Gönderi

480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
‘Ya nihilistlerin torunlarının çocukları, adına dünya görüşü dediğimiz, ibadet malzemesi satan tozlu dükkandan çoktan çekip gitmişlerse? Ya av hayvanlarının patikaları üzerinden ormana, ulaşmak şöyle dursun, onları görmemizin bile mümkün olmadığı bir yere geri dönmek üzere kıymet ve önemin, faydalı ve gereklinin, gerçek ve doğrunun yarısı çoktan boşaltılmış ambarlarını terk etmişlerse? Ya İncil, anayasa ve ceza hukuku onlar için asla bir salon oyununun kural kitapçığından daha geçerli olmamışsa? Ya onlar siyaseti, aşkı ve ekonomiyi rekabet olarak kavramışlarsa? Ya "iyi" onlar için asgari zarar riski taşıyan azami randıman, "kötü" ise sadece kabul edilebilir uygunlukta bir sonuçsa? Ya yaptıklarının sebeplerini anlamamamızın nedeni hiçbir sebebin olmaması ise?’ Yukarıdaki paragrafla başlayan bir roman Oyun Dürtüsü. İlk cümleyle bağlıyor hikaye okuyucuyu kendine. İlerleyen sayfalarda da devam ediyor şölen. Sanırım en çok alıntı yaptığım kitap oldu, bir o kadar da yazmaya üşendiğim cümle vardır. Hikaye Bonn’da geçiyor. Ada 14 yaşında, erken okula başlamış, üstün zekalı ve asosyal bir çocuktur. Bir önceki okulundan atılıp özel Ernst-Bloch lisesine başlar. Zekası ve sivri diliyle tüm okların kendisine yönelmesine sebep olur kısa sürede. İlk yılında Olaf ve onun müzik grubu ile olan etkileşimi istemeden sona erer. İkinci yılda okula yeni bir öğrenci gelir 18 yaşındaki, yarı Mısırlı, babasının işi sebebiyle çok sayıda ülkede yaşamış ve sürekli okul değiştirmiş Alev. İlk günden itibaren aralarında bir bağ oluşur Ada ve Alev’in. Alev, insanların hayatta verdiği kararların aslında bir oyunun parçası olduğuna inanmakta ve çevresindeki herkesi, her şeyi yönlendirerek kendince ‘oyun’u yönetmektedir. Karizması, fikirleri ve davranışlarıyla kısa sürede herkesi etrafında toplar. Duygu ve vicdandan yoksun, yaşamda verilen her kararı bir oyunun kuralı olarak gören Alev. Tepkisiz , inançsız ve her duruma ‘farketmez’ diye yaklaşan Ada. Bu ikili Alev’in kurguladığı ve oynandığı süreçte çok sayıda öğretmen ve öğrencinin dahil olduğu bazılarının zarar gördüğü bir oyuna başlar. Juli Zeh’in diğer romanlarındaki felsefi derinlik ve hukuk bu kitapta da mevcut; bahsedilen oyunlar vasıtasıyla Oyun Teorisi de irdeleniyor. Tarih öğretmeni Höfi sıra dışı ders anlatım tekniği ve sorgulayıcı davranışlarıyla Ada ve Alev’in saygı duyduğu tek insan ve kitabın en önemli karakterlerinden biri. Ada’nın deyimiyle ‘nihilistlerin torunlarının çocukları olan’ geç Y kuşağının pragmatizmi mükemmel anlatılıyor kitapta. Kuşaklar arasındaki fark çarpıcı bir şekilde sergileniyor. İncelemeden de anlaşılacağı gibi ben çok beğendim kitabı. Herkese hitap etmeyebilir. Hikaye agresif görünebilir fakat irdelenen düşünce ve kavramlar çok gerçek ve güncel. Çeviriler konusunda ciddi takıntıları olan bir insanım. Yabancı kökenli, günlük dilde fazla kullanılmayan bazı kelimelerin türkçeleştirilmesi beni çok rahatsız eder ve dikkatimi dağıtır. Bu kitapta da çok sayıda böyle kullanım var. Oksimoron ya da iteratif gibi kelimeler yerine türkçe anlamları kullanılsa daha iyi olurdu. Belki birer kelimeyle anlatılamazdı ama okuması daha kolay olurdu. Felsefi konulardan bahsedildiği için bu şekilde çevrilmiş olabilir. Ama bu kitap bir roman; inceleme ya da referans kitap değil. Kimse de felsefi terimleri öğrenmek için okumuyor.
Oyun Dürtüsü
Oyun DürtüsüJuli Zeh · Metis Yayıncılık · 200730 okunma
·
154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.