Kötü Sonla Biten Bir Peri Masalı “ Hayvan Çiftliği”Yıllar önce okuduğumda soğuk savaş yıllarının ilkel ve kara propaganda yöntemlerine kurban edilen “ Hayvan Çiftliği”nin solun bazı kesimlerince “ karşı devrimci” sağın kimi kesimlerince de kominizme karşı yöneltilen en güçlü yazınsal eleştiri arasında sayılması beni de etkilemişti.
Şimdi baktığımda eser hem 1930- 1940 yıllardaki SovyetlerBirliği’ni eleştirdiği hem de insanı yok sayan, insanları köleleştiren kapitalist düzeni eleştirdiğini daha net görüyorum. Bu yönüyle eser iki yönlü bir yergi olarak okunmalı.
Hayvan Çiftliği, asıl adıyla Beylik Çiftliğinde yaşayan hayvanların Koca Reis adlı kır erkek domuzun yapmış olduğu ve çiftlikteki tüm hayvanların katıldığı gizli toplantıda “ yaşadığımız hayat nasıl bir hayattır” sorusunu sorup kendilerini sömüren insanoğluna karşı hayvanları bilinçlendirmesi ile başlar. Bu toplantı sonrası Koca Reis, uykusunda hayatını kaybeder ama Koca Reis’in söyledikleri sonrasında çiftlikteki akıllı hayvanların hayata yepyeni bir gözle bakmalarına neden olur. Çiftlikteki Snowball ve Napoleon adlı iki genç erkek domuzun çiftlik sahibi Bay Jones’e karşı çiftlikte yaşayan hayvanları örgütleyerek insanların yönetimini devirip tüm hayvanların eşit olduğunu savunan bir toplum oluşturmaları ama zamanla kurnaz, iktidar düşkünü Napolen ve onun propaganda aracı Sguealar tarafından insanların yönetiminden daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kurmalarını anlatır. Kitabın başında Koca Reis tarafından ifade edilen ve hayvanların değişmez ilkelerinden Yedi Emir içerisinde de yer verilen hayvanların eşitliği sözünün zaman içerisinde bazı hayvanların öbürlerinden daha eşit olduğu savına terk etmesini anlatır. Bu şekilde bir baskın rejiminin yerini bir diğer baskı rejimi alır.
Celal Üster’in sunuş yazısının sonunda belirttiği gibi Hayvan Çiftliği, korkunç sonla biten bir “ Peri Masalı”dır.
Yazarın bir diğer olağanüstü eseri olan 1984 ile beraber mutlaka okunması gereken bir kitap Hayvan Çiftliği. Tavsiye olunur.