Gönderi

Bana sorarsanız dünya edebiyatının günümüzde yaşadığı bu büyük tıkanmanın sebebi, gürültüdür. Basit bir mantık yürütürsek; sanayileşmemiş o eski dünya nasıldı: Sessiz ve sakin. Peki, modern dünya nasıl, her daim gürültülü. Peki, bugünün dünyasında gündelik hayatımızı etkileyen, günümüzü dolduran bir edebi eser var mı? Ne yazık ki yoook! Mesela Dante ile Boccaccio modern batının temellerini atarken, bizde Yunus ile Mevlana Anadolu denen bir bütünün ortaya çıkmasına sebep olmuş. Edebiyat, sanat bugün bu güçte mi peki? Sonuçta, o kadim zamanlarda hayatın kendisi edebiyatmış yani. Kaçırdığımız ve olması gereken de bu değil mi zaten? Hem, Yunus ile Mevlana bugün yaşasa ne yazar! Biri pasif direnişçi öbürü klasik kaderci diye yok sayılıp, görmezden gelinir; olup olacağı bu. Yakın zamana kadar o dağ başlarında yaşayan köylülerin konuşmalarında bile bin tane mecaz, metafor, deyim, atasözü varmış. Bugün bunlar artık söz konusu değil! Ortada köy de kalmadı zaten. Köylerin hepsi şehre geldi. Köylülerin hücum ettiği şehir, şehir midir nihayetinde? Öykücü kanayan bir yaramıza parmak basıyor. Hayır, yani yaşanmayan bir hayatın şiiri mi olur, öyküsü mü? Önce yaşayacaksın ki yazabilesin; yaşayan insanlar göreceksin ki anlatacak bir şeyin olsun! Bu gençlerin gözlerinin feri sönmüş, kadınlar ayrı bir âlem, çocuklar hep sorun çıkarıyor. Ya bu yan dairedeki çocuk da iki saattir, susmak bilmedi arkadaş ya! Hay ben senin taa! Hoooop dedik, yavaş ol Var olmayan hazine için savaşlar yapıyoruz edebiyatçılar olarak. Hem memlekette ne kadar çok edebiyat dergisi var, ne kadar çok şair, ne kadar çok öykücü var öyle! Bunca kâğıda, bu kadar kavgaya ne gerek var? Benim meselem dünya düzelticiliği filan değil; bu kavga bu kargaşa anlamlı değil, demek istediğim bu... Vay efendim bizim yazı anlayışımız daha iyi, vay efendim sizin dergi az satıyor. Öykücü tam burada saldırıya geçiyor. Ya o şair milletine ne demeli? Bir mısra, bir terkip, iki kıta şiirle; zannedersin küçük dağları bu yaratmış. Yazdığı o beyti ebet çizgisinin üstüne kazımış sanki. Hayır, şimdi iyi şiir yazıyorsan, yazıyorsundur! Ne yapalım yani? Önünde mi eğilelim? Bir kilo şöbiyet mi yaptıralım sana iyi şairsin diye, nedir mesele, bu tatava niye? Kitabını alıp okuyoruz işte ya. Eleştirmenler de zaten böyle ayrı bir afra tafralar filan; arkasını duvara dayayıp, taramalı tüfek gibi ateş ediyor hiç durmadan. Romancıların yaptığı hele, hele o romancıların yaptığı; bildiğin laf salatası. Önüme adamakıllı bir hoca çıksa, roman yazmanın dinen caiz olup olmadığını soracağım. O ne öyle, yüzlerce sayfa o sunu dedi, bu bunu dedi. Ben bir roman okumaya başladığımda hep aynı şeyi istiyorum romancıdan: Sadede gel birader, sadede gel, sadede gel yaa! Bir de özeleştiri. Öbür taraftan bakınca bizim öykücülerin de bir farkı yok. Hepsinde aynı tartışma: Öykü mü diyelim, hikâye mi? Bana kalırsa 'koçum' diyelim; olsun bitsin, kapansın bu olay! Sen yeter ki güzel bir şeyler yaz kardeşim. Boş ver adına ne diyeceğini . Canını sıkma. Gönüller bir olsun... Amaaan yav. Modern sanatçının yazgısı... Anca lak lak işte.
Sayfa 56 - Büyüyen Ay, 2018
·
29 views
Zeynep Demir Kahraman okurunun profil resmi
İlginç. Kitabi merak ettim şimdi. Derinlemesine inceleme bekleriz hocam
Burak okurunun profil resmi
Hem de derinlemesine :) Bu tür incelemeler yapabilmek için daha çok yolum var Zeynep hocam ama kitabı beğendim. Arka kapağında yer alan şu ifadeleri içerik hakkında yardımcı olması için paylaşayım ama: "... moderniteye maruz kalmış, unutuşa terk edilen değerleri arayan, yer yer protest bir dille ve sükunetle insanı arayan hikâyeler. Toplumsal yozlaşmayı, sözde aydınların ardına sığındıkları entelektüel maskeleri, kültürü bir piyasa hâline getiren tutumları ironiyle duyuran hikâyeler. "
Betül okurunun profil resmi
yazar aşırı dertlenmiş
Zeynep Demir Kahraman okurunun profil resmi
Bu mazeret kabul edilmedi hocam. Ha benim gibi yazmaya yeteneksiz ve isteksiz olusunuzu tembelliğin ardına saklarsanız o başka. ☺️ Tüm bunlara ragmen yakin zamanda okuduğum bir kitaba dair hicbir şey hatırlamadığımi farkedince başarılı olmasa bile inceleme yazmanın şart olduğunu fark ettim. 🙃
Burak okurunun profil resmi
Direkt olarak yeteneksizliğime de bağlayabilirim hocam 😀 Evet ister roman ister hikaye olsun, okuduğumuz eserler için içeriğe ya da bize hissettirdiklerine yönelik birtakım notlar almak gerekiyor sanırım hatırlatma babında.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.