Robert Jordan "tabutumun çivileri çakılana kadar yazacağım" demesinden de belli olduğu gibi yazmayı çok ama çok seven belki de kısa veya orta uzunlukta betimleyecebileceği bir olayı veya olayları 6 - 7 hatta 8 sayfada betimleyen betimleyebilen bir üstad. Özellikle yaptığı betimlemelerde kullandığı kedi benzetmeleri gerçekten çok hoş o anki olayı tamamen beynimde canlandırabilmeme çok büyük etkisi oluyor ama bazı yerlerde o betimlemelerde insanı sıkan o kopuş öyle bir başlıyor ki çevirmen Niran Elçi de kendini kaybediyor olduğundan (bence çeviri ve yayınevi hatası kesinlikle) İthaki'nin de noktalama işareti hataları sayesinde okumak bayağı bir zorlaşıyor. 1000 küsür sayfalık romanın kısa olan bu sorununu atlattıktan sonra okumak çok zevkli hale geliyor ve Zaman Çarkı evreninden hiç dışarı çıkmak istemiyorsunuz ve bu sorunlu sayfalardan sonra aslında çevirinin çok güzel olduğu da değiştirilemez bir gerçek olduğunu fark ediyorsunuz.
Dünyanın Gözü'nden sonra Gölge Yükseliyor şu an için en çok beğendiğim Zaman Çarkı kitabı oldu, olayların artık tamamen gelişmeye başladığı, Karanlık Dostlarının daha çok harekete geçtiği bir romandı Gölge Yükseliyor (ışık yaksın onları). Herkes Mat hayranıyken ben elimde olmadan Perrin'i seviyor onun olduğu bölümleri daha bir nefessiz daha bir heyecanlı okudum devam kitaplarında okuyacağımı da düşüünyorum.
-- Hafif Spoiler --
Seri içinde Tuatha'an (gezginler) ile çingeneler benzerliğini tek ben kurmamışımdır diye düşünüyorum, renkli giyimlerinden sürekli çalgı çalarak oynamalarına, çadırlarda yaşamalarından çocukların küçükken ebeveynleri tarafından "yaramazlık yaparsan gezginler tarafından kaçırılırsın" tarzında korkutulmalarına kadar bana tamamen çingeneleri anımsatmakta hatta Rahmetli'nin tamamen çingenelerden esinlendiğini düşündürtmektedir aynı Aiellerin karı-kardeşliğine kadar Araplar'a benzetmem gibi.
Perrin ve Mat hatta Rand hatta diğer insanların tamamı Aes Sedailer'den ne kadar nefret ediyor kan ve küller adına onlardan ne kadar uzak durmak istiyorsalar bence sonuna kadar haklılar çünkü Aes Sedailer ağızlarından net bir cevap çıkmamaları, yalan söylemeyen ama doğruyu en doğru yoldan da dolandırmadan da söylememeleri ve insanları kullanan ya da kullanıyormuş gibi kendilerini lanse etmeleri beni ayrı sinir etmiyor desem yalan olur, ışık yaksın onları.