Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

738 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Suç ve Ceza
''Defterim dolu olsa da suçlarla, siyahtan korkmam.''(Ömer Hayyam) Raskolnikov işte tam da böyle bir karakter.Sıradan görülen bir cinayeti pek de sıradan sayılamayacak sebeplerin arkasına sığınarak işleyen bu genç adam roman boyunca hem bu sebepleri -en başta kendi gururu için- haklı çıkarmaya uğraştığını hem de hiç ummadığı halde hastalıklı, hummalı nöbetleri ile başa çıkma uğraşını ve adım adım sona yaklaşmasını takip ediyoruz.Belki de zaman zaman o hummalı geçen hastalık anlarını bir pişmanlık belirtisi olarak görüp onun kötü biri olmadığına hükmediyoruz. Peki Raskolnikov nasıl bir insan? Aslında roman bu sorunun cevabını okuyucuya bildirmekten ziyade Sonya ve Dunya gibi tek yönlü diğer karakterler hususunda olmasa da Raskolnikov konusunda insanın ya da davranışın salt iyi ya da kötü olamayacağını bize gösteriyor.Yani insanda iyi ve kötü hal ve huylar, iyilik ya da kötülük olarak değerlendirilebilecek eylemlerin iç içe olması hiç de şaşırtıcı değil.Eğer Raskolnikov salt kötü bir adam olsaydı bu cinayeti çıkarları doğrultusunda işler ve tefeci kocakarıyı gerektiği gibi soyar hayatını garanti altına alabilirdi.Ancak romanın başından beri fark ettiğimiz ve Raskolnikov'un da sonraları itiraf ettiği gibi onun amacı bu değildi ki bu onu kendi penceresinden iyi ya da kötü biri de yapmıyor.O bambaşka düşler peşinde koşmak istedi ve kendi teorilerini hayata geçirebilmek için idealleri doğrultusunda bir adım atması gerektiğine inandı, bu adım da işlediği cinayetti. Aslında bu cinayet Raskolnikov'un ahlak anlayışına hiç de ters değildi,ayrıca Tanrı'ya da inanmıyordu. Ancak onu seven iyi bir ailede yetişmesi, ona hala inanan çevre ve onu bugüne getiren tüm yaşamsal koşullar belki de onu sınırlıyor ve o büsbütün kötü bir adam olmaktan çıkarıyordu.Cinayet sonrası geçirdiği hummalı nöbetleri yakayı ele verme korkusu kadar, kendini canavarca hissettiği için psikolojisinin vücudu üzerinde bıraktığı kötü etkidir diyebiliriz. Tabi Raskolnikov'u bu cinayetle ilgili pek de vicdanlı görmemekte fayda var.Çünkü ızdıraplarının en mühim sebebi daha ilk adımı attığı halde kendisinin gerçek bir savaşçı olmadığını görmesiydi.O bir Napolyon değildi, olamayacaktı da ama bunu denemek istemişti.Başarısızlığını asla kabul etmek istemedi hele işlediği cinayeti bir canilik olarak görmeye tamamen karşı çıktı.Evet o başarısız olmuş olabilirdi ancak teorisinin arkasındaydı.Teslim olma fikrine alışırken onu korkutan tüm Petersburg'un onun bir katil olduğunu öğrenmesi ya da alacağı ceza değil cinayeti niçin ve ne uğruna işlediğini asla anlayamayacak olmalarıydı. Gidip teslim olduğunda ise cezasını çekerken cinayetten dolayı pişmanlık duymaması işte bu yüzdendir.Çünkü Raskolnikov uykudaydı, büyük bir uykuda ve bu uyku cinayetten çok daha önce başlamıştı fikirleri oluştuğu ve şu meşhur makalesini yazdığı zaman.Cinayete karar verdiğinde o sadece bu fikirleri hayata geçirmeye karar vermişti. Onu avucunun içine alan bu uykudan uyandığında ise artık her şey için çok geç olduğunu anlamakla birlikte kibrinden ve gururundan taviz veremedi ve pişmanlık duymadı.Sadece hayata uyandı, henüz onun da tanımadığı yeni bir hayata.Ayrıca bu yeni hayatta sevgi ve Tanrı vardı. Öyle ki Dostoyevski romanını Raskolnikov'un hikayesinin burada bittiğini artık onun başka bir dünyaya geçişinin, şu ana kadar hiç bilmediği yeni bir gerçekle tanışmasının başladığını söyleyerek bitirir .Yeni hikayenin ise başka bir eserin konusu olabileceğini söyler. Kim bilir o başka hikayedeki Raskolnikov nasıl bir adamdır?
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Kum Saati Yayınları · 2002159,3bin okunma
·
4 görüntüleme
tecessüs okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık. Fakat bana raskolnikov, somut dünyanin doygunluğuna varmış bir karakter gibi geliyor. En başından beri aradığı para, kadın, şöhret falan değil. Bir eksiklik hissediyor ve o eksik parcayi arıyor. Gelip geçici olanin peşinde değil o sonsuzluğun, bütünlügün peşinde.
Arzu okurunun profil resmi
Aslında ben de dünyavi istekler peşinde olmadığını düşünüyorum.Dediğiniz gibi o eksik parçayı tamamlayıp bütüne, sonsuzluğa ulaşmak istiyor.O yüzden de bir uyku halinde uzun zamandır. Onu bu uykudan uyandıran da yine içindeki eksikliği tamamlamak için attığı adımların ve bu adımlarının öncüsü olan fikirlerinin başarısızlığı oluyor.Bu yüzden belki de bu cinayeti işlemesinin hiçbir anlamı olmadığını görüyor.Kendi açısından düşüncelerini yeterince sağlam bir temele dayandırmış olsa da biçare onları uygulamaya uygun olmadığını -yazık ki- çok sonradan anlıyor.Ardına dönüp baktığında bu başarısızlığı anlayabilmek , kabul edebilmek için cinayeti işlemesinin gerekli ve zorunlu olduğunu, bunun başka türlü mümkün olamayacağını da düşünüyor olabilir.
Arzu okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.
Özge GÜMÜŞ okurunun profil resmi
Arzu hanım ,iyi-kötü üzerine yazılmış yine harika bir yazı.Zevkle okudum,başka incelemelerinizi de heyecanla bekliyoruz ☺️🌸📚📝
Arzu okurunun profil resmi
Teşekkürler 🙂
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.