Gönderi

21 yaşında yazılmış, yirmibir, 21 evet YİRMİBİR
Gırtlağımda bir harf büyüyor buna dayanacağım dişlerim kamaşıyor yıldızlardan buna da. Kabaran bir çarpıntı oluyor şehir. Artık yırtarak açtığımız zarflarda ne kargış, ne infilak yalnız koynunda çaresiz, çıplak isyan işaretleri taşıyan bir ergen cesedi. Kabaran bir çarpıntı oluyor şehir uyusam bir dağın benimle uyuduğu oluyor her gün şehrin ortasında bir ergen ölüyor domuzuna ölüyor bankerlere durarak noterden onaylı kağıtlara durarak mevlit ilanlarına durarak. Yunmadık saçlarını okşuyoruz, yavrum. - Yüzümüzde dolanan bir mayhoş kahkaha - Gırtlağımda bir harf büyüyor gırtlağımızda. Sarp bir güvercin düşüyor yüreğimden buna dayanmalıyım ölünce bir partizan gibi ölmeliyim sabahın kuşluk vaktine savrulan savrulan savrulan ergen ölüleri gibi. Şehrin şarkısını söylediğim zaman yağız bir kımıltı oluyor sesim korku ve cüzam korku ve cüzam korku… Ne beklenebilir artık namlulardan. Harçlar karılmış duruyordur hem de kara bir gerdek olarak yaşıyoruzdur kendimizi ne beklenebilir. Yırtarak açtığımız zarflarda büyük tecimevlerinde, büyük çarşılarda pokerde-sinemada-genelevlerde ne bir suçlu çağrışımı, ne karabasan yalnız o herkesler o herkesler kendine akarak boğulan ve sürdüren bir güleç kocamışlığı. Bereketli kuşlar serpeceğim ayaklarıma genzimi yakarak bir cinayet türküsü söyleyeceğim ben de ölürsem bir partizan gibi öleceğim azgın bir gebelik halinde. Beni dinmeyen bir mavilik kanırtıyor buna dayanamam bir çeteci dişleriyle söküyor kanımdaki çiviyi buna da. Radyodan silah sesleri geliyor ter kokusu geliyor, ayak aksayan bir şey örtüyor yüreğimin kabzasını olmadık sesler geliyor radyodan beynimde korkunç bir vida olarak ergen ölüleri artık ellerimi bu rahlelerden ayırsam boyunbağımın ve gülüşümün o kirli rahatlığından, yırtık uğultusundan şehrin. Umudunun ayak seslerini okşuyoruz, yavrum. Kuşandığımız bu alkol kokusu bize ne getirdi ki! ÇIKSAM gök şarlayarak devrilse ardımdan - ölürsek bir partizan gibi ölmeliydik - yürüsem parçalanmış bir ceset tazeliğinde yürüsem beynimde kıpkızıl bir serinlik sonra denizler devirebilirim dudaklarımdan sonra aşk, sonra dirlik: partizan
Sayfa 70 - Şule Yayınları
··
19 görüntüleme
Homeless okurunun profil resmi
youtube.com/watch?v=E48mn-8... 1965 yılında, babamdan bir sene sonra doğmuş bir şiir. Böyle bir şiir yürekten mi çıkar akla, yoksa akıldan mı iner yüreğe? Ne fark eder? Böyle bir şairin değerinin anlaşılması için bir ölüme, bir de mezara ihtiyacı var anlaşılan.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.