Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

316 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Hepimizin duyduğu çok azımızın gördüğü, insanlık tarihinin ilk tapınağı Göbekli Tepe. Urfa’ya yalnızca 22 km uzaklıkta tarihin akışını değiştiren bir gizeme ev sahipliği yapıyor. Peki tarihin ilk tapınağı olan Göbekli Tepe nasıl keşfediliyor? İlginç hikaye şöyle: 1963 yılında Halet Çambel ve Amerikalı bir Arkeolog grubu bölgede calışmalar yapar hatta önemli gördükleri için işaretlerler bırakırlar fakat kazı çalışmaları başlamaz. 1986 yılına kadar tarih sessiz bir yumak halinde kaderini bekler.1986 yılında tarlasını süren bir Ciftci iki heykel bulur, bunların değeri karşılığında bir seyler alacağını düşünüp müzeye götürür ancak müze yoneticileri,bırakın çiftçiyi ödüllendirmeyi heykeli dahi incelemeden onu değersiz sıfatıyla depoya atar.Aradan 8 yıl geçtikten sonra Klaus Schimidt ve arkadaşları bölge taraması yaptıkları sırada bir kez daha uğrarlar Göbekli Tepe’ye. İlk keşifleri esnasında toprağın doğal değil yığma bir toprak olduğunu anlarlar. Ardından heykelleri incelemek için Urfa Müzesine gittiklerinde büyük bir heyecanla gerekli finansmanları bulmaya çalışır,kazı grubunu da oluşturduktan sonra (çoğu bölge halkından oluşmakta) çalışmalara başlarlar. Göbekli Tepe’de şimdiye kadar neler ortaya çıktı ? 1994 yılından beri yapılan kazılarla beraber su ana kadar 4 bölüm ve onlarca dikilitaş ortaya çıkarıldı fakat yapılan radar taramaları 20 yapının daha gün yüzüne çıkarılabileceğini gösteriyor, bu yaklaşık 20 futbol sahası büyüklüğünde bir alan demek. Tekerleğin henüz icat edilmediği, hayvanların evcilleştirilmediği bir dönemde her biri en az 10 ton ağırlığında olan taşlar bölgeye nasıl ve hangi güçle taşındı? Schmidt’e göre Bunu şimdilik yorumlamak imkansız. Schimidt’in amaci bir makale ortaya koymaktan çok okuyucuyu Göbekli Tepe ile tanıştırmak, eseri okumak için en güzel sebep bu, bizi bizle tanıştırıyor bir kere. Binlerce yıllık bir yolculuğa çıkarken bu muhteşem insanın heyecanına ortak olmak da cabası. Schmidt 2014 yılında evinin havuzunda geçirdiği bir kalp krizi sonrası hayatını kaybedince Göbekli Tepe de amiyane tabiriyle babasız kalır. Konuyla ilgili araştırma yaptığım esnada eşinin yıllardır Urfa müzesinde depoda yer alan eserlerle ilgili araştırma yapmak istediği fakat müze müdürlüğü tarafından kendisine gerekli iznin bir türlü verilmediği haberlerini okudum. Kültürümüze yaptığımız sayısız kötülükten yalnızca biri bu durum !... Toparlayacak olursam,MÖ 12 binlerde Buz devrinin hemen sonlarında, insanları bir amaç doğrultusunda bir araya getiren,ilkel bir sosyal düzen oluşturan ve kendisini yapanlar tarafından gömülen;. İnsanların tarımla beraber yerleşik hayata geçtiği inancını toptan yıkıp tarihin akışını değiştiren bir yerden bahsediyoruz . İçinde yaşadığı coğrafyayı tanıyan onu sahiplenen nice gençlerin bu kitapla ve tabii ki Göbekli Tepe ile tanışması ümidiyle...
Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı - Göbekli Tepe
Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı - Göbekli TepeKlaus Schmidt · Arkeoloji ve Sanat Yayınları · 200774 okunma
··
215 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.