Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

408 syf.
8/10 puan verdi
Her gün ölmek için yaşıyoruz!
Bazen bazı insanlara üzülürüm. Yaşadıkları için veya yaşamadıkları için. Üzülmeyi hak edip etmediklerine aldırmam. Bu kitabı okumadan önce kitabın filmine yapılan bir eleştiri yazısı okuduğumda Madam Bovary'e acımıştım. Çünkü bir nevi Bihter Ziyagil sonu olmuş onun da sonu. Ülkece Bihter Ziyagil'i ne kadar sevdiğimiz düşünülürse, bir nevi Madam Bovary için de aynı üzüntü ve sevgi oluştu bende. Tâ ki kitabı okuyana kadar... İsterseniz kitabın yazılış zamanına ve içeriğine bir bakalım. O zaman benimle aynı fikirde olacak mısınız? Dikkat! Bolca spoi içerir... Gustave Flaubert bu kitabı 1800'lerde yayımladığında, halk başlamış namus dersi vermeye. Yok efendim, kadın kocasını aldatıyor; bu kitap ahlakımızı bozar. Vay efendim, kadının ne işi var elin herifleriyle. Sen misin bunu yazan Flaubert, demişler kısaca:)) O kadar çok eleştirilmiş ki, mahkemeye bile çıkmış adam. Neyse efenim, bu kitabı sonraki yıllarda okuyan Tolstoy -Flaubert'in sıkı hayranıymış kendisi- "Ben de bir kadın yazmalıyım" deyip, Anna Kareninna'yı yazmış. (Tabii ben Kareninna'yı henüz okumadığım için hangi benzer yönleri olup olmadığını bilmiyorum. O yüzden bu kısmı hızlıca geçiyorum.) Daha sonraki yıllarda realizmin etkisiyle ve elbette Tolstoy ve Flaubert'in de etkisinde kalan Halid Ziya Uşaklıgil de Bihter Ziyagil'i yaratıyor. Şimdi anladınız mı bu üç karakterin bağlantısını? Anlamadıysanız biraz daha açayım; Aynı psikolojik çöküntüler, aynı acılar, aynı yaşamlar... O halde içeriğe geçebiliriz rahatlıkla:) Okumaya devam ve elbette spoilere de devam:) Hani bizim ülkemizde bir tabir vardır: Kılıbık! Hah işte bu özelliğe sahip bir karakter düşünün. Adı Charles Bovary. Bu karakterimiz bir hekim. Ve ailesinin de şiddetli ricasıyla(!) :)) dul bir kadınla evleniyor. Daha sonra, hastasının evine gittiği vakit, gördüğü Emma'ya âşık oluyor. Tabii Charles'ın karısı bir fena bir fena ki sormayın:) Kocam niye hep aynı hastasının evine girip çıkıyor diye merak edip ajanlık yapıyor ve evde Emma adlı kızın yaşadığını öğrenince, başlıyor Charles'ı haşlamaya:)) Şansa bak ki karısı birkaç ay sonra ölünce de önlerinde hiçbir engel kalmayıp evleniyorlar. Ya sonra? Madam Bovary (Emma) evleneceği adamın hep çok zengin, şehirde yaşayan, hatta Paris'de yaşayan biri olarak istemiş ama gel gör ki Charles'da da bu özelliklerin hiçbiri yok... Madam ise büyük bir psikolojik bunalımın içine giriyor. Yalanlar, dolanlar, iftiralar, aldatmalar. Çocuğuna bile kötü davranıyor Madam. Sonunda ne mi oluyor? O da kitapta:) Ama şu kadarını söyleyeyim, sadece küçük kızına acıdım. Diğerleri her şeyi hak etti. Şimdi ben neden bu kadar spoi verdim? Vermemin nedeni olayları bilin ki, eleştirilerimi daha iyi anlayın diye. Başlıyorum fırçalamaya:) Ah Emma, vah Emma... Yani senin için ne söylesem az olur. Bak kızım, madem evleneceğin adamın hobileri olsun (piyano çalmak, at binmek vs.) istiyorsun, ne diye Charles ile evlenmeden önce bu konuda konuşmadınız? Birbirinizi hiç görmeden evlenmezlik etmediniz ki! Adam bir yıl boyunca evinize gelip gitti. Sorsaydın ya, Charlescığım, hobilerin nedir? Ne yapmaktan hoşlanırsın? E hadi diyelim aklına gelmedi, bir diğer istediğin şey lüks yaşam. E be kızım, adam sana New York'da bir plazada yaşıyorum dememiş ki! Adamın oturduğu ev, şehir belli. Bir kasabada yaşıyor. Sen de bunu biliyordun. Ee ne diye beklentiye girdin? E tamam hadi bunu da geçtik, evlendikten sonra kocanın kılıbıklığından, merhametli davranışından rahatsız olmuşsun, ee yani ne yapsın adam? Seni sabahtan akşama kadar dövsün mü? Her şey bir kenara, çocuğunu neden sevmedin? Ona neden merhametsizdin? Neden bir Anne gibi davranmadın? Senden şunu anladım; herkesin insanlığı aynı değil! İşte bu yüzden, herkese üzülmemeliyim. Bazen bazısı başlarına gelenleri hak ettiği için geliyor... Charlescığım, gelelim sana. O sakinliğin beni benden aldı. Karın elin herifleriyle baş başa bir yerlere gidiyor. Sen de arkasından mendil sallıyorsun! Ne diyim ben sana? Karın psikolojik bozukluk geçirdiğini belli edercesine bağırıyor, bayılıyor. Sen onu alıp bir psikoloğa götürmüyorsun! Sonradan her şeyi öğrendin, diğer herifin suratına tükürmeyip, "Kader böyleymiş" diyorsun. Ben bayılmayayım da kimler bayılsın:) Eveet efenim, eleştirim bu kadardı. Eleştirimi ayrıntılı yapmam için spoi vermem gerekiyordu. O yüzden birazcıcık spoi vererek anlattım. Baya da eleştirdim. Eleştirilerime katılanlar olduğu kadar katılmayanlar da olacak elbette. Her görüşe saygım var. Ama şunu söylemek istiyorum ki: Flaubert'in psikoanalizleri, betimlemeleri harika! Ben can yayınlarından okudum kitabı ve bazı yerleri hızlıca geçilmişti. Bilmiyorum, yayından dolayı mı yoksa kitap mı tam metin değil anlayamadım. Bilgisi olan varsa belirtirse sevinirim. Ben yazarın bilerek atladığını düşünmüyorum çünkü. Kitabı öneririm. Ben sekiz puan verdim. Yakın zamanda Anna Kareninna'yı da okuyup daha geniş kapsamlı yorumlayacağım bu üç karakteri. Herkese bol okumalar ve evde kalın:))
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233,1bin okunma
··
154 görüntüleme
Kitap Misâfîri okurunun profil resmi
Bende var ama öyle duruyor bu kitap. İnşallah yakın zamanda okuyup incelemene geri geleceğim:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.