Gönderi

La İlâhe İllallah’In Şartları (Devamı-2) :
3) Bu kelimenin gerektirdiği manayı kalbiyle ve diliyle kabul etmek: Allah-u Teâlâ geçmiş ümmetlerin kıssalarını anlatırken bu kelimeyi kabul edenleri nasıl kurtardığını, bu kelimeyi kabul etmeyenlerden nasıl intikam aldığını ve nasıl onları yok ettiğini haber vermiştir. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “İşte böyle, senden önce hiçbir kasabaya, hiçbir uyarıcı göndermiş olmayalım ki oranın önde gelen azgınları: “Muhakkak ki biz babalarımızı bir ümmet üzere bulduk ve muhakkak biz onların izlerine uymaktayız” demiş olmasınlar. (Gönderilen uyarıcı onlara) dedi ki: “Ben size, sizin atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğrusunu getirmiş olsam bile mi (atalarınızın dinini terk etmiyorsunuz.)?” (Müşrikler) dediler ki: “Muhakkak ki biz, sizin kendisiyle gönderildiğinizi inkâr edenleriz.” Bu yüzden biz de onlardan intikam almıştık. Yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bir bak!” (Zuhruf: 23-25) “Sonra rasûllerimizi ve iman eden kimseleri kurtarırız. Böylece üzerimize bir hak olarak mü’minleri kurtarırız.” (Yunus: 103) “Onlara “La ilahe illallah” denildiği zaman kibirlenir-lerdi. Deli olan bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz derlerdi.” (Saffat: 35-36) 4) Hareketlerini, davranışlarını ve yaşantısını La ilahe illallah’ın manasına uygun düşecek şekilde düzenlemek: Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Azap size gelmeden önce Rabbinize yönelin ve O’na teslim olun. Sonra yardım da görmezsiniz.” (Zümer: 54) “İyilik yaparak kendisini Allah’a teslim eden ve İbrahim’in hanif dinine tabi olandan din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah İbrahim’i bir dost edinmişti.” (Nisa: 125) “İyilik yaparak yüzünü Allah’a çeviren kimse muhak-kak sapasağlam bir kulpa sarılmıştır. Bütün işlerin sonu Allah’a döner.” (Lokman: 22) ([3]) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin etmedikçe iman etmiş olmazlar. Sonra haklarında verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa: 65) İbn-i Kesir bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: “Allah-u Teâlâ kendi şerefli mukaddes zatına yeminle ifade buyuruyor ki bütün işlerde Allah ve Rasûlunü hakem tayin etmedikçe hiç kimse gerçekten iman etmiş olmaz. O’nun verdiği hüküm gizli ve açık her zaman bağlanılması farz olan hak ve gerçektir. Bunun içindir ki Allah-u Teâlâ: “Sonra aralarında verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar” buyurmuştur. Yani; seni hakem tayin ettiklerinde gönüllü olarak sana it-aat ederler. İçlerinde senin verdiğin hükme karşı herhangi bir sıkıntı duymazlar. İç ve dışlarıyla bu hükme uyarlar. Bir karşı koyma, bir müdafaa ve münakaşa olmaksızın bütünüyle bu hükme teslim olurlar. Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur: “Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki arzusu benim getirdiğime tabi olmadıkça hiçbiriniz gerçekten iman etmiş olmaz.” (Müslim)(İbn-i Kesir Tefsiri)
··
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.