Gönderi

400 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Tavsiye videosu: youtube.com/watch?v=kYCfrGp... Kelimelerin büyüsünün bir insanı nasıl değiştirebileceğini tahmin edebilir misiniz? İşte baş karakterimiz kendi halinde monoton bir hayatı olan antik dil bilimcisi Raimund Gregorius bir gün okula giderken köprüde intihar etmek üzere olan bir kadını görür ve yanına gittiğinde kadının ağzından dökülen Portekizce kelimeler sayesinde sıradan hayatı artık bambaşka bir hayata dönüşür. Evini, eşyalarına, okulunu geride bırakıp kendisinden beklenmeyecek bir yolculuğa çıkan Raimund kendisini yepyeni bir maceranın içinde bulur. Aslında Gregorius’un bu yolculuğu Hermann Hesse’nin Siddhartha’sı, Paulo Coelho’nun Simyacı kitabındaki Santiago’su gibi düşsel ve içsel bir yolculuktur. Gittiği Portekiz’de bir kitabevine giren baş karakterimiz "Hayat, yaşadığımız şey değildir; hayat yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir." diyen Amadeu Prado adlı yazarın “Sözlerin Kuyumcusu” kitabını bulur. Böylece Prado’yu ve onun hayatını keşfetmeye, temas kurduğu insanları tanımak amacıyla tren yolculuğuna çıkar ve Prado’yu yakından tanımaya başlarız. Onun varoluş düşünceleri, hayata bakış açısı ve kendi deyimiyle imansız bir rahibin gizemini anlamaya çalışırız. Böylece Prado’nun yaşamı ve düşünceleri sayesinde Gregorius’ta kendi hayatını gözden geçirmeye başlar. Beklenmedik bir yolculuk, beklenmedik insanlar ve beklenmedik sözcüklerle bir insanın monoton hayatının nasıl değiştiğini ve insanın kendine olan yolcuğunu okuyorsunuz. Roman aynı zamanda Portekiz siyasetini, diktatör Salazar’ı ve ona göz yuman, sessiz kalan herkesi de eleştirmekten çekinmez. Felsefe ile romanın harmanlandığı, aile, cesaret, aşk gibi erdemlerin çerçevesinde şekillenen, hiç hesapta olmayan bir yolculukla keşfetmenin ne kadar güzel bir macera olduğunu görebildiğimiz muhteşem bir roman. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Lizbon'a Gece Treni
Lizbon'a Gece TreniPascal Mercier · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20121,386 okunma
·
868 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.