Fatih Kerimi'yi Oğuzhan Saygılı'nın Kitaplarla Söyleşi kitabı ile tanımıştım. Kitap Şuuru aracılığı ile İstanbul Mektupları'nı okuma imkanım oldu.
Fatih Kerimi Tatar Türkü'dür. İsmail Bey Gaspıralı'dan etkilenerek ceditçilik hareketi içinde bulunmuş eğitimci ve gazetecidir. Yalnızca Tatar Türkleri'nin değil tüm Türk'lerin XX. yüzyıl başında içinde bulunduğu ataleti görüp, çözüm arayışında olan bir aydındır. 3 Kasım 1912'den 9 Mart 1913 tarihleri arasında Balkan Savaşları dolayısıyla muhabir olarak İstanbul'da bulunmuştur.
İstanbul'da bulunduğu süre zarfında gazetesine haber göndermekle kalmamış, İstanbul'da devlet yöneticileri ve aydınlar ile görüşmüştür. Akıcı üslubu ile (onun tabiri ile Türkiye) Osmanlı'nın başkentinde yaşananları aktarmıştır. Anlatılanlar acı gerçeklerdir. Osmanlı Devleti'nde azınlıkların ticarette, sanatta, edebiyatta, yayıncılıkta gösterdikleri gelişmişlik ve Türklerin içler acısı hali anlatılmaktadır. Bir aydın sorumluluğuyla problemleri çözüm arayışındadır. Çözüm diğer kitaplarında da belirttiği gibi "matbuat ve marif"tedir.
Yaklaşık 100 yıl sonra bugün, Türkiye Türk Dünyası ve Müslümanlar hala Fatih Kerimi'nin hayal ettiği aydınlanmayı sağlayamamıştır. Eğitim ve yayıncılığa gereken önem verilerek ortaya çıkarılacak Türk rönesansı, yalnızca Türkiye'yi değil, Türk-İslam Dünyası'nı da içinde bulunduğu kaostan kurtaracaktır.
#Kitap Şuuru İnsanlık Şuuru
