Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

701 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Poe ile tanışmam Detachment filminden bir sahne ile olmuştu ve okuma listeme eklemiştim. (youtu.be/PKXJDBuGDi0) Yaşamından çok şey aktarmış yazılarına, bu sebeple okumayı düşünenlere daha iyi analiz edebilmeleri açısından öncesinde yaşam hikayesini okumalarını tavsiye ederim. Gerçi bu tüm yazar ve şairler için geçerli. Aslında yazılanlar yaşamlarından sızanlar bir nevi... Bu yüzden önemsiyorum. Poe, ikisi de oyuncu olan anne babanın ikinci çocuğu olarak 1809 da doğmuş. Doğumundan kısa bir süre sonra babası aileyi terk etmiş, annesi de bir yıl sonra tüberkülozdan ölmüş. Böylece yetim ve öksüz kalan Poe'yu John ve Frances Allan çifti sahiplenmiş ama resmî olarak evlat edinmemişler. (Allan soyadını bu tüccar aileden almış.) Daha sonra Poe nun gençlik yıllarındaki alkol, kumar borçları ve eğitim masrafları nedeniyle John Allan'la arası bozulmuş. Üniversitesiyi parasızlıktan bırakmak zorunda kalmış. Takma ad kullanarak 1827 yılında orduya katılmış. Bu dönemde yayımcılık kariyerine de başlamış. Kendisini büyüten Frances Allan'ı da 1829 yılında kaybetmiş. Şair ve yazar olmak isteyen Poe, West Point Okulundan başarısız olarak ayrılmış. Yaşamını yazarak sürdürmeye çalışmış. 1836 yılında 13 yaşındaki teyzesinin kızı, Virginia Clemm ile evlenmiş. Ancak eşi henüz 24 yaşındayken, 1847'de tüberkülozdan kaybetmiş. Poe'nun özel hayatında sıkıntılarla devam ederken iş yaşamında da durum farklı değil. Edebiyat dergilerinde eleştirmen olarak yazıyor, ancak hayatını kıt kanaat geçindirebilen maaşını ya zorla alıyor ya hiç alamıyor. Yaşadığı dönemde de sık sık eleştirilen bir yazarmış, tabi kendisi de döneminde yaşayanları hicvetmekle ünlü. Poe nedeni hala açıklanamayan bir nedenden 40 yaşında hayata veda ediyor. Poe'nun değeri ne yazık ki öldükten sonra anlaşılmış. 2019 da New Yorkta düzenlenen bir müzayede de Francis Wahlgren'in "Amerkan edebiyatının kara lalesi olarak bilinir." dediği Allan Poe ya ait Tamerlane 800 bin dolara satılmış. (ntv.com.tr/turkiye/poenun-...) Poe, yaşadığı dönemde asıl olarak satir tarzında dergiye yazdıkları ile ünlü. Ve yine haftalık yayınlanan, 19. yy da revaçta olan gotik türündeki kısa öyküleri ile. Kitaba genel olarak bakacak olursak; 1. cilt 3, 2. cilt 4 başlık altında toplanan öykülerden oluşuyor. 1. Cilt, ilk bölüm: Dehşet Öyküleri; 18 öyküden oluşuyor. Hikâyeler, gotik yapıya uygun olarak okuru kasvetli bir ortam ile karşılıyor. Soğuk, huzursuz, ürpertici bir sessizliğin olduğu; bazen de boğuk seslerin, tiz çığlıkların olduğu yankılar, gaipten sesler; puslu, ölümün renkleriyle çevrelenmiş; terk edilmiş, mistik ögelerin imgeleri ile tedirgin edici, dehşet veren bir mekan kurguluyor yazar. Tüm duyularınıza hitap ederek sizi o atmosfere hazırlıyor adeta. Karakterlerinde ise yine aşkınlık içgüdüleri hissediyorsunuz; ölümle yaşam arasında olan, tuhaf ızdıraplar çeken, isterik, bölük pörçük anıları olan, tuhaf figürler... Bu karakterlerin sezileri kuvvetli, olacakları tahmin ediyorlar ama bir tür yazgılarına teslim olmuşluk var, ne yapsalar da değişmeyeceğini düşünüyorlar. Benim favorilerimin çoğu bu bölümden oldu, tabi bu bölümde öykü sayısı da fazla. (***spoiler içerir.***) Randevu İki aşığın fiziksel olarak kavuşmalarının mümkün olmaması nedeniyle (kadın başkası ile evli) karşılaşılan saatte zehir içip ölümle daimi olan ikinci hayatlarında buluşmaları... Ligeia Yazarın sevdiği kadını anlatırken kullandığı büyülü ifadeler beni çok etkiledi. Muhteşem güzelliği, ileri derede bilgilere sahip olması, hatta metafizik konularında kendisine öğretmenlik yaptığını büyük bir özlemle anlatır. Ölen eşine bu kadar bağlı olmasına rağmen, aynı zamanda onu unutmak ister ve Ligeia nın zıttı görünüme sahip biriyle 2. evliliğini yapar. Ancak o hastalanıp öldüğünde, Ligeia'nın hayatta kalma arzusu, iradesi ve mistik bilgileriyle birleşerek, ölen kadının bedeninde yeniden hayata dönmesini sağlıyor. Usher Malikanesinin Çöküşü Burda iki kardeşin yaşadığı malikanenin kasveti aslında onların ruhunu yansıtıyor. Kitabın son sözünü yazan eleştirmen, erkek ve kız kardeşin ensest ilişkide olduklarından erkeğin vicdan azabından dolayı yaşarken öldüğü, kızın ölürken yaşam mücadelesi verdiğine değinmiş. Bu öyküyü ile başlayan ve Poe nun birçok öyküsünü sinemaya aktaran yönetmenin konuşması duyduğu heyecanın hala canlı olması benim ilgimi çekmişti. (youtu.be/18nHtX8k4eE) William Wilson Ana karakterimiz, çocukluk döneminden kalma, bastırmaya çalıştığı duygular nedeniyle kendisiyle savaşan, kendi kendini huzursuz eden, buhranlara sürükleyen, bölünmüş bir ruha sahip. Kendisini mahvedenin yine kendisi olduğu gerçeğini fark ettiğinde bir nevi ikiz ruhunun şu sözleri beni çok etkiledi. "Sen kazandın! Ölüyorum. Ama bundan böyle sen de ölüsün; Dünyada, Ahret ve Umut için ölüsün!...gör kendi kendini nasıl katlettin!" Kuyu ve Sarkaç Ölüm cezasına çarptırılmış bir mahkûmun tüm zorluklara rağmen, akıllıca uygulamalarıyla ve sonunda tam ölmek üzereyken, belki de mücadelesini hiç yitirmediğinden şans eseri kurtuluşu. Eleştirmen, kendi yüreğinin derinliklerindeki karanlığa doğru yolculuk etmekte, diye yorumlamış. Boşboğaz Yürek Akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişinin yanında bulunduğu yaşlı ve zengin adamı öldürmesi ama vicdanının sesini bastıramaması nedeniyle suçunu kendi itiraf etmesi. Vicdanı bu kadar net ele almasından etkilendim bu öyküde. Oval Portre Burda ressamın işine aşk derecesinde bağlı olup, karısının bu durumu kaldıramaması ve adamın işine sevdasından bunu görememesi... ancak bu kadar naif anlaşılabilirdi gibi geliyor bana. #65648809 Terslik Şeytanı Burda hepimizin zaman zaman yaptığı, başımıza gelen olumsuzlukların sorumluluğunu almak yerine bir günah keçisi bulup onu suçlamamızı anlatıyor. Eleştirmen notunda, Frenolojide yıkıcılık organı diye adlandırılan yapıdan, Poe terslik şeytanı diye bahsettiğine yer vermiş ve eğer bir terslik varsa, ahlaki sorumluluğun reddedilmesinde aranmalıdır bu diyor. 2. Bölüm: Gizemli Öyküler ve Dedektif Öyküleri; 8 öyküden oluşuyor. Poe, dedektif öykülerinin prototipini vermiştir. T.S. Eliot, Poe hakkında şunları söylemiş: "İnsan, bir dedektif öyküsünde keskin bir zekanın işleyişini takip etmekten zevk alır. Zekâ keskinliğinde ve bunu sergileme tarzındaysa hiç kimse Poe nun Mösyö Dupin'inin eline su dökemez." Bu bölümdeki favorilerim: Morgue Sokağı Cinayeti Marie Rogêt'nin Esrarı Çalınan Mektup Altın Böcek 3. Bölüm: Politik ve Edebi Taşlamalar; 14 öyküden oluşuyor. Bu bölümdeki karakterler: (çoğu döneminde yaşayan) aristokratlar, yazarlar, şairler... Alegorik ifadelerle onlara karşı ironik bir dille yaptığı göndermelerle dolu. Poe nun dili alegorilerle dolu, sırlı bir dil. Okuyucusu tarafından çözülmeyi bekliyor. Bu sebeple okuduğum kitapta önsöz ve sonsözün olması çok iyiydi. Ben diğer basımlarını incelemedim ama biraz araştırdığımda bu yayınevini tavsiye eden birçok yorum okudum. Ayrıca kitapta, Poe nun doğumundan ölümüne kadar; hem şahsi hayatındaki gelişimleri hem de dönemdeki siyasi, edebi gelişimleri sunan 15 sayfalık bir kronolojik çizelge var; bu dönemi kafamda oturtmama yardımcı oldu diyebilirim. Ek olarak, öyküleri okurken Tim Burton'un animasyonlarını izliyormuş hissine kapılmamı sağlayan, Harry Clarke gibi isimlerin yaptığı çizimler de çok güzel. Çeviri Hasan Fehmi Nemli'ye ait. Özellikle Dehşet ve Dedektif öykülerini tavsiye ederim. Jules Verne, Charles Baudelaire, Arthur Conan Doyle başta olmak üzere birçok yazarı etkileyen Poe'nun okunması gerektiğini düşünüyorum. Eğlenceli bir animasyonla Edgar Allan Poe yu kısaca tanıtan videoya göz atabilirsiniz: youtu.be/8lgg-pVjOok Bu arada gizemli öyküleri ile tanınan Poe nun ölümü arkasındaki sorular da hala devam etmekte ilgisini çeken olursa diye ekliyorum: youtu.be/JNG6AaCNYJ4 Keyifli okumalar...
Bütün Öyküleri (Cilt 1)
Bütün Öyküleri (Cilt 1)Edgar Allan Poe · İletişim Yayınları · 20152,196 okunma
··
1.081 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.