Gönderi
#kitapyorumu1-Birol Öztürk-Kaizm Koyuncu
1986 Nisan ayinin 26 sında Çernobil şehrindeki bir nükleer santralinde korkunç bir kaza gerçekleşir .O dönemde aklı erenler hep şunu soylemis "suyumuza, çayimiza,findigimiza,pancarimiza,misirimiza radyasyon bulaşacak...yağmurla gelecek o zehir"...
Sonra yağmur yağdı gercekten....mısır taneli pancar çorbaları pisirildi Karadeniz'de yine mısır ekmeği katık edildi o corbalara..dönemin sanayi bakanı ince belli bardakta bakın bana bişey olmuyor diye kamera karşısında çay bile içti..ve ekledi eğer zehir olsa ben icermiyim...aklı erenler bas bas bağırdılar radyasyon öyle bir şey değil etkileri yıllar sonra anlaşılacak diye ama tabi ki dinletemediler kendilerini..zamanla sesleri kisildi. O dönem yani 1986 da okullarda,kışlalarda aynı yılin mahsulü findik bedava dağıtıldı! O dönemin çocukları avuç avuç doldurdular ceplerine..
Çernobil kazasi ardından yoğun radyasyona maruz kalmış ülkelerde yeni doğan bebeklerin hallerini hatırlayan büyüklerim olacaktır eminim ki .. Kazım koyuncu cocukmus o zamanlar..o gün de sonraki yıllarda da bu olayı lanetledi hep..ve bu kazanın faillerini ortaya çıkartmak için çok mücadele etmiş..kanserden ölüp gittiğinde 33 yaşındaydı..benim şu an ki yaşım bunu düşünmek o kadar acı verici ki..
Kanserle mücadele ettiği dönemlerde Çernobil katliamını anlatmak ve devletin köklü önlemler alması gerektiği konusunda farkındalık yaratmak için bir çok etkinliğe katılmış ve ölümünden iki ay önce bu konu ile ilgili bir panele katılmış ve paneldeki en büyük talebi devlet ücretsiz sağlık taramasi yapsın olmuş..ne o gün ne de günümüzde Karadeniz'de devlet eliyle bir sağlık taraması yapılmadı ve görünen o ki yapılmayacak da.. ölenler öldü kalanlar bizim anlayisi hala aynı pervasizlikla devam ediyor..
O bir devrimciydi ve eminim ki kendisi de hayatta olsaydı böyle anılmak isterdi..yeşil parkasi ve içine giydiği siyah boğazlı kazağı ile .yazarken boğazım düğüm düğüm çözemez oldum güzelim...devrimi Karadeniz müziğinin bu denli tanınması ve Türkiye'de ilk defa laz ezgilerini ve kelimelerini rock kültürü ile harmanlayarak bizlere armağan etmiş olması..
Birbimizi anlamak için aynı dili konusmak zorunda değiliz..
Halkların kardeşliğini şair edinmiş bir sanatçı ve bir devrimci olarak müziğin ve sanatın evrenselliği ile birbirimizi anlamamizin adıydı..
İlk defa sanırım bu kadar uzun bir yorum yazıyorum
Şair ceketli çocuk.
İyi adam
Işıklar içinde yat
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.