Atatürk ülkeyi gençliğe emanet ederken onların çıkarsız, yalansız, dolansız içtenliğine güveniyor, bir an önce iyi bir eğitimden geçmelerini istiyordu.
Köy enstitüleri onun özlemindeki eğitimdi.
Köy enstitüleri, bilim ve sanat üreten bir uygarlık evi idi. Onu yıkanların torunları bir gün eğitimin bu tür kurumlarda gerçekleştirileceğine inanacaktır.