Gönderi

488 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitabın okunma sayısının artması gerek!
YouTube kitap kanalımda İtalyan Edebiyatı'na başlangıç yapabileceğiniz kitap önerilerimden bahsettim: ytbe.one/nTxrw0TosEg Bu kitabın 1000kitap'taki ilk incelemesini yazıyor olmak çok farklı bir duygu. Çünkü ne kadar kıyıda köşede kalmış ama içinde muhteşem cevherler bulunan bir kitaptır bu! Bu incelemeyle birlikte Canzoniere kitabının okunma ya da okunacak listesine alınma sayısını birkaç kişi bile artırsam kafi.
Dante Alighieri
Dante Alighieri
'nin Yeni Hayat kitabında anlattığı ve karşılıksız olarak sonsuzca sevdiği kadını Beatrice için dediği bir cümle var : "Bugüne kadar hiçbir kadın hakkında yazılmamış şeyleri, sevdiğim kadın için yazmayı niyet ediyorum." Sanırım ki, Dante
Yeni Hayat
Yeni Hayat
kitabında Beatrice'i, Şükrü Erbaş
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz Sessizce
kitabında Hatice Erbaş'ı, Marcel Proust ise
Kayıp Zamanın İzinde
Kayıp Zamanın İzinde
serisinde Albertine'i betimleyebilmek için aynı uğraş içerisine giriyor. İşte, aynı şeyleri Petrarca'nın Laura'sı için söyleyebiliriz. Yukarıdaki yazarlar nasıl öldükten sonra ardında yarım kalmış bir erkek kalbi bırakan yalnızlaşmış ve o kadının hayalet imgesini ölüler diyarında düşünüp de karşısında yaşıyormuşcasına kabullenmemeye alışmak isteyen yazarlarsa, Petrarca için de aynı şeyleri söylemem gerek. "Günde bin kez ölür, bin kez doğarım, O kadar uzağım kurtuluşumdan." (s. 235) Mesela Petrarca, bin kez ölüp bin kez doğduğunu hissediyormuş. İnsanın kurtuluşundan uzak olduğunu söylemesi bir dizede bu kadar mı güzel anlatılır arkadaş? İtalya, Rönesans dönemine girmeden önce gerçekten çok değerli yazarlara ev sahipliği yapmış bir ülke. Şairlerin şairi Vergilius önderliğinde Ovidius, Dante, Horatius, Petrarca gibi isimler ne kadar da bizim tarafımızdan tanınmayı bekleyen cevherlerdir! Sevgilisi Laura öldüğü için onun ölümünü kabullenemeyip o yaşıyormuşcasına bir hayat yaşamak isteyen Petrarca, öyle ki bazen Şükrü Erbaş'ın Yaşıyoruz Sessizce kitabının 77. sayfasındaki gibi bir ruh haline bürünüyor: "Öyle bir acı ki bu, ölen yaşayanda her gün yeniden ölüyor, yaşayan ağlamadan kimseyi sevemiyor." Ölenin yaşayanda her gün yeniden öldüğü, Petrarca'yı binlerce kez öldürüp binlerce kez doğuran, gözyaşı şelaleleriyle Styx nehrinin unutkanlık mitine akmak isteyen bir adamın, ne kadar uzaklaşmak isterse o kadar yakınlaştığı, ne kadar yakınlaşmak isterse de o kadar uzaklaştığı bir kitabıdır Canzoniere. Bazen eski arzularımızı unuttuğumuzu düşünürüz, yeni arzular bizim için çok çekicidir. Fakat bir an gelir ki, sadece eski arzular uğruna dökülen yeni yaşlarımız vardır. Binlerce kez değiştiğimizi sanıp bazı duygu patikalarında 1 milim bile yol alamamışızdır: "Eski arzular uğruna dökülen yeni yaşlar Gösteriyor nasıl ben hala o eski benim, Binlerce değişimle bile değişmemişim." (s. 182) Petrarca ölen aşkı Laura'sına ulaşmak için Tanrısal bir hedef gösteriyor kendine, Dante'nin İlahi Komedya'sında yaptığı gibi. Ben de insanın yolunu bir çembere benzetirim. Başlangıç yolunda çembersel bir yol alan insan, sürekli zevki ve uğruna adanması gereken hedefleri başka insanlarda bulmaya çalışıyor, oysaki bir çember gibi tekrar gerisingeri kendine ve hatta içindeki Tanrı arayışına dönüyor en başta olduğu gibi. Çünkü O'nun haricinde herkesin bir hayal kırıklığından ibaret olduğunu anlıyor. Yunan mitolojisinin büyük yazarı Hesiodos, İşler ve Günler kitabında demiş ya: "Sende olanla yetindin mi işin yolundadır, Sende olmayanı özlemeye başladın mı için için, İşte o felaket: İyi düşün bunun üstüne!" (s. 62) Hah, işte aynen böyle. Zaten Proust da Kayıp Zamanın İzinde serisinde bunu anlatıyordu. Bizde olanla yetinmeyip, bizde olmayanı özlediğimiz zaman elimizde kalan şeyler hayal kırıklığı, acı, aşk acısı, özlemler ve yarım kalmışlıklar oluyor. Ama bunların da bir bilinç seviyesine ulaşmak için gerekli olan şeyler olduğunu unutmayalım. Proust, bir arabayla ilgilenmemiz için o arabanın bozulması gerektiğini, bir vücutla ilgilenmemiz gerektiğini hatırlamamız için de o insanın hasta olması gerektiğini söyler bize. Dante, Petrarca, Şükrü Erbaş ve Marcel Proust gibi isimler, kadınlarının fiziksel ölümleriyle zihinsel olarak ölümünü gerçekleştirmiş ve hastalanmış birkaç isim. Ayrıca biliyorum, İtalya şu an virüs sebebiyle zor günler geçiriyor ve belki de zihinsel olarak bir beyin ölümü psikolojisi içerisindeler fakat insanlar gibi kentler de yıkılmadan kalkmaları gerektiklerini öğrenemez. "Kentler de insanlar gibi yürüyüşlerinden tanınırlar." Robert Musil Ölmeden doğman gerektiğini anlayamazsın. Malum, insanlar uyurlar ölünce uyanırlar. Bu adamların da uyanışı edebiyat ile olmuş. Canzoniere'yi bu incelemeyi okuyan ve şiir türüne ısınmak isteyen her arkadaşa tavsiye edebileceğim 110/10 puanlık bir şiir kitabı olarak görüyorum.
Canzoniere
CanzoniereFrancesco Petrarca · Everest Yayınları · 2015196 okunma
··
3.397 görüntüleme
Rumeysa okurunun profil resmi
Şükrü Erbaş, kendisiyle şans eseri tanıştığım ve kitaplığımda imzalı eserleri olan bir şairimiz.. Hâl böyle olunca incelemeniz pek kıymetli.. Okurken Hatice Hanım için yazılan satırlar geçiyor zihinden.. Yaşıyorken kıymetini bilmek çok güzel.. Umarım daha çok okunurlar.. Teşekkürler.. :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Ben de Erbaş'ın henüz 2 kitabını okuma fırsatı bulabildim fakat Bütün Şiirleri üçlemesini bir gün okumayı planlıyorum. En azından böyle değerli insanların değerini yaşarken bilebilmek lazım. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. :)
Piraye okurunun profil resmi
Harika şiirler okudum. Ondan ayrılmamak için azar azar okudum ama bitti. Ben de bazı dizelerde Şükrü Erbaş’ın Hatice’sine rastladım. Çok kıymetlidir
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz Sessizce
benim için.
Francesco Petrarca
Francesco Petrarca
’nın Laura’sına özlemini, acısını, Tanrı’ya olan tevekkülünü ve Laura’nın ölüsünü bile yaşatmasını okumaya doyamadım. Çok etkilendiğim bir şiir kitabı oldu. Daha çok okurla buluşması temennisiyle…
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
yorumun için çok teşekkür ediyorum, keşke okunma sayısı bu kadar az olmasa. yükseltmek için elimden geleni yapıyorum ama insanlar daha çok popüler olan seçeneklere yöneliyorlar maalesef
1 sonraki yanıtı göster
L Büşra A. okurunun profil resmi
Okuyacaklarıma ekledim Oğuz, Dante'nin kitaplarını okumadan bu güzel kitabı okumak doğru olur mu? Bilemedim.Diğer bahsettiğin kitaplarıda okudum. Demek yazarlar, kitaptan etkilenerek yazmışlar.. Emeğine sağlık güzel inceleme okudum sayende. :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu kitap özelinde önceden bir hazırlık yapmaya gerek yok aslında Büşra ama Petrarca, Dante'nin Tanrısallığa ulaşmayı istemesinden oldukça etkilenen biri. O yüzden Petrarca okumak istiyorsan en azından Dante'nin Yeni Hayat kitabını okuyabilirsin istersen. Bunun dışında Canzoniere kendi başına da okunabilecek bir kitaptır ama. Teşekkür ederim güzel yorumun için. :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.