Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bütün kitaplar eşittir. Ama bazı kitaplar öbürlerinden daha eşittir… Eğer kitabı okumuş iseniz bu alıntı sizi gülümsetmiştir. Bir yerden hatırlıyorum diyorsunuzdur. Ama eğer okumadıysanız ayracınıza not edin, zira sonunda bakınca gülümseyeceksiniz. Ve kitap hakkında sorduklarında cevabınız bu söz olacak. “Evet, tüm kitaplar eşittir ama Hayvan Çiftliği biraz daha eşittir Genel itibarıyla ben “Betseller” zihniyetine karşıyım... Karşıyım çünkü Türk okuruna (yıl,2016) asla güvenmem. Kolay değil bu ülkede akla hayale gelmeyecek kitaplar “romantizm” uğruna kaç defa betseller oldu/oluyor. Okur kitap tercih etmiyor veya daha doğru ifade ile edemiyor… Sebepleri ayrı bir yazı konusu. Ama hakkıyla bu listeye girmiş kitaplar da yok değil. Hayvan Çiftliği de bunlardan birisidir. (Ki ben bu kitapların dahi hakkıyla listeye girdiklerini düşünmüyorum, “bakılıyor, çok satanlar listesinde mevcut at sepete.” Betsellerin genel mantığı budur. O listeye girmekte öyle zor değil yani.. Bak şu an bile kokusunu alabiliyorum. Siz de alırsınız, herkes alır o meretin kokusunu…) Biz kitabımıza dönelim. Evet, Hayvan Çiftliği gerek edebi dili açısından, genel kurgusu açısından, gerek mesajları ve göndermeleri açısından mutlaka okunması gereken kitapların başında geliyor. E kolay değil, söz sahibi olanların genel-geçer kabulüdür ki bu eser “hiciv” türünün başyapıtlarındandır. Ama şurası var ki kitabı herkes kendince anlamış, anladığı gibi lanse etmiş. Kimine göre “Sosyalizm” eleştirisi iken kimine göre özelde “Stalin” eleştirisi.. Kitabı Komünistlere karşı bir silah olarak görenlerde (20. yy Amerikası) var “yok efendim bu Stalin eleştirisi, Sosyalizm eleştirisiyle ne alakası var” diyerek sahiplenen sosyalistlerde. Siz de okuduğunuzda farklı izlenimler edineceksiniz… Ancak şu kesin ki “Bu kitap her şeyden önce bir dikta sistem eleştirisidir.” Bunun dışında ki her fikre itirazda edilebilir, başka şeyler anlatıyor da denilebilir… Ama net olan şey, bir dikta sistem eleştirisi olmasıdır. Bunun haricinde bende kitabın bir “Sosyalizm” eleştirisi olduğunu düşünenlerdenim. Hem de hususi Stalin uygulamasına değil, umumi sosyalim pratiğine. Benim edindiğim izlenime göre George Orwell, Sosyalizme gönül vermiş ve insanlık için iyi bir şey olabileceğini düşünmüş. Ama bunun pratikte tutmayacak bir şey olduğunun da farkına varmış. Dikkat! Bu ikisi farklı. İnsanlık için güzel (!) bir hayal kuruyor kabul, ama bunun olamayacağını, insanın fıtratının buna müsait olmadığını, ilk fırsatta içinde ki “ezici” ruhun tekrar baş göstereceğini, “sömürülen” iken fırsatlar eline geçtiğinde aniden “sömüren” olabileceğini fark ediyor ve fikri ile ütopyası ile yetiniyor. Zira kitapta birçok yerde göreceğiz ki “Sosyalizm” fikri hep bir kurtuluş olarak görülüyor. Ama yine kitapta göreceğiz ki “pratikte” en iyisi bile anında kendi çıkarını düşünen birine dönüşebiliyor. Sosyalizmi pratikte batıyor… Kitapta birçok yerde fark edeceğiniz üzere Sosyalizm fikri eleştirilen değil. Eleştiri pratikte ki uygulamaya. (Kitabı okumayanlar burada bırakıp, daha sonra okuyabilirler.) Nitekim kitapta hep iyi işler düşünen, çalışan, halkı hep umutlandıran yeni projeler sunan lider domuz Snowball, yürekli ve hakkaniyetli (!) sosyalist lideri canlandırıyor. Ama can alıcı nokta şu: Hatırlayacaksınız, Stalin’i simgeleyen Napolyon ile bu Snowball hep zıt düşerler. Snowball iyiyi oynar Napolyon hep çomak sokar. Tabi sonunda “diktatör” Napolyon, Snowball’ı alaşağı eder ve kovar ve dahi ardından onu hain ilan eder, düşman ilan eder vs. Ama umarım gözden kaçırmamışsınızdır, kitabın en önemli yerlerinden birinde şöyle bir olay gelişir; Hasat mevsimi gelmiştir ve mahsuller toplanır. En iyi ürünlerden biri olan Elma geldiğinde nasıl paylaşacağı tartışılır ve o iyi lider rolünde olan Snowball dahi bu elmaların sadece domuzlara verilmesi gerektiğini öne sürerek diğer domuzlardan aldığı destek ile ilk eşitsizliği sergiler ve elmalara el koyar. Her fikirde çatışan Napolyon ile Snowball kendi çıkarları söz konusu olduğunda hemfikir olmuşlardır. Bu bir örnek iken bir diğerinde; İnekler süt verecek hale gelmişlerdir ve inekler sağılır. Ortaya kaymaklı, herkesin iştahla baktığı kova kova süt çıkar. Bunların ne yapılacağı sorulduğunda iyi lider Snowball “hadi herkes tarlaya akşam hallederiz” minvalinde konuşur ve herkesi tarlaya yollar. Akşam gelindiğinde tabi ki sütlerin yerinde yerler eser. Daha sonra öğreniriz ki bu sütler domuzlarım arpalarına katılmıştır. Bu da yürekli sosyalist lider Snowball’ın yaptığı haksızlıklardan birisidir. Yani kitapta davasında adanmış tiplemesinde olan Snowball dahi haksızlıktan beri kalmamıştır. Ve kendi menfaati gereğince iş tutmuştur. İşte bu bariz iki örnek ve bazı remizler göstermektedir ki esas eleştiri dikta sistemden sonra “Sosyalizmin Pratiği”nedir… Bunun dışında eleştiriler bunlarla sınırlı değildir.. Kapitalizm’den tutun Cennet tasavvuruna kadar haklı/haksız birçok eleştiri getirilmektedir. (Cennet düşüncesine getirilen eleştiri George Orwell’amı ait yoksa komünizmin doğası gereğimi bu eleştiriler kitapta yer almıştır, bu tartışılır. Şahsi kanaatim bu eleştirinin George Orwell’a ait olduğu noktasında. Ama dediğim gibi bu net değildir.) Kitap, hani denir ya “her satırının altı çizilecek” cinsten. Hah tamda öyle işte. Her satır bir mesaj. Her satır bir ikaz. Her satır bir fikrin sonucu oluşmuş. Her satır önemli olduğunu hissettiriyor. Ve okuyucuyu bir şeyler aramaya itiyor… Özetlersek: Romanlar birçok husus bakımından değerlidirler ve okunmalıdırlar. Ama tamda burada “hangisi?” diye dev bir soru araya girmektedir. Evet, seçmek çok önemli. Ayrılmak ve ayırt etmek çok önemli (Ayraç dergisine ve Sevgili Yunus Emre Tozal’a selam olsun). Bu tercih edilen romanlar içinde geçerli. Edward ve Bella’nın salak saçma Vampir hikâyelerini okumaktansa, her satırında bize yeni ufuklar açacak eserler öncelikli tercihler olmalıdır. Evet, doğrudur, kitaplar en büyük ve de en kaliteli dostlardır. Ama gereksiz, amaçsız her kitaptan da en iyi, “sırt terlediğinde üşütmesin diye atlet arasına sıkıştırılan kâğıt yığını” olur… George Orwell’in Hayvan Çiftliği kesinlikle bu tür bir kitap değil ve yine kesinlikle okunmayı fazlaca hak ediyor. Selametle, iyi okumalar…
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247,5bin okunma
··
13 görüntüleme
R. Serhat okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, İnşallah güzel kitaplarda güzel sohbetler gerçekleştiririz..
Mertcan Yüce okurunun profil resmi
Baştaki alıntı gerçekten çok güzeldi, inceleme de aynı şekilde çok teşekkürler
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.