Ben de herkes gibi bir bit miydim yoksa bir insan mı? ●"Allah kahretsin! Halk ayılmamacasına kafayı çekiyor, aydın genç- lik derseniz, işsizlikten birtakım teorilere kendini kaptırmış, düşler dünyasında yaşıyor; ülke bir baştan bir başa Yahudi akı- nina uğramış sanki, adamlar ortada para diye bir şey bırakmı- yorlar, geri kalanlarsa kendilerini zevk ve eğlenceye vermişler, rezil bir hayat sürüyorlar. " bu sözlerle yakınmakta hiç de haksız sayılamaz Svidrigaylov. #67476249 İnsan en büyük parazit bitten beter. Böyle asalak gibi yapıda kanını emer ha bire. Emperyalisttir anlayacağın. Kimisi yol çizer kendine kendini bu vaziyetten azad eder okumak ve bilgi edinmekle. Kimisi de ilim irfandan elini eteğini çeker etliye sütlüye bulaşmaz. Yağ tava meselesine döner bildiğin. ●Hayatta bazı semboller vardır. Bazı yaşama tutunmak için bahane olarak ürettiğimiz mekanik siyasi ayaklı partizanlık ve fanatiklikler. Bazen bizi bu idolojiler öyle bir yere koyar ki neredeyiz bilemeyiz... Ve bu düşünceler beynimizi yerken ya o düşünceleri sustururuz ya da bu değişmek için zorunda bırakıldığımız savaşta yok olur gideriz. Kendimizi bile bile yok ederiz. İntihar sürecini uzatıp bir de buna metaforik bir hava katarak başkaları için yaşamanın yaşamak olduğunu zannederiz. Anın tadını çıkarmak varken ya geçmişe takılı kalır ya da gelecek planları kurup dururuz. Üstelik zaman en büyük seri katildir. Ve kimi kurban seçecek belli değildir. Tıpkı Raski'nin kurbanları gibi. ● Belki de en büyük kurban en başta Raskiydi. "Herkes gibi olma" deyimi içinde kaybolan minik bir adamın ,mütevazı dairesinde bilindik bir hayat sürmekte iken birdenbire hayatının bir beyin ölümü ile değişeceğini kim bilebilirdi? Onun öldürdüklerinin katili belli. Ama ya Raski'yi öldürenler peki onun katillerinin isimleri belli mi? Belli aslında ama ne bunun hukukta adı geçer ne de tek bir hedef gösterebiliriz. ● Onun katili biziz bizleriz bizim gibiler. Herkesi ayrı kabul etmek farklılıkları güzellik saymak yerine herkesin aynılaşmasını isteyen sistem. Irkçılık yapmaktan bi an geri durmayan ve sürekli bir komin oluşturmaya çalışan sözde Büyük fakat insanlığı ile küçük Rusya .Dönemin şartları ve fakirlik. Kimini paranın varlığı kimini yokluğu sınar işte. Hatta Dostoyevski bunu Suç ve Ceza Romanındaki şu sözü ile gayet tabi gösteriyordur : " Petersburg kadar insan ruhu üzerine karanlık, şiddetli ve tuhaf etkiler yapan kente pek az rastlanır. Bir tek iklimin etkisini düşünün yeter!" Kurban Raski kendini yırtınır çaba ile savunsa da şu sözlerle: "Benim nedenlerim vardı. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz" Ama savunmasız bırakılan sadece Raskolnikov değil, adaletin kesilen bir parmaktan ibaret olduğunu sanan töreci ahlak bozuntusu insanların ayaklar altında ezilen zayıflar,güçsüzler. Tıpkı

Ezilenler romanında olduğu gibi . Kestiğimiz parmaklar bazen acır. Bazen adalet değil sadece hak iddia ederiz çünkü sadece kendini düşünen haklıdır aptallar ülkesinde. Başkasını da düşünen onun yerine üzülene da "Rahatlık mı batıyor?! " derler. Yardım etmeyenler yardım edene de engel olur böylece. Hatta bu durumu bir alıntıyla tasdikleyecek olursak #67317475 ●Karakterlerin günümüze kadar uzanan tasviri ve muhteşem öyküsü ile işte bu olayı aklınıza takılan tek bir soru bırakmadan tak tak sunuyor önünüze !! ●Kesinlikle bir başucu kitabı ve hayattan ders çıkarılması gereken kılavuz kitaplardan.. ●Kitabı okurken bizim eskilerin bir lafı geldi aklıma: Her osuruğa burun tutma! :) :) ●Bence bu laf bizim Raski'ye cuk oturuyor. Garibimin başına da ne geliyorsa sırf bu yüzden geliyor. ●Bazı karakterlere acayip kıl olup bazılarına acıyıp bazılarına aman sen de bee diyeceksiniz amma bunu da dikkatinize sunarım. Ballı mı ballı leziz mi leziz bir eser hatta şaheser. ●Dönemin siyasi olaylarını bilmek eseri okurken işinizi kolaylaştırabilir. Aynı şekilde felsefe akımlarıyla alâkalı da çok güzel bilgiler sunan bir kitap düşüne düşüne okutuyor. ●Çoğu bilim kurgu ve cinai romanlara taş çıkartacak bir eser. Yani klasik niteliği dışında size polisiye havası da yaşatıyor aynı zamanda. Soluğumu tuta tuta okudum ve hatta hiçbir Sherlock hikâyesinde bile bu kadar heyecanlandığımı ve olayları bu kadar merak ettiğimi hatırlamıyorum o kadar iyi hissettiriyor ki o olayı sanki ben yaşadım sanki kapının arkasında Raskiyle ben duruyordum. ●Kitabın çevirisini İş Bankası'nın Rusça Çevirmeni Mazlum Beyhan üstlenmiş. Bu sebepten ötürü okurken anlamakta sıkıntı çekmedim. Öteki yayınevini de bu açıdan tebrik ederim. Benim okuduğum yayın evinin içinde ilüstrasyonlar da vardı o yüzden keyif bile aldım okurken. ●Evinizde bulunması gereken bir dünya klasiği okuyun ve okutturun. ■Geç kalınmışlık hissi yok bende bence tam zamanında okudum. Siz de vakit geçmeden okuyun. Klasikler ölmez.