Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

296 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
merhaba siz güzel insanlar, Aldım, okudum, tanıdım, bildim, anladım... Bu kitabı anlamak için 3 farklı başlık altında inceleme yapmamızda fayda var. Sosyolojik, Siyasi, Aşk. Yazarın bu kitap ile mesleğini elinden nasıl alındığını bundan dolayı ki en yakın arkadaşı Hüseyin Nihat Atsızla nasıl çatıştığını... Atsız 11 ay hapis yattığını görebiliriz. Turancılık anlayışı Ömer karakteriyle ötekileştirme çirkinleştirme ve tamamen insanların faydasından ziyade zararına çalışan olarak görüyor. Hatta başka devletlerin adına çalıştığını yazarın karakterinden öğreniyoruz. Sosyolojik olarak da Aile yapısı sistemin en küçük birimidir. Eğer aile ortamı kuvvetli ise devlet kuvvetlidir. Eğer aile babası kuvvetli ise devletin sistemi kuvvetlidir. Şuan ki günümüzde dahi aile yapısını koruma adına büyük uğraşlar verildiğini size anlatmak isterim. Aşk konusunda Ömer ile ortaya çıkan olay örgüsü aslında içinde olduğu tutarsızlığı günahını başkasına yükleme çabasından başka bir his olmadığını anlatmaya çalışıyordur. Ama asla düşündüğü ile yaptıkları arasında tutarsızlık vardır. Şereften namustan bahsediyor ama kendini düzelteceğine evli olduğu kadını bedriye teslim etmekten mutluluk duyduğunu bununla kendini temizlediğini görmekteyiz. O dönemde değil bu dönemde dahi kimse böyle bir şeyi kabul etmez. Kitabın girişinde sürekli aklından zekasından konuşturan bir karakter olmaktan kendini beğenen zeki biri iken kitabın ilerleyen kısım da nasıl çirkinlik kazandığını görebilmek mümkün. Kadın her zaman kadındır, Ama Macide sanki bir mal gibi ondan alınıp başkasına verilmeyi kabul eden bir kadın profiline bürünmüş. Hiç bir kadın bunu asla öyle kabul etmez. Erkek deseniz anlarım. Erkek duyguları sahip olmasa da bir kadına sahip olma gücü bulunmak isterler ama kadınlar doğası gereği öyle değiller. Duygularıyla yaşayan canlılardır. Siyasi olayları biraz daha açmak istersek burada devletin varlığından yoksul bir düzen olduğundan bahsetmiş. Nedin mi çünkü yazar aile kavramının yıkılmış bir düzen olduğunu insanların bu gibi ağaçların altında durmadığını gösterme çabasında olduğunu göstermek isterim. Yazarın kitaplarını anlamak için yazarı bilmemiz gerekiyor. Yeni aile kurmak isteyen veya genç yaşta alıp okuyacağı rehber nitelikte bir eser. Daha önce de demiştim yani yazarı komünist olarak tanıyanlar aslında hata yaptıklarını söylemek istiyorum. Sabahattin Ali asla devlet varlığından rahatsız değildi, yazar devleti yönetenlerle ilgili eleştirisi vardı. Hegemonya yani egemen gücü elinde bulunduranlar aslında sistemin en küçük birim aile olduğunu çok iyi bilirler. Yazarında bunu bilmesiyle aile yapısı bozulması sistemin de bozulması demek olduğunu iyi biliyordu. Aile her şey demektir. Aile yapısı ve sosyolojik olarak insanların yozlaşması insanların hayatlarını da olumsuzluklar yaratmaktadır, keza Macide aslında sıradan bir aile kızı, Ömer de öyle; ırk , cinsiyet ve soyun önemi olmadan insanların ne durumda olduğunu anlatan bir kitap... Kitap da bazı karakterler var; aslında her insanın iyi veya düzgün... kişilikler sahibi veya toplumu yönlendiren insanlar olarak kabul görülmüş, o tipler aslında gerçekliğinden uzak insanlar olduğunu anlatan bir yapıyı karşımızda bulunuyor. İçimizdeki şeytan kitabın ismi olması aslında nefsine hakim olamayan insanların o şeytani duygulara yüklediği günahı eleştirir. Bunların yani o yanlışları bizler yapıyoruz içimizdeki nefis bizlere bunu yaptırıyor demek yanlış olur. Ömer bunun yanlışlığıyla hayatına devam ediyor. Sonunda kaybetti zaten.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Everest Yayınları · 2020172,6bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.