Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

589 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Her Türk gencinin, kurtuluş sürecini, bu sürecin birinci derece tanığı olan Mustafa Kemal Atatürk'ten okuması adına önemli bir kaynak. Kurtuluş sürecinde yaşananların ders kitaplarındaki üstün körü anlatımlarla anlaşılamayacağını bu kitabı okuduktan sonra anlayacaksınız. Bilindiği üzere bu kitap mecliste okunmuş ve kitap "gençliğe hitabe" ile bitmektedir. Mustafa Kemal Atatürk 'ün kitapta bahsettiği tarihi anılar, kongre süreçleri, savaşlar ve savaştan sonra gerçekleşen inkılap hareketleri bize gösteriyor ki, büyük bir amaç uğrunda ciddi işler yapmak istiyorsanız sabırlı, dirençli, bilgili ve zeki olmalısınız. Aksi durumda tüm amaç yok olmaya müsait durumdadır. Kitapta çok fazla kurtuluş savaşının kahramanlığını üzerine almak isteyenler var ya da Atatürk böyle bir izlenim uyandırmak istemiş de olabilir. Rauf paşa ve kazım karabekir'in henüz Atatürk yeni yeni bu mücadeleye girişirken bir kahramanın ortaya çıkacağını hissettikleri olsa gerek hemen olaya dahil olup Atatürk'ü önemsizleştirme çabalarına girdikleri görülüyor. Buna karşı Atatürk'ün de bu durumu fark ettiği ve kendini öne daha fazla attığını da söylememek yanlış olur. Zaten bu işi kendisinden başka hiçbir paşanın yapamayacağı bariz açık belli bir durum. Ki, bu süreci başlatan bizzat kendisiyken birilerinin bu süreci ele geçirip kahraman olma isteği hırsızlıktan başka bir şey olamazdı. Savaş esnasında tüm cepheleri yönlendiren, meclisin tüm yazışmalarını yapan, bu arada iç düşmanların tuzaklarıyla uğraşan, paşaların hainlikleriyle uğraşan bir enerji var karşımızda. Mümkün olduğunca naif davranmaya çalıştığı da görülüyor. Hatta İstanbul adına hainlik yapıp, isyan komuta eden paşaları yakalayıp Ankara’ya getirdiğinde yaşlı olanlarla konuşup hainliklerini itiraf ettirdiğinde "yaşına hürmeten, geri İstanbul'a gönderdim" gibi ifadeler var. Kendisine inatla karşı çıkanlara sabırla saatlerce daktilo başında, bazen mecliste haklılığını anlatan ve ikna etmeye çalışan bir lider. Ben olsam "bu yemeği ben pişirdim, istediğim gibi yer, istediğim gibi dağıtırım şimdi defolun!" diye herkesi kovar, kimseyi ikna ile uğraşmazdım herhalde. Bu konuya değinmişken eleştirimi de yapmak istiyorum. Atatürk özellikle mecliste cumhuriyet karşıtları, halife sevdalıları ile çok fazla tartışmış. Ve bu tartışmalarında karşı tarafı rencide edici çok fazla kişisel saldırıda bulunmuş. Ve bunları kitaba koyup, mecliste okutmuş. Böyle olunca "tamam, sensin, kahramansın ya" gibi bir sözle Atatürk'ü sakinleştirmeye çalışsak haklı oluruz. Keşke bu tipleri "zaten askeri bilgisi zayıftı, bu zamana kadar hiçbir şey yapmadı. Şu savaşta yenildi, bu savaşta kaçtı" gibi kendi özel izlenimleri ile eleştirileri olmasaydı. Böyle olunca kazım karabekir de kendi hatıralarında aksini iddia ediyor. Kitapta anladığım kadarıyla zaten osmanlı komutanları sürekli bir yarış içinde ve herkes bir diğerini indirmek için türlü yollara başvurmuşlar. Bu alışkanlık da Atatürk'e geçmiş olabilir. Ve belki de kendisini indirmeye çalışanlarla ancak böyle mücadele edebilirdi. İstanbul hükümeti, halife, ingiltere, Ermeniler, çeteler bu konulara girmeye hiç gerek yok. Hani "Allah düşmanın bile karakterlisini versin" diye bir söz var ya, işte o söz bunlar için söylenmiş olabilir.
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk · Elips Kitap · 201727,4bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.