kendilerini hikaye üretmek ile mükelleflendirmiş bu yazar kısmı ne zaman istedikleri olayın olması için çeşitli olay örgüleri yazmak yerine, yazıkları çeşitli olay örgülerinin sonucunda istedikleri olayları elde etmeleri gerektiğini öğrenecek? Yoruldum yahu, ben bu kitabı okurken yoruldum ve bu yorgunluk hiç de okuyucuya haz veren cinsten değildi. Kitap beni hayata küstürmemiş olsa da eminim ki bir yüz sayfası daha olsa onu da yapardı. Elime bir daha almam, kimse kusura bakmasın.
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler
Kızıl Gökler Altında Kızıl DenizlerScott Lynch · İthaki Yayınları · 2015574 okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.