Gönderi

240 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
HAT (Hasan Ali Toptaş)kalemiyle ilk defa karşılaştım. Neden HAT edebiyatı dendiğini kalemiyle tanıştıktan sonra çok daha iyi anladım. Bu edebiyatta yazı ulvi, bilinemeze sevgi besleniyor, postmodernist, romantik bir tasavvuf var. Beni Kör Kuyularda kapağından itibaren karanlık bir kitap. Lev Tolstoy’un dediği gibi, “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.” İşte Beni Kör Kuyularda da böylesi bir durum söz konusu. Romanın başında Güldiyar daha önce yapmadığı türden bir yolculuğa çıkıyor. Öyle bir yolculuk ki tüm serüvenin düğümü oluyor. Bizim toplum dediğimiz olgu; vahşiliği ile, ötekileştirmesiyle, halen daha varlığını koruyor. Kendisine yapılan bütün kötü şeylere kör, sessiz, hareketsiz..görüyor, biliyor ama devinim yok. Susturulmuş, sindirilmiş..kitapta bunu okurken boğazınız düğümleniyor. HAT edebiyatının o belirsizliği buraya o kadar iyi yerleşiyor ki yazar okura o kadar çok güveniyor ki al bakalım ben bir taş attım devamını getir dercesine anlatıyor Güldiyar ve Muzaffer'i. Başkalarının acılarına karşı sağır, eziyet çekenlere karşı kör, hakkı söyleme konusunda dilsiz olan bu “modern insan”, çevresindeki her şeyi bir “seyirlik” hâline getirmeye ise oldukça istekli. Toptaş, metninde asıl mesele olarak aslında toplumun bu sağır/kör/dilsiz ve tüm bunlar kadar önemli olan umarsızlığına eğiliyor. Güldiyar ağlıyor gözünden yaş yerine taş geliyor kimse bir kere bile bu kız neden ağlıyor demiyor. Toplum olarak bu kadar mı umarsız olduk? Merhametini yitirmiş, vicdanını kaybetmiş, her şeyden rant sağlama peşinde olan bir toplum mu olduk? Taşlaşmış toplum ve acı çeken insanlar kısa metrajlı bir film gibi okuyorsunuz kitabı. Dil ile hikâyenin birleştiği ortak alanda kendine özgü harmanıyla Türk edebiyatında kendi köşesini inşa etmiş bir yazar. Anlatı çok güçlü;ilk andan itibaren bir tür mistisizmin, ilahi bir hadisenin içinde buluyoruz kendimizi. İnsanın aklını kaybettiği, gerçeklikle bağlarının zayıfladığı yerde bu mekanizma harekete geçiyor. Toplumsal mesaj verilen metinlerde mistik öğeler görmeyi pek sevmem ama yazar çok naif serpiştirmiş, okurken fantastik kitap okuyorum kıvamında değildi. Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Beni Kör Kuyularda şiirini seslendiren Timur Selçuk eşlik ediyor bana bu incelemeyi yazarken:) Şiirin sözleri ve kitabın karanlığı tesadüf değil. Son olarak kitabın kapağında sizi bir söz karşılıyor, ben kitap kapağına yapıştırılmış yazar öven kelimeleri sevemiyorum. İhtiyacı da olmadığını düşünüyorum. Kitabı okurken sorgulamanız dileği ile...
Beni Kör Kuyularda
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010.3k okunma
·
8 views
Yağmur okurunun profil resmi
İncelemeniz çok güzel olmuş hanımefendi teşekkürler, iyi okumalar :)
Begüm Değer okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.